Bütün değerlerimiz, hislerimiz, acılarımız artı bize zarar veren icraatlar, olaylar sıradanlaştı, sıradanlaştırıldı. AKP’nin oy çokluğu ve icraatsız iktidarlarının temellerinden biridir bu sıradanlaştırma taktiği.
İlginçtir! Tarihte hep önde ve özel olan “Yüce Türk Milleti” kendisini, sosyal hayatını ve devletini sıradanlaştıran bu anlayışa ısrarla “evet” diyor. Demek ki, sıradanlık çoğunluğun hoşuna gidiyor. Benim ise zoruma gidiyor.
Aşağıdan yukarı doğru bakalım; Gelir düzeyi, fakirlik ve yoksulluk çizgisinde git geller yaşayan “Yüce Türk Milleti” ekonomik esaret altında. Hükümetin ise acilen paraya ihtiyacı var. Ne yapması lazım? Zam.
Hükümet zam yapacağını aylar öncesinden duyuruyor. Vatandaş önce bağırıyor, çağırıyor. Deyim yerindeyse; Gazını atıyor. Sonra “usta” hatip ve bakanları çıkıyor; Devletin ve milletin geleceği için bu zamların gerekliliğinden bahsediyor.
Gazı alınmış vatandaş, devlet ve millet için her türlü fedakârlığa hazır hale getirilmiş oluyor. Ondan sonra zamlar devreye giriyor. Böylece sıradanlaşan zamlar sıradan, sıradan vatandaşın cebinden götüreceği yere kadar parayı alıp, götürüyor…
İnsanların ve özellikle insanımızın hayatında dinin, dinden gelen değerlerin önemli bir yeri vardır. Zaten bu değerlerin istismarı ile birilerinin geldiği nokta açıktır.
Sıradanlaşmaya gelince; İstismara tabi olan her değer sıradanlaşır. Çünkü özel olamayan genel olur. Dinimizin emri olan “başörtüsü” bir zamanlar “özeldi”. Kim sıradanlaştırdı? Dinimizde olmayan örtü şeklini kim bu milletin kızlarına yutturdu.
Ahlak insan için çok özeldir. Ama gel gör ki! Ekranlarda, gazetelerde vs. sigara ve alkole engel koyanlar, karartanlar, yengesine, baldızına (…) ları serbest bıraktı, sıradanlaştırdı. Haliyle ahlakta sıradanlaştı.
Camilerimiz “özel” mekânlardır. Camilerde ayin yapmaya kadar giden yolu hangi anlayış açarak, bu özel mekânları sıradanlaştırdı?
Kur’an, Allah-u Teala’nın kelamı, Peygamber Efendimizin (sav) en büyük mucizesidir. Toplumun önündeki insanlar, Kur’an’a, Kur’an’ın emirlerine arkalarını çevirdiler. Gittiler Tevrat’tan, İncil’den pasajlar okumaya kalktılar. İnsanımız baktı ki! Bizim din, iman adına seçtiklerimiz böyle yapıyor ve davranıyorsa doğrudur. Bizde öyle düşünelim, yaşayalım, dediler. Haliyle onların gönüllerinde “Kur’an” sıradanlaştı.
Tarihe yön vermiş, insanlığa ışık olmuş hatta Macaristan Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi; “Türkler tarafından 150 yıl boyunca idare edilmemizi şans olarak tanımlıyorum. Ülkemiz Türkler değil de başka bir millet tarafından alınsaydı, dilimizi ve dinimizi değiştirmemizi isteyeceklerdi, biz de asimile olacaktık…”
Tarihe damga vurmuş bir milletin ve devletinin, 50 yıldır AB kapısında beklemesi, ABD’nin “beslemesi” olması, tarihte hep mücadele ettiği haçlı zihniyetinin emir eri olması maalesef devletimizi de sıradanlaştırdı.
Hukukumuz sıradanlaştı. Her ülkenin ve her toplumun hukuku, kendi kültür ve inancından kaynaklanan değerlere sahiptir. AB’nin, haçlı hukuku ve yasaları asla bu millete fayda getirmemiştir ve getiremezde.
Ama ne yaptı AB hayranı AKP? Gitti AB anayasasını, Türk hukukundan üstün sayan imzayı attı. Zaten yamalı olan hukukumuz, üstüne birde AB astarı taktı. Türkiye aleyhine açılan davalar 50 binlere ulaşmış. Eskiden şeriatın kestiği parmak acımaz, derdik. Şimdi ise papazların kestiği parmağa “eyvallah” çekiyoruz…
Şehitlik, bizler için çok “özel” bir makamdı. “Üç, beş şehit”, “genç yaşta nasiptarlık” “yan gelip, yatma yeri” “bu işin doğasının sonucu” vs. tanımlamalarla sıradanlaştırıldı. Bu nasibe neden koşmuyorsunuz, sorusu ise hep havada kaldı.
Terör ve terörist nefret ve kin bakımından özeldi. Terör gündelik olunca sıradanlaştı. Terörist “onur” konuğu olunca, davul, zurnalarla karşılanınca, masa muhabbetleri başlayınca o da sıradanlaştı.
Hülasa biz sıradanlaşınca, yöneticilerimizi de sıradan seçtik. Hani Peygamber Efendimiz (sav) buyurmuştu ya; “Nasıl yaşarsanız öyle idare olunursunuz.” Demek ki, sıradan yaşıyoruz ki, öyle idare ediliyoruz…
İlginçtir! Tarihte hep önde ve özel olan “Yüce Türk Milleti” kendisini, sosyal hayatını ve devletini sıradanlaştıran bu anlayışa ısrarla “evet” diyor. Demek ki, sıradanlık çoğunluğun hoşuna gidiyor. Benim ise zoruma gidiyor.
Aşağıdan yukarı doğru bakalım; Gelir düzeyi, fakirlik ve yoksulluk çizgisinde git geller yaşayan “Yüce Türk Milleti” ekonomik esaret altında. Hükümetin ise acilen paraya ihtiyacı var. Ne yapması lazım? Zam.
Hükümet zam yapacağını aylar öncesinden duyuruyor. Vatandaş önce bağırıyor, çağırıyor. Deyim yerindeyse; Gazını atıyor. Sonra “usta” hatip ve bakanları çıkıyor; Devletin ve milletin geleceği için bu zamların gerekliliğinden bahsediyor.
Gazı alınmış vatandaş, devlet ve millet için her türlü fedakârlığa hazır hale getirilmiş oluyor. Ondan sonra zamlar devreye giriyor. Böylece sıradanlaşan zamlar sıradan, sıradan vatandaşın cebinden götüreceği yere kadar parayı alıp, götürüyor…
İnsanların ve özellikle insanımızın hayatında dinin, dinden gelen değerlerin önemli bir yeri vardır. Zaten bu değerlerin istismarı ile birilerinin geldiği nokta açıktır.
Sıradanlaşmaya gelince; İstismara tabi olan her değer sıradanlaşır. Çünkü özel olamayan genel olur. Dinimizin emri olan “başörtüsü” bir zamanlar “özeldi”. Kim sıradanlaştırdı? Dinimizde olmayan örtü şeklini kim bu milletin kızlarına yutturdu.
Ahlak insan için çok özeldir. Ama gel gör ki! Ekranlarda, gazetelerde vs. sigara ve alkole engel koyanlar, karartanlar, yengesine, baldızına (…) ları serbest bıraktı, sıradanlaştırdı. Haliyle ahlakta sıradanlaştı.
Camilerimiz “özel” mekânlardır. Camilerde ayin yapmaya kadar giden yolu hangi anlayış açarak, bu özel mekânları sıradanlaştırdı?
Kur’an, Allah-u Teala’nın kelamı, Peygamber Efendimizin (sav) en büyük mucizesidir. Toplumun önündeki insanlar, Kur’an’a, Kur’an’ın emirlerine arkalarını çevirdiler. Gittiler Tevrat’tan, İncil’den pasajlar okumaya kalktılar. İnsanımız baktı ki! Bizim din, iman adına seçtiklerimiz böyle yapıyor ve davranıyorsa doğrudur. Bizde öyle düşünelim, yaşayalım, dediler. Haliyle onların gönüllerinde “Kur’an” sıradanlaştı.
Tarihe yön vermiş, insanlığa ışık olmuş hatta Macaristan Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi; “Türkler tarafından 150 yıl boyunca idare edilmemizi şans olarak tanımlıyorum. Ülkemiz Türkler değil de başka bir millet tarafından alınsaydı, dilimizi ve dinimizi değiştirmemizi isteyeceklerdi, biz de asimile olacaktık…”
Tarihe damga vurmuş bir milletin ve devletinin, 50 yıldır AB kapısında beklemesi, ABD’nin “beslemesi” olması, tarihte hep mücadele ettiği haçlı zihniyetinin emir eri olması maalesef devletimizi de sıradanlaştırdı.
Hukukumuz sıradanlaştı. Her ülkenin ve her toplumun hukuku, kendi kültür ve inancından kaynaklanan değerlere sahiptir. AB’nin, haçlı hukuku ve yasaları asla bu millete fayda getirmemiştir ve getiremezde.
Ama ne yaptı AB hayranı AKP? Gitti AB anayasasını, Türk hukukundan üstün sayan imzayı attı. Zaten yamalı olan hukukumuz, üstüne birde AB astarı taktı. Türkiye aleyhine açılan davalar 50 binlere ulaşmış. Eskiden şeriatın kestiği parmak acımaz, derdik. Şimdi ise papazların kestiği parmağa “eyvallah” çekiyoruz…
Şehitlik, bizler için çok “özel” bir makamdı. “Üç, beş şehit”, “genç yaşta nasiptarlık” “yan gelip, yatma yeri” “bu işin doğasının sonucu” vs. tanımlamalarla sıradanlaştırıldı. Bu nasibe neden koşmuyorsunuz, sorusu ise hep havada kaldı.
Terör ve terörist nefret ve kin bakımından özeldi. Terör gündelik olunca sıradanlaştı. Terörist “onur” konuğu olunca, davul, zurnalarla karşılanınca, masa muhabbetleri başlayınca o da sıradanlaştı.
Hülasa biz sıradanlaşınca, yöneticilerimizi de sıradan seçtik. Hani Peygamber Efendimiz (sav) buyurmuştu ya; “Nasıl yaşarsanız öyle idare olunursunuz.” Demek ki, sıradan yaşıyoruz ki, öyle idare ediliyoruz…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025