Sofuluk satanlara dikkat

İmam Hatipli olduğum yıllardan beri maneviyattaki Nakşi patentini hep sorgulamışımdır. Çünkü hangi kitabı okusam illaki bir Nakşi vurgusuyla karşılaşıyordum. Hele Allah dostlarının hayatlarını, menkıbelerini okurken, o muhteşem insanların da Nakşi olduklarını okuyunca kendi kendime, 'nasıl yani' diye iç geçiriyordum.
Çünkü nezaket, zarafet, iltifat, merhamet, hoşgörü, akıl, feraset, furkan gibi ölçü, davranış ve hallerin buram buram hayat bulduğu bu insanlar ile Nakşi şeyhi vs. diye bugün tanıtılan ve tarihte okuyarak öğrendiğim insanları yan yana getirince, 'nasıl yani' diye soruyordum. Ama o yılarda cevap bulamıyordum.
Yıllar geçti, yollar geçti ömrümden. Prof. Dr. Haydar Baş ile tanışma şerefine ulaştım. O şeref beni öyle bilgilere, ilimlere ulaştırdı ki, geçmişteki soru işaretlerim tek tek cevap bulmaya başladı. Bunlardan birisi de Nakşilik ve gerçek Allah Dostlarının kimlikleridir.  
M. Emin Koç Hocam, Perşembe günü bu konuya değindi. Birilerinin nasıl miras avcılığı ve bu avcılıkla nasıl bir sahtekarlıklar sergilediklerini anlattı. Niyetlerini ve bunların sözcülerini deşifre etti. 
"Geçen akşam, iktidara Nakşilik söylemleriyle sırnaşma telaşında yeniyetme bir İlahiyatçı allame, Emir Sultan, Üftade, Aziz Mahmud Hüdayi, Somuncu Baba, Hacı Bayram Veli, Eşrefoğlu Rumi ve hatta Akşemseddin'in Nakşibendî olduklarını hararetle anlatıyor?
(M. Emin Koç Hocam bu mübarek şahsiyetlerin kim olduklarını yazısının alt bölümünde veriyor. Ben o bölümü buraya taşıyorum)
Bursa'da medfun olan Emir Sultan, Horasan erenlerinden ve Yesevi pirlerinden Emir Külal lakaplı Seyyid Ali hazretlerinin evladı, Anadolu'ya gönderdiği halifesidir. 
Somuncu Baba, asıl adı Hamidüddin-i Veli olan bir Horasan erenidir, Hacı Bayram-ı Veli'yi irşad eden seyittir.
İznik'te medfun Eşrefoğlu Rumî ise Abdulkadir Geylani'nin Hama'daki torunu Hüseyin-i Hamevi'den ve Hacı Bayram-ı Veli'den icazetli bir Kadiri piridir.
Hz. Üftade ise, bir Celvetî erendir. Hacı Bayram-ı Veli'nin halifesi Akbıyık Sultan ve Hızır Dede'nin irşadına muhatap olmuştur. Aziz Mahmud Hüdayi'nin mürşdidir. Aziz Mahmud Hüdayi de, bir Celvetî büyüğüdür. 
Göynük'te yatan Akşemseddin hazretleri, Hacı Bayram-ı Veli'nin irşat ettiği halifeleridir.
Cümlesinin yolu İmam Ali'ye varır, hepsi Cehrî zikir ekolünün erenleridir.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın tespitiyle, cümlesinin şâhı ve Anadolu'nun Genelkurmay başkanı Pir-i Horasan Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli'dir.
Şunu iyi bilin ki, sadece Osmanlı değil; nerede bir İslam-Türk medeniyeti kurulmuş ve dal-budak salmışsa, hepsinin temelinde Ehl-i Beyt soyundan hak dostları ve ağzı dualı seçkin kullar vardır. Hiçbirisi de Nakşi değildir?
Nakşilik, İslam'ın Hz. Peygamber'den sonra velayet yolu olan Ehl-i Beyt'e karşı Hind bölgesinde türetilmiş, Goa üssüne konuşlanmış Cizvit papazları ve Portekiz-İngiliz Haçlı operasyonlarıyla yaygınlaştırılmış bir bid'at akımıdır (Bkz. M. Emin Koç/ E. Polat, Nakşibendîlik, s. 88-247).
M. Emin Koç Hocam yazısının devamında Nakşilerin siyaseti nasıl etki altına aldıklarını da anlatıyor. Okumanızı tavsiye ederim.
Ben başka bir boyuta geçeceğim. Bilgi çağında yaşıyoruz. Bilgisayara öğrenmek istediğin bilginin bir kelimesini yazsan bile binlerce başlık açılıyor karşına. İşte sorunda burada başlıyor.
Çünkü ilim de işgal altında. FETÖ'yü biliyorsunuz di mi! Daha üç, beş yıl önce hemen herkes rahmet okuyordu. Şimdi bela okuyor. 
İnternet dünyası FETÖ işgali altında. Artı Nakşi işgali altında. Namazın farzları nelerdir, diye sorgulamaya kalksan bile karşına Nurcu ve Nakşi siteler, kişiler çıkıyor. Ben, aldanmayın, diyorum. Öğrenmek istediğinizi bir siteden değil gerekirse onlarca site ve kişiden sorgulayın. Ve kalbinizi yoklayın. Tatmin olmuş mu?
Yazmadan geçemeyeceğim! Daha birkaç ay önce Fatih'te birileri bıçaklandı. Ses kayıtları ortaya çıktı. Dava arkadaşları, millete 'Allah dostu' diye tanıtılan malum şahsın hadis uydurduğunu ifade etti. Aynı zihniyet gitti, Mekke'de kanlı bıçaklı oldu. 
Allah, bunların maddi ve manevi şerlerinden milletimizi korusun?