Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Çağatay Akçalı, çocuk sinüzitlerinde erişkinler gibi bulguların çoğu kez belirgin olmaması nedeniyle hastalığa daha güç tanı konulabildiğini belirterek, bu nedenle dikkatli araştırılması gerektiğini kaydetti.
Hastalığın çeşitli nedenlerle gelişebileceğini, ancak hazırlayıcı faktörün üst solunum yolları enfeksiyonuna neden olan viral bir enfeksiyon olduğunu belirten Prof. Dr. Akçalı, "Çocuk hasta grubunda sinüzit tanısı son 15 yılda daha sık konulmaktadır. Çocuklarda sinüzitilerleyen dönemlerde görme keskinliğinin azalmasına, daha sonra kalıcıgörme kayıplarına yol açabilir ve hatta başka rahatsızlıklara neden olarak önemli riskler yaratabilir" diye konuştu.
Medikal tedaviye rağmen rahatsızlığın 3 aydan uzun sürmesi, yılda 4'ten fazla sinüzit atağının yaşanması veya uzun süreli antibiyotik uygulaması sonrasında da belirtilerin devam etmesinin hastalığın kronikleştiğinin göstergesi olduğunu belirten Akçalı, "Çocuklarda hastalığın komplikasyonlar oluşmadan tanınması önemlidir. Bu nedenle öncelikle aileler duyarlı olmalıdır" dedi.
Çocuklarda sinüzit belirtileri
Baş ve yüz ağrısı ile yüksek ateşin dikkate alınması gereken şikayetler olduğunu belirten, ancak özellikle küçük çocukların rahatsızlıklarını ifade edemeyebileceklerini, bu nedenle davranışlara bakarak belirtileri izlemek gerektiğini anlatan Akçalı, şöyle devam etti:
"Bu belirtiler, başı tutma ve vurma, yanakları ovma, saç çekme veyüzü soğuk yüzeylere sürtme şeklinde olabilir. Küçük çocuklar genizdeki akıntıyı yuttukları için mide bulantısından yakınırlar ve kötü ağız kokusu olabilir. Göz hareketlerinde kısıtlılık görülebilir.
Büyük çocuklarda burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı belirgin bulgulardır. Kronik sinüzitlerde ayrıca kuru öksürük vardır. Genellikle gün boyu devam eder, geceleri artar ve sıklıkla uyku bölünür. Yüzde hassasiyet ve diş ağrısı sık görülür. Burun kökü, göz etrafı ve alında ağrı olur, kulak bölgesini ve kafanın arka tarafını da etkiler."
Riski artıran faktörler ve cerrahi müdahele
Anne ve babanın alerjik olduğu durumda çocuklarda yüzde 6570 oranında risk bulunduğunu belirten Prof. Dr. Akçalı, şunları kaydetti:
"Çevresel faktörler de önemlidir. Kuruluk, havadaki nem oranı ve oksijen azlığı aktiviteyi etkilemektedir. Pasif sigara içimi çocuklarda sinüzite neden olan önemli çevresel faktörlerden biridir.
Üst solunum yolları enfeksiyonunun sinüzit insidansını artırması kreş ve anaokulu çocuklarında önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ayrıca, astımlı çocuklarda, sinüzite daha çok rastlanmaktadır ve sinüzit astım ataklarını tetiklemektedir. Kronik sinüzitli çocuklarda yüzde 25 oranında astım bulunduğu saptanmıştır."
Akut sinüzitlerin 1014 günde iyileşeceğini, ancak, inatçı vakalarda 6 haftaya kadar antibiyotik kullanımına gidilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Akçalı, "Medikal tedavi ile düzelmemesi halinde cerrahi tedavi gündeme gelir. Cerrahi müdahalede zedelenmeden kaçınmakve operasyonu minimum düzeyde uygulamak amacıyla çocuklar için yapılmış aletlerin kullanılması gereklidir. Zorunla hallerde başvurulan cerrahi müdahaleyle çocuklarda yüzde 80 oranında başarı mümkündür" şeklinde konuştu.
Hastalığın çeşitli nedenlerle gelişebileceğini, ancak hazırlayıcı faktörün üst solunum yolları enfeksiyonuna neden olan viral bir enfeksiyon olduğunu belirten Prof. Dr. Akçalı, "Çocuk hasta grubunda sinüzit tanısı son 15 yılda daha sık konulmaktadır. Çocuklarda sinüzitilerleyen dönemlerde görme keskinliğinin azalmasına, daha sonra kalıcıgörme kayıplarına yol açabilir ve hatta başka rahatsızlıklara neden olarak önemli riskler yaratabilir" diye konuştu.
Medikal tedaviye rağmen rahatsızlığın 3 aydan uzun sürmesi, yılda 4'ten fazla sinüzit atağının yaşanması veya uzun süreli antibiyotik uygulaması sonrasında da belirtilerin devam etmesinin hastalığın kronikleştiğinin göstergesi olduğunu belirten Akçalı, "Çocuklarda hastalığın komplikasyonlar oluşmadan tanınması önemlidir. Bu nedenle öncelikle aileler duyarlı olmalıdır" dedi.
Çocuklarda sinüzit belirtileri
Baş ve yüz ağrısı ile yüksek ateşin dikkate alınması gereken şikayetler olduğunu belirten, ancak özellikle küçük çocukların rahatsızlıklarını ifade edemeyebileceklerini, bu nedenle davranışlara bakarak belirtileri izlemek gerektiğini anlatan Akçalı, şöyle devam etti:
"Bu belirtiler, başı tutma ve vurma, yanakları ovma, saç çekme veyüzü soğuk yüzeylere sürtme şeklinde olabilir. Küçük çocuklar genizdeki akıntıyı yuttukları için mide bulantısından yakınırlar ve kötü ağız kokusu olabilir. Göz hareketlerinde kısıtlılık görülebilir.
Büyük çocuklarda burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı belirgin bulgulardır. Kronik sinüzitlerde ayrıca kuru öksürük vardır. Genellikle gün boyu devam eder, geceleri artar ve sıklıkla uyku bölünür. Yüzde hassasiyet ve diş ağrısı sık görülür. Burun kökü, göz etrafı ve alında ağrı olur, kulak bölgesini ve kafanın arka tarafını da etkiler."
Riski artıran faktörler ve cerrahi müdahele
Anne ve babanın alerjik olduğu durumda çocuklarda yüzde 6570 oranında risk bulunduğunu belirten Prof. Dr. Akçalı, şunları kaydetti:
"Çevresel faktörler de önemlidir. Kuruluk, havadaki nem oranı ve oksijen azlığı aktiviteyi etkilemektedir. Pasif sigara içimi çocuklarda sinüzite neden olan önemli çevresel faktörlerden biridir.
Üst solunum yolları enfeksiyonunun sinüzit insidansını artırması kreş ve anaokulu çocuklarında önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ayrıca, astımlı çocuklarda, sinüzite daha çok rastlanmaktadır ve sinüzit astım ataklarını tetiklemektedir. Kronik sinüzitli çocuklarda yüzde 25 oranında astım bulunduğu saptanmıştır."
Akut sinüzitlerin 1014 günde iyileşeceğini, ancak, inatçı vakalarda 6 haftaya kadar antibiyotik kullanımına gidilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Akçalı, "Medikal tedavi ile düzelmemesi halinde cerrahi tedavi gündeme gelir. Cerrahi müdahalede zedelenmeden kaçınmakve operasyonu minimum düzeyde uygulamak amacıyla çocuklar için yapılmış aletlerin kullanılması gereklidir. Zorunla hallerde başvurulan cerrahi müdahaleyle çocuklarda yüzde 80 oranında başarı mümkündür" şeklinde konuştu.