Organik Tarım Kanunu resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye 25 milyar dolarlık dünya organik tarım piyasasında 37 milyon dolarlık paya sahip. Uzun süredir gündemde olan yasanın bu oranı artırıp artırmayacağı merakla bekleniyor "Organik Tarım Kanunu'', Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Kanun, tüketiciye güvenilir, kaliteli ürün sunmak üzere organik ürün ve girdilerin üretiminin geliştirilmesini sağlamak amacıyla gerekli önlemlerin alınmasına ilişkin usul ve esasları belirliyor. Organik ihracat sertifikası olmayan ürün ve girdiler, organik ürün veya girdi adı altında ihraç edilemeyecek. Organik ürünlerin ve girdilerin ihracat kontrolleri, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yapılacak. İhraç edilen, fakat alıcısı tarafından iade edilen ürün ve girdiler, sorumlu müteşebbisine iade edilecek. Kanuna aykırı hareket edenlere 10 milyar liradan 50 milyar liraya kadar idari para cezası verilecek, sertifikalandırılmamış ürünlere organik ürün ve girdi sertifikası verilmesi halinde yetki ve çalışma izinleri iptal edilecek.
Geleceğin yiyeceği
Son yıllarda başta ABD olmak üzere gelişmiş ülke insanları organik ürün satan mağaza ya da dükkanlara akın ediyor. Çünkü bilinçli ve sağlığını düşünen tüketici, hormonsuz, genetik değişime uğramamış, zirai ilaç kullanılmamış ürün yemek istiyor. Doğal olarak hızla artan bu talep, dünyada parasal boyutu 25 milyar doları bulan organik ürün pazarı oluşturdu. Uzmanlar organik ürün pazarının 10 yıl içinde 100 milyar dolar seviyesine çıkmasını da bekliyor.
Organik tarım için çok elverişli topraklara sahip olan Türkiye 25 milyar dolarlık dünya organik ürün pazarında sadece 37 milyon dolarla yüzde 1.5 paya sahip. Topraklarımızda üretilen organik ürünlerin yüzde 99'u AB üyesi 35 ülkeye ihraç ediliyor. 6 yıldır bazı marketlerde organik ürünlerle buluşan Türk tüketici ise, Avrupalı'nın tersine organik ürün yemek isterse organik olmayan ürünlere göre bazen 4 kat fazla ücret ödüyor. Kontrol ve sertifikasyon hizmetleri çok pahalı olduğu için küçük işletmeler organik tarım işine giremiyor.
Üretici sayısı artıyor
Ülkemizde organik üretim yapan üretici sayısı 1996 yılında bin 947 iken, bu sayı 2002'de 12 bin 428'e, 2003 yılında da 13 bin 44'e ulaşmış. 1996 yılında 6 bin 789 hektar alanda yapılan organik üretim, 2002 yılında 89 bin 827 hektara, 2003 yılında da 103 bin 190 hektar alanda yapılmaya başlanmış. 1996 yılında 10 bin 304 ton olan organik üretim miktarı, 2002 yılında 310 bin 125 tona, 2003 yılında da 291 bin 826 ton olarak gerçekleşmiş.
Geleceğin yiyeceği
Son yıllarda başta ABD olmak üzere gelişmiş ülke insanları organik ürün satan mağaza ya da dükkanlara akın ediyor. Çünkü bilinçli ve sağlığını düşünen tüketici, hormonsuz, genetik değişime uğramamış, zirai ilaç kullanılmamış ürün yemek istiyor. Doğal olarak hızla artan bu talep, dünyada parasal boyutu 25 milyar doları bulan organik ürün pazarı oluşturdu. Uzmanlar organik ürün pazarının 10 yıl içinde 100 milyar dolar seviyesine çıkmasını da bekliyor.
Organik tarım için çok elverişli topraklara sahip olan Türkiye 25 milyar dolarlık dünya organik ürün pazarında sadece 37 milyon dolarla yüzde 1.5 paya sahip. Topraklarımızda üretilen organik ürünlerin yüzde 99'u AB üyesi 35 ülkeye ihraç ediliyor. 6 yıldır bazı marketlerde organik ürünlerle buluşan Türk tüketici ise, Avrupalı'nın tersine organik ürün yemek isterse organik olmayan ürünlere göre bazen 4 kat fazla ücret ödüyor. Kontrol ve sertifikasyon hizmetleri çok pahalı olduğu için küçük işletmeler organik tarım işine giremiyor.
Üretici sayısı artıyor
Ülkemizde organik üretim yapan üretici sayısı 1996 yılında bin 947 iken, bu sayı 2002'de 12 bin 428'e, 2003 yılında da 13 bin 44'e ulaşmış. 1996 yılında 6 bin 789 hektar alanda yapılan organik üretim, 2002 yılında 89 bin 827 hektara, 2003 yılında da 103 bin 190 hektar alanda yapılmaya başlanmış. 1996 yılında 10 bin 304 ton olan organik üretim miktarı, 2002 yılında 310 bin 125 tona, 2003 yılında da 291 bin 826 ton olarak gerçekleşmiş.