Soçi'de ana omurga Adana Anlaşması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Rusya'nın Soçi kentinde 22 Ekim'de üzerinde uzlaştığı "Türkiye-Rusya Federasyonu Arasında Mutabakat Muhtırası" başlıklı belgenin 4. maddesi, "Her iki taraf Adana Anlaşması'nın önemini teyit eder.
Rusya Federasyonu mevcut koşullarda Adana Anlaşması'nın uygulanmasını kolaylaştıracaktır" hükmünü taşıyor.
Hatırlatmakta yarar var, devlet ricalimiz Barış Pınarı Harekâtı başladıktan sonra operasyonun Adana Mutabakatı olarak da adlandırılan Adana Anlaşması kapsamında yapıldığını açıklamıştı. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 Ekim'de Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde yabancı medyaya yaptığı açıklamada, "Rejim (Esad yönetimi), teröriste karşı ayakta duramıyor. Duramadığı için biz de Adana Mutabakatı ile ne yaptık? Suriye'ye girdik" demişti.
Erdoğan, 16 Ekim'deki partisinin grup toplantısında da, Barış Pınarı Harekâtı'nın NATO'nun 5. maddesinin uygulanması ve Adana Mutabakatı kapsamında yapıldığını vurgulamıştı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, 16 Ekim'de Meclis Genel Kurulunda Barış Pınarı Harekâtı konusunda milletvekillerine bilgilendirirken, harekâtın BM Şartı'nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkı ile terörle mücadele konusunda BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararlar uyarınca yürütüldüğünü vurgulayarak, şunları söylemişti: "Buna ilaveten 20 Ekim 1998'de imzaladığımız Adana Mutabakatı da Suriye topraklarından kaynaklanan terörün her türlüsüyle bu ülkede vakitlice ve etkin şekilde mücadele edebilmemiz için ülkemize gerekli hukuki temeli sağlamaktadır."
Hatta Ürdünlü askeri uzman, Emekli Tümgeneral Fayiz ed-Duveyri, Türk basınına yaptığı açıklamada, "Türkiye ile Suriye arasında 1998 yılında imzalanan Adana Anlaşması uyarınca Türkiye, Suriye topraklarında terör örgütü PKK'ya operasyon düzenleme hakkına sahiptir.
Anlaşma gereğince, Türkiye'nin ulusal güvenliği söz konusu ise gerekli önlemlerini Suriye içinde olsa bile belirli bir alana kadar alabilir" ifadesini kullandı.
Adana Anlaşması'nın yanı sıra Türkiye ile Suriye arasında 21 Aralık 2010'da imzalanan Terör ve Terör Örgütlerine Karşı Ortak İşbirliği Anlaşması dikkat çekiyor.
Adana Anlaşması uygulanamıyor
Adana Anlaşması, Suriye yönetiminin PKK ve uzantılarının kendi topraklarını kullanarak Türkiye'ye tehdit oluşturmasını önlemeyi amaçlıyor ancak 2011'den bu yana Suriye'deki iç savaş nedeniyle fiilen uygulanamıyor. Anlaşmayı bu yıl "Türkiye ile Suriye arasında diyaloğu başlatmak amacıyla" Ocak ayında Putin gündeme getirdi.
Suriye, 1980 ve 1990'lar boyunca PKK ve lideri Abdullah Öcalan'ın kendi topraklarında konuşlanmasına, eğitim kampları oluşturmasına, her türlü propaganda faaliyetine ve topraklarından Türkiye'ye dönük terör eylemleri gerçekleştirmesine izin vermişti.
Türkiye'nin 1996'da verdiği çok sert notaya rağmen PKK eylemlerini engellemeyen Suriye, Fırat'ın suları ve Hatay meselesini de sürekli gündeme getirerek Türkiye'yi uluslararası baskı altına almaya çalışıyordu.
Dönemin hükümeti 1998 yılının ikinci yarısından itibaren Suriye'yi teröre destekten vazgeçirmeye dönük 'kuvvet politikası' uygulamaya başladı. Muhtemel bir Ankara-Şam askeri çatışmasından kaygılanan bazı ülkeler, Mısır ve İran'ın girişimleri sonucu Suriye yönetimini Türkiye'nin taleplerini karşılama noktasına getirdi ve 20 Ekim 1998 günü Adana'da bir araya gelen iki ülke heyetleri Adana Anlaşması'nı imzaladı.
Anlaşmanın ana fikri
Türkiye adına Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Uğur Ziyal ve Suriye adına Tümgeneral Adnan Badr al-Hasan'ın imza attığı Adana Anlaşması, Öcalan'ın Suriye'nin dışında olduğu ve bir daha asla girmeyeceği, yurtdışındaki PKK unsurlarının Suriye'ye dönemeyeceği, ülke topraklarındaki PKK kamplarının bir daha kullanılmayacağı ve tutuklanan PKK üyelerinin listelerinin Türkiye'ye verilmesi taahhütlerini içeriyordu.
Anlaşma, Suriye tarafının kısa vadede yerine getireceği taahhütlerin yanı sıra iki ülkenin uzun vadeli terörle mücadele çerçevesini de çiziyor.
Suriye topraklarında operasyonun önünü açan Adana Anlaşması
20 Ekim 1998'de imzalanan 5 maddelik Adana Mutabakatı, şunları içeriyor:
• Suriye, mütekabiliyet ilkesi uyarınca, kendi topraklarından doğan ve Türkiye'nin güvenliği ile istikrarını tehlikeye atan hiçbir faaliyete izin vermeyecek. Suriye, PKK'nın topraklarında silah arzı, lojistik malzeme, finansal destek ve propaganda aktivitelerine müsaade etmeyecek.
• Suriye, PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmiştir. Suriye, diğer terör örgütlerinin yanı sıra PKK ve uzantılarının topraklarındaki faaliyetlerini yasaklamıştır.
• Suriye, PKK'nın topraklarında eğitim kampı kurmasını ve ticari faaliyetlerde bulunmasını yasaklamıştır.
• Suriye, PKK üyelerinin transit yollarla üçüncü ülkelere gitmesine izin vermeyecektir.
• Suriye, PKK liderlerinin topraklarına girmesini engelleyecek ve gümrük yetkililerine bunun için talimat verecektir.