Tarihi dua!

Papa geldi ve gitti. Çok şey söylendi, çok şey yaşandı ve daha çok şey konuşulacağa da benzemektedir. Şunu peşinen söylemek gerekirse; görsel ve yazılı medyamızın gafletinden mi dalaletinden mi, tam bir cehalet örneği sergilenmesiyle karşılaştık.Aman efendim ne kadar "papaseverimiz" varmış da haberimiz yokmuş. Papa hakkında yapılan canlı yayınlarda kullanılan cümleler. Özellikle; Taha Akyol'un, Papanın mimiklerinden, hareketlerinden bile hikmet çıkaracak kadar aziz milletimizin evlatlarının fikirlerini ifsat etmeğe çalışması, 12 Eylül öncesi gençlik yıllarımızda fikirleriyle fikirlendiğimiz, zevat hakkında bendenizi derin derin düşünmeğe sevk etti? Sen neymişsin değişim(!)Papanın ziyareti öncesi Yüce dinimiz İslam ve Hazreti Muhammed(sav) hakkında kullandığı hakaret içeren cümlelere özür sadedinde hiçbir kelam etmediği halde, mimiklerini mealden meal çıkartmakta mahir olanlar; sanki özür dilemiş gibi göstermeye çalıştılar. Papa özellikle polemiğe ve krize sebebiyet verebilecek hiçbir harekette bulunmamıştır. Bu doğru. Fakat Ayasofya'da istavroz çıkartmamasının dışında, planlanan bütün işleri eksiksiz yerine getirmiştir. Neydi papanın geliş amaçları? Bin yıldır kanlı bıçaklı olan Katolik ve Ortodokslar, Papa tarafından barıştırıldı. Bu barış sanki dünya barışı adına yapılmış gibi lanse edilmeye çalışıldı. Barış metni birçok farklı dillerde tercüme edilerek yazılı hale getirilmesine rağmen, Türkiye toprakları üzerinde resmi statüye sahip olan patrikhanenin diğer yazışmalarına inat Türkçe olarak tercüme edilmemiştir. Tercüme edildiğinde görülecektir ki; bu barış dünya barışı adına değil. Hıristiyanları, diğer dinler ve özellikle İslam karşısında bir güç haline getirmek için yapılmıştır. Ama maalesef bu halkımızın gözünden kaçırılmıştır.Bizim mandacı basın, Papayı Efes'teki ayinde; "Türkçe konuşma jestinde bulundu" diye yerlere gökler sığdıramadılar. Peki, Papa özellikle neden birkaç cümle Türkçe konuştu? Efendim, Efes'teki Türkçe konuşmanın özellikle siyaseten olduğunu ve önemli mesajlar içerdiğini anlamamak, kusura bakılmasın ama biraz ahmaklık sınıfına girdiği kanaatindeyim. Papa ne dedi konuşmasında; " Müslümanlar ile Hıristiyanlar tek tanrının evlatlarıdır"(Allah'a evlat ihdas etmek, kâfirliktir.)  Bu ifade ile Papa kendi batıl dininin itikadını Türkçe olarak haykırmıştır. Ve bizim itikadımızın da onların itikadıyla birmiş gibi saptırılmasına kalkışmıştır. Sağır sultanlar duysun diye(!) Ama maalesef iman hassasiyeti gösterecek bir Allahın kulu çıkıp; buna itiraz etmemiştir.Papanın inandığı tanrı ile bizim inandığımız Allah(cc) inancı bir değildir. Onun inandığı teslis; baba, oğul, kutsal ruh üçlüsüdür. Bizim inandığımız Allah(cc) ihlâs suresinde buyurulandır; " De ki: O Allah; bir tektir. Allah'tır, Samed'dir. Doğurmamış ve doğurulmamıştır. Hiçbir şey O'na denk değildir."(ihlas suresi:1-4) Papa ziyaretiyle; "Yıkılan çamlar bardak oldu" olmasına ama, en çok hayret ettiğim konu; Papa ile müftünün Sultanahmet camisinde sergilediği tiyatro sahnesidir. Bu tiyatro; beklide İstanbul müftüsü Mustafa Çağrıcının işgüzarlığı vesilesiyle İslam'a yeni bir bidat olarak geçecektir. Çünkü böyle bir ibadet şekli ve ismi dinimizde yoktur. Neymiş efendim; "Huzur duruşu"(!) Papa için çok önemli bir fırsat; kendi inandığı tanrısına dua etmesi kadar doğal bir iş olamaz. Ama bizim medya tiyatroyu; "aynı tanrının huzurunda papa ile müftü dua etti, bu an tarihi bir andır" diye tarif etmeye kalkıştı. Papa geldi ve gitti? O istediği her şeyi elde etti. Ama biz hem ulus olarak hem inanç olarak Hıristiyan batının oyun ve oyuncağı olmaktan başka, siyasi olarak atılan bütün golleri kendi kalemizde görmekten başka, hiçbir şey elde edemedik. Bu daveti organize edenlerin ve sebep olanların kulakları çınlasın(!)Allah(cc), sureti haktan görünmeye çalışan; ahir zaman ve deccal fitnesinden cümlemizi korusun(!)