Bursa'da herkes içinde vakarla yürüyen ve kendini İbni Baytar'dan yüce tutan cahil bir cerrah vardı. Onu görenler tavır ve hareketlerinden fazilet sahibi, söz ehli ve olgun birisi sanırlardı. Oysa cahillik ve anlayışsızlığından her mecliste iyi konuşan birisi geçinip ibarelerin başını gözünü yardığı çok olurdu. Ve nerede laf etse kelimeleri yanlış kullanırdı. Asrında ve şehrinde bu haliyle meşhurdu. Bir gün Kadızade merhumun meclisine varır. Söz esnasında "Padişah macunu" gibi faydalı devalarla kuvvet arttırıcı gıdalardan söz açılır. Bu cerrah da tabiblenip, herhalde kebuter (güvercin) diyecekken cahilliğinden: "Evet sultanım, bu hususta ankebut (örümcek) yavrusunu hiç bir şey tutmaz. Ve onun gibi kuvvetlendirici bulunmaz. Bu gece üç tanesini kebap edip yedim, kuvvet ve kudretimden hiç eksiklik hissetmedim" der. Kadı efendi, adamın daha anlamını bilmediği kelimelerle patavatsızlığa devam etmesinden rahatsız olup: "Ne herze yer şu cahil? Ve ne nane yer bu batıl?" der Cerrah: "Estağfirullah sultanım, sürç-i lisan oldu"
Bunu görüp işitenler gülüştüler.
Bunu görüp işitenler gülüştüler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.