Süleyman Soylu’nun bahsettiği kayıtlara ulaştım

Özellikle iktidar partisi kurmaylarının söylemleri rayından çıkmış, kural, ölçü tanımaz hale gelmiş durumda. Bir yenisi olmadıysa son açıklama İçişleri Bakanı Soylu'dan geldi.

Malum Soylu'nun, İmamoğlu'na karşı, 'beni aradı, hakkındaki dosya için yardım istedi' açıklamasına, İmamoğlu, 'istihbarat sende, telefon takibi sende, tüm bilgilere erişme gücün var. Bunu ispat edersen ben, edemezsen sen istifa etmelisin. Hodri meydan' şeklinde cevap verdi.

AKP için tarihi fırsatı, Ekrem İmamoğlu bizzat eliyle sundu. Açıkla kayıtları, otur koltuğa, bitsin bu 31 Mart,  23 Haziran hazımsızlığı.

Düşünün bir kere! Kar yağdığı gün, Ekrem İmamoğlu'nun saat kaçta, kiminle hangi restorana, hangi güzergâhtan gittiğini ve kiminle yemek yediğini bilen, teröristlerin ayakkabı numaralarını dahi öğrenen Süleyman Soylu bahsettiği görüşmeyi ortaya koyması bardağa, şeker atmak kadar kolay.

Ama Sayın Soylu bardağa, şeker atacağına, gönülleri yoran, zihinleri bulandıran o açıklamayı yaptı:

'Defalarca arama yapıp şahsımla görüşme yaptığı, her şeyden önce Cenab-ı Hakk'ın kayıtlarında ve sonrasında beşer olarak bizlerin ve kendi zihninde mevcuttur'.

Düşündüm! Süleyman Soylu, 'Cenabı Hak kayıtları' kavramını neden kullanmış olabilir?

1- Manevi kavramlar üzerinden haklılığını ispat için.

2- En azından kendi taraftarlarını, olmayan bir şeye inandırmak için.

3- Bu tip kavramları kullanarak devam gündemde kalıp, iktidarın ekonomik başarısızlığını gizlemek için.

4- AKP'yi zayıflatmak için. Başka sebep bulanlar yazsın. 

Gelelim benim ulaştığım kayıtlara 

"Ne yerde, ne de gökte zerre kadar hiç bir şey Rabbinin gözünden kaçmaz. Ne zerreden daha küçük, ne de ondan daha büyük! Ancak bunların hepsi apaçık bir kitaptadır." (Yunus Suresi 61) 

"İnsanın arkasında ve önünde, Allah`ın emriyle onu koruyan ve yaptıklarınızı kaydeden melekler vardır" (Ra`d, 11).

'Muhakkak sizin üzerinizde gözetici (hafız) çok şerefli yazıcılar vardır ki bunlar yaptığınız amel ve işlerin hepsini bilirler." (İnfitâr, 10-12)

Bunlar gibi daha birçok ayette Yüce Allah (c.c) yaptığımız her şeyin kayıt altına alındığını, hesap gününde önümüze delil olarak konulup, hesaba çekileceğimizi vurgular.

Kendi ve bütün müminlerin kayıtları için Ya Rabbi! Sen affedicisin. Kerimsin. Affetmeyi seversin. Bizi affet.

Allah'ım! Sana ibadet edecek güç, senin kitabını anlayacak basiret, hüküm ve hikmetini kavrayacak anlayış istiyoruz. 

Ya Rabbi! Bizi, sana dönüp pişman olan ve tövbesi senin tarafından kabul edilen kimselerden kıl…

Allah'ım! Şu günümüzün başını felâh, ortasını iyilik ve sonunu kurtuluş yap. Allah'ım! Hz. Muhammed'e ve Âl-i Muhammed'e salât eyle. Onların hürmetine bizleri affeyle. (amin)

Benim ulaştığım kayıtlara gelince. Evet, bende, Süleyman Soylu hakkındaki kayıtların bazılarına ulaştım. 

Nasıl mı? Çünkü şahitler, tanıklar arasında ismim var. Bakarsan, senin de ismin olduğunu görürsün. İşte o kayıtlardan bir kaçı.

1- 'AKP hükümeti, yanlış ekonomi politikası sonucu bayramları da millete zehir etti. İnsanlarımız gülmeyi unuttu. 

Beceriksizlik ve yetersizlikle, Türkiye'yi krizle karşı karşıya bıraktılar. 

Paçalarından yolsuzluk akıyor. Türkiye'de ihale ve yandaş belediyeciliği yapılmaktadır."

2- "Yolsuzluklarla mücadele edeceğim diyen hükümet, Türkiye'yi yolsuzluk çukuru içine batırdı. 

Tüyü bitmemişin hakkını yedirmeyeceğim, dediler. Her gün tüyü bitmemiş yetimin üzerinden siyaset yapıyorlar. 

Bu ülkeyi rant ülkesi yapmayacağım dedi sayın Başbakan, rantın babasını getirdi. Bunlar yarım doktor, yarım hoca…

Eğer ben Süleyman Soyluysam, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenden hesap sormazsam namerdim."

3- "Türkiye'de çok manidar işler oluyor. AKP mensupları uzun zamandır genel başkanları ve başbakanlarını, Başbakan da kendisini, padişah olarak görmek istiyor."

4- "Önce çıktın, 'arabulucuyum" dedin, şimdi bölgedeki Müslüman ülkelerin kalbini almakla görevlendirildin. 

Ey Recep Tayyip Erdoğan, boyun eğdin, emir eri oldun, milletin ümitlerini boşa çıkardın. Boyan döküldü Tayyip Erdoğan".

5- 'Onların (AKP'nin) tek becerileri kavga çıkarmak, kaos oluşturmak, milletin değerleri üzerinden çekişmektir. Yeter artık milletimi bölmesinler, milletimi ayrıştırmasınlar, milletimin değerleriyle, inançlarıyla uğraşmasınlar.'

6- 'Bu ülkenin herkese çatan ve kaos yaratan bir Başbakanı var ki, akşam evine gittiğinde karısına ve çocuklarına boynu bükük kalan esnafın, çiftçinin yerine kendini koymuyor. Kendisi evindekilerin yüzüne nasıl bakıyor'.

7- "Buradan Türkiye'yi yönetenleri uyarıyorum, bu aynen 28 Şubat gibi, 12 Eylül öncesi gibi büyük bir senaryodur. Derin devlet bütün ama bütün her şeyiyle beraber harekete geçmiştir... 

Bütün dünyanın üzerinde ittifak ettiği, dünyanın her noktasında okullarıyla eğitime yaptığı seferberliği hem diyaloğa hem dinler arası bir şekilde uzlaşmayı sağlayacak nefreti ortadan kaldırmaya çalışacak mümtaz bir şahsiyete (Fethullah Gülen) saldırı vardır… 

Hakkında bütün dünyanın övgüler düzdüğü, aslında bütün memleketimizin minnettar olması lazım gelen bir anlayışa çirkin bir saldırıya muhatap olmamak lazım…"

8-  'Hükümetle, cemaat arasında bir çatışma alanı ortaya konuluyor ise bu da yanlış olur. Buradan bir kavga çıkarmayalım, birbirimizi üzmeyelim, incitmeyelim. 

Hele sosyal medyadaki rezillikleri görünce iğreniyorum. Bir taraftan sabahtan akşama kadar Sayın Başbakana, diğer yandan da gönlümüze sevgisi kapsamış Hoca efendiye hakaretler bizi üzmektedir…"

Kayıtlar, fotoğraf albümleri o kadar çok ki ciltler dolusu. Ve fail olarak Süleyman Soylu yazıyor. 

Bakalım Sayın Soylu, o kayıtlar hakkında ne diyecek?