Suriye coğrafyasında mücadelenin kimler arasında cereyan ettiği, çarpışan safların kimler olduğu bizim için çok net.
Bu konu çok önemli çünkü eğer Suriye’de kalben bile destekleyeceğiniz safı doğru belirleyemezseniz farkında olmadan kendinizi, İsrail ve ABD planlarına destek verenlerin safında bulabilirsiniz.
Arap Baharı ve BOP genelinde, Suriye özelinde hepimiz safımızı Cenab-ı Hakk’ın belirlediği ölçüler çerçevesinde bugün belirlemek zorundayız.
Bu basit bir karar değildir asla.
Bütün yaşananlara rağmen çoğu insanın hala doğru karar verememiş olması da doğru safta yer almanın zorluğunu ortaya koyuyor.
O zaman İslam coğrafyasına dadanan Haçlı genlere sahip BOP ve Arap Baharı gibi projelerin oluşturduğu puslu ortamda safımızı doğru bir şekilde nasıl belirleyeceğiz?
Bu sorunun cevabı hepimiz için hayati öneme haizdir.
Hükümete bakarsak Beşar Esad’ın karşısına geçip, isyancılara her türlü desteği vermemiz lazım. Ama O isyancıların başına geçtiğimiz günlerde ABD’nin belirlediği George Sabra adlı Hıristiyan biri getirildi.
Hıristiyan George Sabra’nın emri altında, her gün Suriye’de saldırlar gerçekleştirip, çoluk çocuk demeden öldüren isyancılarla beraber olacaksınız, sonra da hak yolda olduğunuzu iddia edeceksiniz.
Böyle bir şey olabilir mi?
Sorun kendi kendinize, Hz. Peygamber bugün yanımızda olsaydı, “Muhammed bize muhalefet etmedik hiçbir şey bırakmadı” diyen Yahudi ve Hıristiyanlarla aynı projede eş başkan ve ortak olmanıza izin verir miydi?
Vermezdi, değil mi?
O zaman hükümetin Suriye başta olmak üzere Arap Baharı ve BOP sürecinde bulunduğu saf, bize yakışan bir tutum değildir.
Peki, safımızı doğru bir şekilde nasıl belirleyeceğiz sorumuza gelirsek, bütün yaşanan olaylara Kur’an ve Ehl-i Beyt penceresinden bakan, Haçlılardan icazet dilenen değil, onlara elini öptüren Prof. Dr. Haydar Baş gibi bakmak, safımızı doğru belirlemek için yegâne yoldur.
24 Kasım’da Almanya’da yapılan 5. Ehl-i Beyt Sempozyumu’nda Sayın Baş, “Esad Suriye’de Hz. Hüseyin rolündedir” demişti.
Prof. Dr. Haydar Baş bu sözüyle Suriye’de gerçekleri görmenize engel olan puslu havayı dağıtıp, doğru yolu bulmak isteyen herkese yol gösterdi.
İşinize gelir ya da gelmez ama Suriye’de bir Müslüman’ın takınacağı doğru tavır, Prof. Dr. Haydar Baş’ın tavrı olmalıdır.
Bugün İslam coğrafyasına ve özellikle de Türkiye’ye yönelen -maalesef iktidarda olanların da hizmet ettiği- Haçlı tehditlere karşı Prof. Dr. Haydar Baş’ın cesurca ortaya koyduğu tavrı, siz de benimserseniz, Hz. Peygamberin ümmeti olmanın ve Ehl-i Beyt’e gerçekten bir sevginiz varsa bunun ispatı olarak doğru düzgün, adam gibi bir tavır ortaya koymuş olursunuz.
Bunun dışındaki bütün tavırlar –ister kabul edin ister etmeyin- İsrail’e, ABD’ye ve elbette sonuçta Deccal’e hizmet edecektir.
Peki, BOP olsun, Arap Bahar’ı olsun ya da Suriye konusunda olsun tavrını örnek olmamız gereken kişi neden Prof. Dr. Haydar Baş’tır?
Çünkü 30 yılı aşkın bir dönemdir her konuşması, her yazısı kayıt altında olan Sayın Baş’ın bölgemizdeki ve ülkemizdeki bizi yakından ilgilendiren tüm gelişmelerle ilgili tespitleri tümüyle doğru çıkmıştır.
Çünkü Sayın Baş, daha önce söylediklerini inkâr edip, “değiştim” diyenlerden olmamıştır. Prof. Dr. Haydar Baş’ın 30 yıl önce söyledikleri neyse bugün söyledikleri de aynıdır.
Çünkü Sayın Baş, Brüksel’den ya da Washington’dan icazet dilenmemiştir.
Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş’ın Allah’tan başka hiç kimseye “eyvallahı” yoktur.
Bu konu çok önemli çünkü eğer Suriye’de kalben bile destekleyeceğiniz safı doğru belirleyemezseniz farkında olmadan kendinizi, İsrail ve ABD planlarına destek verenlerin safında bulabilirsiniz.
Arap Baharı ve BOP genelinde, Suriye özelinde hepimiz safımızı Cenab-ı Hakk’ın belirlediği ölçüler çerçevesinde bugün belirlemek zorundayız.
Bu basit bir karar değildir asla.
Bütün yaşananlara rağmen çoğu insanın hala doğru karar verememiş olması da doğru safta yer almanın zorluğunu ortaya koyuyor.
O zaman İslam coğrafyasına dadanan Haçlı genlere sahip BOP ve Arap Baharı gibi projelerin oluşturduğu puslu ortamda safımızı doğru bir şekilde nasıl belirleyeceğiz?
Bu sorunun cevabı hepimiz için hayati öneme haizdir.
Hükümete bakarsak Beşar Esad’ın karşısına geçip, isyancılara her türlü desteği vermemiz lazım. Ama O isyancıların başına geçtiğimiz günlerde ABD’nin belirlediği George Sabra adlı Hıristiyan biri getirildi.
Hıristiyan George Sabra’nın emri altında, her gün Suriye’de saldırlar gerçekleştirip, çoluk çocuk demeden öldüren isyancılarla beraber olacaksınız, sonra da hak yolda olduğunuzu iddia edeceksiniz.
Böyle bir şey olabilir mi?
Sorun kendi kendinize, Hz. Peygamber bugün yanımızda olsaydı, “Muhammed bize muhalefet etmedik hiçbir şey bırakmadı” diyen Yahudi ve Hıristiyanlarla aynı projede eş başkan ve ortak olmanıza izin verir miydi?
Vermezdi, değil mi?
O zaman hükümetin Suriye başta olmak üzere Arap Baharı ve BOP sürecinde bulunduğu saf, bize yakışan bir tutum değildir.
Peki, safımızı doğru bir şekilde nasıl belirleyeceğiz sorumuza gelirsek, bütün yaşanan olaylara Kur’an ve Ehl-i Beyt penceresinden bakan, Haçlılardan icazet dilenen değil, onlara elini öptüren Prof. Dr. Haydar Baş gibi bakmak, safımızı doğru belirlemek için yegâne yoldur.
24 Kasım’da Almanya’da yapılan 5. Ehl-i Beyt Sempozyumu’nda Sayın Baş, “Esad Suriye’de Hz. Hüseyin rolündedir” demişti.
Prof. Dr. Haydar Baş bu sözüyle Suriye’de gerçekleri görmenize engel olan puslu havayı dağıtıp, doğru yolu bulmak isteyen herkese yol gösterdi.
İşinize gelir ya da gelmez ama Suriye’de bir Müslüman’ın takınacağı doğru tavır, Prof. Dr. Haydar Baş’ın tavrı olmalıdır.
Bugün İslam coğrafyasına ve özellikle de Türkiye’ye yönelen -maalesef iktidarda olanların da hizmet ettiği- Haçlı tehditlere karşı Prof. Dr. Haydar Baş’ın cesurca ortaya koyduğu tavrı, siz de benimserseniz, Hz. Peygamberin ümmeti olmanın ve Ehl-i Beyt’e gerçekten bir sevginiz varsa bunun ispatı olarak doğru düzgün, adam gibi bir tavır ortaya koymuş olursunuz.
Bunun dışındaki bütün tavırlar –ister kabul edin ister etmeyin- İsrail’e, ABD’ye ve elbette sonuçta Deccal’e hizmet edecektir.
Peki, BOP olsun, Arap Bahar’ı olsun ya da Suriye konusunda olsun tavrını örnek olmamız gereken kişi neden Prof. Dr. Haydar Baş’tır?
Çünkü 30 yılı aşkın bir dönemdir her konuşması, her yazısı kayıt altında olan Sayın Baş’ın bölgemizdeki ve ülkemizdeki bizi yakından ilgilendiren tüm gelişmelerle ilgili tespitleri tümüyle doğru çıkmıştır.
Çünkü Sayın Baş, daha önce söylediklerini inkâr edip, “değiştim” diyenlerden olmamıştır. Prof. Dr. Haydar Baş’ın 30 yıl önce söyledikleri neyse bugün söyledikleri de aynıdır.
Çünkü Sayın Baş, Brüksel’den ya da Washington’dan icazet dilenmemiştir.
Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş’ın Allah’tan başka hiç kimseye “eyvallahı” yoktur.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023