Soru sırası bizde: Bu ülkeyi bu hale kim getirdi?

Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını hayretle takip ediyorum. Geçmişini bu kadar çabuk unutmasını şaşkınlıkla izliyorum.

'O eski Türkiye yok' diyorlardı. Doğrudur! Tam 22 yıl oldu ama hala eski ile kıyas yapıp, üste çıkmaya çalışıyorlar.

Sayın Cumhurbaşkanım! 22 yıl önce zatınız ve aile efradınız böylesi zengin değildi. 44 yıl önce ise yer sofrasında yemek yediğinizi siz, ifade etmiştiniz. 

Sayın Cumhurbaşkanım! 

"Bu ülke bu hale geldiyse, bugün benim Anadolu'daki vatandaşım konteynerlerden evine çöp rızık topluyor, götürüyorsa…

Hafta pazarlarının atıklarını toplayıp evine götürüyorsa, meydanlar açız açız diye bağırıyorsa, evinin kirasını ödeyemiyorsa, suyunun parasını ödeyemiyorsa, elektriğinin parasını ödeyemiyorsa ve artık "yandım Allah" diyorsa benim halkım, vatandaşım. Yüzde yirmi beşi açlık sınırının altındaysa, yüzde ellisi yoksulluk sınırının altındaysa…

Türkiye'yi bu hale kim getirdi? Bu hükümet getirmedi mi? Kim bu vebali üstlenecek?"

Bu sözler ve daha fazlası sizin Sayın Cumhurbaşkanım.

22 yıldır bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Artık Anadolu'da bile insanlar pazar atıklarından, çöp konteynerlerinden evlerine rızık götürüyor. 

Vatandaş kirasını, faturalarını ödeyemiyor. 34 milyon kişi bankalara borçlu. Ödenememiş ve takibe girmiş, hacze başlanacak borç miktarı 110 milyar lirayı açmış. Bu tablo sadece sizin iktidarınızda ortaya çıktı.  

Sokağa çıkmadığınız, pazar yerlerine gitmediğiniz için 'yandım Allah' nidalarını duymamanız normal. 

Ama sizde önce milletin yüzde 25'i açlık sınırı altında bir geliri sahipken siz bu oranı yüzde elliye çıkardınız. 

'Fakirliği bitireceğiz' dediniz ve dediğinizi yaptınız. Artık bir kesim ultra zengin devletin sahibi millet ise aç. Fakirliği bile bu millete çok gördünüz. 

Satmakla övündünüz, bir de yaptırmak ile. Sattıklarınız hesabını vermediğiniz gibi yaptırdıklarınızı da millete ödetiyorsunuz. 

Şimdi soru sırası bizde. Eğer darbecilerin anayasası dediğiniz, kanunlara göre suç değilse 'bu ülkeyi bu hale getirdi' sorusunu sormak isterim. 

Sayın Cumhurbaşkanım,

Partinizin ilk adı adalet ve her konuşmanızda adalet vurgusu yapıyorsunuz. Her şey bir tarafa (!) eğitim ve sağlık hizmetlerinde bile zengin ile fakir arasında bırak adalet sağlamayı, adaletsizliği yavan yaptırdınız. 

Bu ülkede cumhurbaşkanı, bakan, vekil, zengin çocukları bizim (milletin) çocuklarından çok daha zeki mi dünyaya geliyor? Neden en azından fırsat eşitliği tanımadınız?

22 yıl geçti ama sizlerin mazeret ve şikayetleri bitmedi, bitmiyor. Şimdi diyorsunuz ki; "Açgözlü fırsatçıların ne enflasyonla faizle izah edilmeyecek keyfi fiyatlandırma alışkanlıkları işimizi zorlaştırıyor. Fahiş fiyatlı ürünü boykot edin. Satılmayan, alıcısı olmayan ürünün kıymeti kalmaz."

'Artık emir alan Türkiye yok, emir veren Türkiye var' diyorsunuz. Ama açgözlü, dediğiniz güruha bile sözünün geçmemiş. Artı iyi bir ekonomistin yönettiği bir ülkede, enflasyon ana başlık olabilir mi?

Ya asgari ücret!

Alın teri, deniz. Hak, emek, dediniz ve Sevgili Peygamberimizin mübarek sözleri dile getirdiniz ve 22104 TL kıymet biçtiniz. 

Yetmedi, birde rest çektiniz; "Çatlasanız da patlasanız da biz atacağımız adımları hesap ederek atarız. (Asgari ücret) Yüzde 30 artırdık. 2025 enflasyon hedefinden yüksek olmasına rağmen içimize sinen, emekçilerimizin alın terinin tam karşılığı olan bu hesap yerine oturdu."

Harbiden içinize sindi mi?

Sizin hesabınızı bilmem ama bizim inandığımız hesap, 'komşusu açken tok yatan bizden değildir' hesabıdır.

Sonra bu hesabın size ait olmadığı ortaya çıktı. "Morgan Stanley'in Kasım 2024 raporundan: Türkiye'de asgari ücrete %30 zam bekliyoruz. Merkez Bankasının da faiz oranlarında kısmi bir indirime gitmesini bekliyoruz".

Tesadüf mü diyelim!

Diyorsunuz ki; "Bu rakam (22 bin 104TL), enflasyonla gelir arasında dengeyi gözeden bir rakamdır. İşveren daha fazla vermek istiyorsa versin, biz tabanı belirliyoruz. Daha fazla vereceksen ver. Önünü kesen, elini tutan yok."

BTP Lideri Hüseyin Baş'ta; "Emekli maaşını da iktidar veriyor, önünü kesen de yok. Bakalım ne kadar yüksek verecekler?"

Neden vermediniz? Yoksa önünüzü kesen, elinizi tutan birileri mi var?