Tarım Bakanı’nın ‘birinciliğini’ yazıyorum

Tarım aynı zamanda Orman Bakanı Pakdemirli'ye göre,  'tarımda hiçbir üretici ürününden, kazancından şikayetçi değil ve tarımsal büyümede Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü sıradayız'. 

Bakan doğru söylüyor. Rakamsal olarak Avrupa'da birinciyiz. Ama bu birincilik ağlanacak halimizle övünmekten başka bir şey değildir.

Hani tarım söz konusu olduğunda (!) topraklarının yarısı deniz dolgusu olan güneş görmeyen, Konya ile aynı yüzölçümüne sahip ve sadece 1 milyon hektarlık bir alanda tarım yapan 18 milyon nüfuslu Hollanda'yı örnek veririz ya! İşte o Hollanda'nın tarımsal ihracatı 2020'de bir önceki yıla göre yüzde 1 artmış.

Ülkemizde ise Ağustos 2021'de ihracatı, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38 artmış. Böyle bir artış hiçbir ülke de yok. Haliyle % 1 nere, % 38 nere! İşte bakanın bahsettiği büyüklük bu!

Tarımda % 1 gelişme gösteren Hollanda'nın 2020 yılında toplam tarımsal ihracatı 116 milyar dolar yükselmiş.

Bizim mi? 2018 yılında 20,6 milyar dolar, 2019 yılında 16,1 milyar dolar, 2020'de 20,7 milyar dolarlık ihracat yapmışız. Yine TÜİK verilerine göre 2021 yılının ilk 8 ayında tarımda 13.8 milyar dolar ihracat yapmışız. 

Bu dört yılın ihracatını alttan üstten, sağdan soldan topluyoruz ama Hollanda'nın bir yıllık ihracat rakamına yaklaşamıyoruz bile. Ama biz bir numarayız! 

Tabi Sayın Erdoğan'da, Sayın Bakan'da tablonun arka tarafını hiç anlatmıyorlar.

Tarım ihracatı 8 ayda % 38 arttı ya! Aynı dönemde ithalat ise % 52 artmış. Ama anlatmıyorlar!

Birde rakamlara bakalım: 2021'in ilk sekiz aylık ithalatı 10.6 milyar dolar. 2020'nin ithalatı 16,1 milyar dolar, 2019'un 11,5 milyar dolar ve 2018 ithalatı 17.7 milyar dolar.

İhracatla, ithalat rakamlarını yan yana getirin elde sıfır bile kalmıyor. Hani büyüme?

TÜİK'in yayınladığı ilk 8 aylık ithalat-ihracat raporlarının detayları ise ülke tarımımızın nasıl bitirildiğinin de resmi belgesidir.

En çok tarım ithalatını 2,7 milyar dolarla Rusya'dan yapmışız. Brezilya 1 milyar 277 milyon dolar, Ukrayna 572 milyon dolar, ABD 542 milyon dolar ve Malezya 517 milyon dolar ithalat yapmışız.

Rusya'dan yapılan ithalatta öne çıkan ürünler buğday, ham ayçiçeği yağı ve dane mısır. Brezilya'dan soya fasulyesi, kahve, tütün; Ukrayna'dan dane mısır, buğday ve soya fasulyesi oldu. Öne çıkamayanları siz düşünün?

Tarım bakanına hemen soralım: Bu ürünlerden hangisi Türkiye'de yetişmiyor ki, ithal ettiniz?

AKP'nin, yabancı çiftçilere ödedikleri rakamları da yazayım mı?

Hayvan yemi ithalatına 2 milyar 950 milyon dolar vermişler. 

Soru: Bu ülkede hayvan yemi üretilemiyor mu?

Bitkisel yağ ithalatı 1 milyar 897 milyon dolar. 

Soru: Bu ülke bitkisel yağ üretilemiyor mu? 

Ya buğday! Tam 1 milyar 355 milyon dolar vererek buğday ithal etmişler. Bu paraya Anadolu'yu buğday tarlası yapıp, dünyayı doyururduk.

Dünyadaki her 5 fındıktan dördü, bu ülkede yetişiyor ama kakao-çikolata da dış alımına 506 milyon dolar verdiler.

Adıyaman'da tütüncülere kelepçe takanlar, tütün ve mamulleri ithalatına ise 327 milyon dolar vermiş.

Arpadan pirince, buğdaydan samana, çaydan mercimeğe, nohuttan fasulyeye, etten tereyağına kadar 100'den fazla tarım ürününde ithalatçı olduk. 

Batık bu kadarla da değil. 4 yılda yaklaşık 57 milyar dolarlık tarım ithalatı yapılmış. 1 dolar 9 TL olarak kabul edersek 513 milyar lira yabancı çiftçilere vermişiz. 

Yerli çiftçinin, bankalara borcu ise 147 milyar TL. Vahamete bakar mısınız?

Peki, bu hale nasıl düştük? Alkışlayarak. Evet, alkışlayarak düştük. Bir numarayız, dediler. Eski Türkiye, dediler. Bizden önce yoktu, dediler. Alkışladınız. 

Bir soru daha; Tarımı nasıl bitirdiler? Yarın.