logo
10 TEMMUZ 2025

Sürüklendiğimiz felaketten kurtulmak için çare var mı?

13.01.2003 00:00:00
Irak meselesi bütün dünyanın gündeminde... Dün bu satırları kaleme almadan önce Venezüella'dan İngiltere'ye; İspanya'dan Çin'e; Lübnan'dan Malezya'ya birçok dilde, epey sayıda gazeteye göz attım. Beklenen (Herkes olası yani muhtemel diyor ama artık bu aşama geçildi) Irak savaşı konusunda bütün dünya 'ortak bir fikir etrafında' bütünleşmiş. ABD'nin Irak konusundaki tutumu üzerine dünyada "icma-konsensüs" oluşmuş durumda. Bunun istisnası sadece ABD ve İngiltere. ABD'de sistemin iki gazetesi The New York Times ile The Washington Post ve İngiltere'deki ülküdaşları The Times ile The Daily Telegraph savaş tamtamları çalıyor. Hem Amerikalılar hem de İngilizlerin "savaş planlarını" bu gazetelerden öğreniyorsunuz.

Meseleyi özetlemek için dünya çapında "icma"ya varılmış hususları sıralayalım:

1) Saddam'ın elinde kitle imha silahları olduğu 'safsata'dan ibarettir. ABD'nin asıl amacı 3 trilyon dolarlık Irak petrollerini ele geçirerek, kendi şirketleri vasıtasıyla bunları işletmektir. Dolayısıyla ABD, bu petrol şirketlerinden külli miktarda vergi alacağından, bu işten oldukça karlı çıkacaktır. Buna 'yeni sömürgecilik-neokolonyalizm' akımı deniyor.

2) Bush yönetimi, Afganistan'dan sonra Ortadoğu'ya da yerleşerek, önümüzdeki yıllarda ABD'nin "tek süpergüçlük" konumuna meydan okuyabilecek iki ülkeyi çevrelemeyi planlamaktadır. Bu iki ülke Çin ve Rusya'dır. Her iki yorum Rusya ve Çin basınında sıklıkla dile getiriliyor. Rusya değil ama çok istikrarlı bir gelişme çizgisi gösteren Çin özellikle Ortadoğu petrollerine aşırı ölçüde muhtaç. Bu demektir ki, ABD arz üzerinde yeni bir 'mafya babası' istemiyor!

3) ABD, dünya petrollerinin yüzde 70'ini barındıran Ortadoğu'ya tam çöreklenerek, Almanya ve Japonya'nın petrol kaynakları üzerindeki "su yüzüne çıkma fırsatı bulamamış" emellerini şimdiden söndürüp, her iki ülkeyi kendine tam olarak ram etmeyi amaçlıyor. ABD'nin asıl hedefi, kendi petrol ihtiyacını karşılamak değil, petrol kaynakları üzerinde egemenlik tesis etmektir. Alman basının işlediği bir yorum...

4) ABD, Irak'a yerleşerek 24 yıldır diplomatik ilişkiyi kestiği ve 'şer ekseni' ülkeleri listesine koyduğu İran'a gözdağı vermek istiyor. Nükleer silah geliştirme programını tamamlamak üzere olan İran, ABD'deki "Yahudi kökenli şahinleri" ürkütüyor. Böyle bir İran'ın ABD'nin bölgedeki sadık müttefiki İsrail'in güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturacağına kesin gözüyle bakılıyor. Burada esas korkunun kaynağı İran'ın İsrail'i vurabileceği değil; İsrail'in nükleer bir İran'ın yeraldığı Ortadoğu'da istediği gibi at oynatamayacağı, böylelikle ABD'nin (daha doğrusu ABD'deki Yahudi lobilerinin) ona yüklediği misyonu yerine getiremeyeceğidir. İranlılar ABD'nin Irak'a yapacağı müdahaleyi, esasen kendilerine yönelik ilerde düzenlenecek bir saldırının "provası" olarak değerlendiriyorlar.

Savaşa bakışlar...

Şimdi savaş karşısında tarafların tutumunu irdeleyelim...

Arap dünyası: Kuveyt, Ürdün ve Suudi Arabistan ABD'ye kerhen destek verse de, Arap dünyasında kin ve nefret var...

Avrupa Birliği, Rusya ve Çin: Hala bu savaşın önlenebileceği ümidini taşıyorlar. Ürkek bakışları seziliyor. Türkiye de bu gruba dahil...

ABD ve İngiltere: Saddam'ı bir an önce darağacında görme arzusuyla yanıp tutuşuyorlar. .

Gerçekte; "Fareyle Kedinin Öyküsü" gibi başlayan bu filmin giderek ateşle oynama boyutuna yaklaştığı ve sonucunu kestirmenin giderek zorlaştığını görmek gerekir. Irak ve ABD, filmin karşılıklı başrollerini paylaşırken geri kalan devletler bir anlamda figüran konumuna düşmüş durumda. Irak, zaman kazanmaya çalışarak, kaybeden taraf olmamak, en azından "kuyruğu dik tutmak" için çaba harcarken, ABD filmi bir an önce kendi istediği sonla bitirmek için sabırsızlanıyor. Oysa filmin bitmesine uzun zaman var.

Sonuçta suçlu zaten çoktan belli ve ABD tüm hızıyla Körfez bölgesindeki askeri varlığını pekiştirmeyi sürdürüyor. Silah denetimlerinin öncesindeki pozisyonundan bir milimetre sapmamakta direnen Başkan Bush, Irak sorununun çözümünü kendi kişisel ve siyasi geleceğinin anahtarı olarak görmeyi sürdürdüğünden, savaştan kurtuluş için geriye tek bir çare kalıyor.

O da Saddam'ın kendi rızasıyla şapkasını alıp gitmesi. Çünkü amaç, Irak'ın yeniden yapılanmasını sağlamak, bölgede güvenliği güvence altına almaksa, o zaman böyle bir adım da tüm yolları açabilir. Yeniden Hollywood benzetmesine dönersek, bu filmin sonu henüz belli değil. Ancak senaryoyu George Bush'a teslim etmemekte yarar var!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Recep Bahar / diğer yazıları
CHP avukatları istedi
Kurultayın iptali davası ertelendi
Adıyaman Belediye Başkanı Tutdere de görevinden uzaklaştırıldı
Ev hapsi ve adli kontrol kararı verilmişti
Beştepe'de açılım buluşması
Erdoğan Bahçeli'yi kabul etti
12 askerimiz nasıl şehit oldu?
Milli Savunma Bakanlığından açıklama
Bu vahşete kim dur diyecek?
Gazze'ye son 24 saatte 180 hava saldırısı
Vadedilmiş topraklar yalanı tescillendi
BOP'un dayanağı yapmışlardı
Yoğun bakımdaydı
Murat Çalık anjiyoya alındı
Şile Belediyesine operasyon
Belediye Başkanı gözaltına alındı
'Sandıktan korkuyorlar'
Özel Sancaktepe'de konuştu
Suriye'de kirli ittifak
Şara, Abdi ve ABD'nin Suriye Temsilcisi Barrack ile bir araya geldi
'PKK/YPG değerli bir ortak'
'Soğanın kabuklarını soyar gibi yavaş yavaş..'
Fahrettin Altun'un yerine Burhanettin Duran atandı
İletişim Başkanlığı'nda değişim
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması
Özgür Özel'e cevap verdi
Trump çıldırdı
Moskova ve Pekin'i bombalama tehdidi
Dünyada 18. sıradayız
İşte Türkiye'nin nüfus gerçekleri
CHP avukatları istedi
Kurultayın iptali davası ertelendi
Adıyaman Belediye Başkanı Tutdere de görevinden uzaklaştırıldı
Ev hapsi ve adli kontrol kararı verilmişti
Beştepe'de açılım buluşması
Erdoğan Bahçeli'yi kabul etti
12 askerimiz nasıl şehit oldu?
Milli Savunma Bakanlığından açıklama
Bu vahşete kim dur diyecek?
Gazze'ye son 24 saatte 180 hava saldırısı
Vadedilmiş topraklar yalanı tescillendi
BOP'un dayanağı yapmışlardı
Yoğun bakımdaydı
Murat Çalık anjiyoya alındı
Şile Belediyesine operasyon
Belediye Başkanı gözaltına alındı
'Sandıktan korkuyorlar'
Özel Sancaktepe'de konuştu
Suriye'de kirli ittifak
Şara, Abdi ve ABD'nin Suriye Temsilcisi Barrack ile bir araya geldi
'PKK/YPG değerli bir ortak'
'Soğanın kabuklarını soyar gibi yavaş yavaş..'
Fahrettin Altun'un yerine Burhanettin Duran atandı
İletişim Başkanlığı'nda değişim
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması
Özgür Özel'e cevap verdi
Trump çıldırdı
Moskova ve Pekin'i bombalama tehdidi
Dünyada 18. sıradayız
İşte Türkiye'nin nüfus gerçekleri
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.