Mukaddes beldelere surre alayları
Osmanlı, mukaddes beldelere aklın almadığı ölçüde hürmet gösteriyor, kıymet veriyordu. Sultanların kendilerine atfettiği "Hadimü'l-Haremeyn" ünvanı bunun en bariz göstergelerinden biriydi. Bir diğer gösterge ise Yıldırım Beyazıt döneminden itibaren her yıl Mekke ve Medine'ye Surre Alayları'nın tertip edilmesi olup sadece bu olay bile Osmanlının nasıl bir misyonun sahibi olduğunu ortaya koyuyordu. Sırf Allah rızasına nail olmak için bu Surre Alayları ile birçok hediyeler ve mukaddes belde fukarasına dağıtılmak üzere binlerce altın gönderiliyordu. Bu Surre-i Hümayun'da, padişahın yaptırıp gönderdiği Kabe örtüsü de bulunuyor, bu örtü merasimle yerine takılıyor, eskisi geri getirilip paylaşılıyordu.
Osmanlı, binbir güçlük ve darlık içinde bulunduğu dönemlerde dahi bu an'aneyi terketmeden sürdürdü.
SÖZÜN KALBE TESİRİ
Bir gün Nişabur'un ileri gelenleri Hamdun Kassar'a (ks) halka vazetmesini, zira sözlerinin ölü kalpler için faydalı olacağını söyleyince o şu cevabı verdi:
- "Va'z etmem caiz değildir; çünkü benim kalbim henüz dünyaya ve makamına bağlı. Bu yüzden sözüm faydalı olamaz ve kalplere tesir etmez. Kalplere tesir etmeyen bir sözü söylemek ilimle alay etmek ve dini hafife almak olur."
"Selefin sözü niçin kalpler için daha faydalıdır?" sorusuna da şu cevabı vermiştir:
- "Çünkü onlar İslam'ın izzeti, nefsin kurtuluşu ve Hakk'ın rızası için konuşmuşlardır. Biz ise nefsin izzeti, dünya arzusu ve halkı memnun etmek için konuşuyoruz."
Osmanlı, mukaddes beldelere aklın almadığı ölçüde hürmet gösteriyor, kıymet veriyordu. Sultanların kendilerine atfettiği "Hadimü'l-Haremeyn" ünvanı bunun en bariz göstergelerinden biriydi. Bir diğer gösterge ise Yıldırım Beyazıt döneminden itibaren her yıl Mekke ve Medine'ye Surre Alayları'nın tertip edilmesi olup sadece bu olay bile Osmanlının nasıl bir misyonun sahibi olduğunu ortaya koyuyordu. Sırf Allah rızasına nail olmak için bu Surre Alayları ile birçok hediyeler ve mukaddes belde fukarasına dağıtılmak üzere binlerce altın gönderiliyordu. Bu Surre-i Hümayun'da, padişahın yaptırıp gönderdiği Kabe örtüsü de bulunuyor, bu örtü merasimle yerine takılıyor, eskisi geri getirilip paylaşılıyordu.
Osmanlı, binbir güçlük ve darlık içinde bulunduğu dönemlerde dahi bu an'aneyi terketmeden sürdürdü.
SÖZÜN KALBE TESİRİ
Bir gün Nişabur'un ileri gelenleri Hamdun Kassar'a (ks) halka vazetmesini, zira sözlerinin ölü kalpler için faydalı olacağını söyleyince o şu cevabı verdi:
- "Va'z etmem caiz değildir; çünkü benim kalbim henüz dünyaya ve makamına bağlı. Bu yüzden sözüm faydalı olamaz ve kalplere tesir etmez. Kalplere tesir etmeyen bir sözü söylemek ilimle alay etmek ve dini hafife almak olur."
"Selefin sözü niçin kalpler için daha faydalıdır?" sorusuna da şu cevabı vermiştir:
- "Çünkü onlar İslam'ın izzeti, nefsin kurtuluşu ve Hakk'ın rızası için konuşmuşlardır. Biz ise nefsin izzeti, dünya arzusu ve halkı memnun etmek için konuşuyoruz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.