logo
07 MAYIS 2024

Taşeronluğa son verilmeli

10.05.2006 00:00:00


 Ortadoğu'da ABD, İran, Türkiye ve İsrail eksenli yoğun bir gündem yaşanıyor.Bu yoğun gündemde dikkatimizi çeken önemli bir husus var.ABD ve İsrail kendi çıkarları doğrultusunda Ortadoğu'yu şekillendirmek istiyor, bu sebeple İran'a her türlü baskıyı yapıyor ve Türkiye'yi de bu amaç doğrultusunda taşeron olarak kullanmak istiyor; İran ise yine ulusal çıkarları için bütün bu baskılara karşı, diplomasi mücadelesiyle, oluşan tehlikeyi savmaya çalışıyor. Fakat Türkiye'nin durumu İran, ABD ve İsrail'den oldukça farklı. O bu coğrafyada sahip olduğu bütün kırmızı çizgileri kaybetmesine rağmen, kendine ait olan bütün politikaları, ulusal çıkarları bir kenara koyarak, o kırmızı çizgileri ortadan kaldıranların taşeronluğunu yapıyor. Hem de o kırmızı çizgilere bugüne kadar hiçbir saygısızlık yapmamış, 400 yıldan beridir hiçbir sorun yaşamadığımız bir komşumuza karşı.Esasen ABD'nin Türkiye'yi taşeron olarak kullanması, sadece İran'a yönelik bir politika değil. İstese, Irak'tan, Afganistan'dan, Basra Körfezi'nden, İsrail'den, Hindistan'dan İran'ı rahatlıkla vurabilir, müdahale edebilir. Ama İran'a müdahalede ABD, mutlaka Türkiye'yi istemektedir.Buradaki ısrarın sebebini birçok makalemizde ifade etmiştik, ama önemine binaen tekrar etmek gerekirse "Hedef Türkiye ile İran'ı kapıştırmak". Yine önemle vurgulamakta fayda var, hedef sadece İran'ı yıpratmak, işgal etmek değil, Türkiye'yi de bölüp parçalamak. Belki de "asıl hedef Türkiye'dir" de diyebiliriz.Çünkü İran'ın neredeyse yarısı çöl; petrol ve doğalgaz dışında çok fazla madene sahip değil, üstelik arzı mevut kapsamının dışında. Türkiye ise, hem 3 katrilyon dolarlık dokunulmamış, bakir bir maden rezervine sahip, hem her tarafı verimli araziler, akarsularla dolu, hem üç tarafı denizlerle çevrili, stratejik bir konuma sahip, hem de arzı mevut projesinin en önemli toprakları Türkiye'de bulunuyor.Siyasilerimiz maalesef bu durumun farkında ya da değil, oldukça yanlış adımlar atıyorlar. Taşeronluğunu yaptığımız güçler, bizi daha güvenli bir geleceğe taşımıyor, adım adım bizi daha da esaret zincirine bağlıyor. Elimiz kolumuz bağlandıkça bağlanıyor. Siyasilerimizin, Ankara'ya gelen İran'lı yetkiliye talepleri oldukça dikkat çekiciydi:"Barışçıl amaçla nükleer enerji hakkınız var. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Başkanı Muhammed Baradei'i bile ikna edemedikten sonra başkalarını nasıl inandıracaksınız. Tüm dünya size karşı cephe oluşturdu. Türkiye de uluslararası toplulukla birlikte hareket edecektir. Nükleer programla ilgili bu sorun varken, bir de İsrail'i hedef almanız İran'ın imajına zarar veriyor. İp çok gerildi, kopmak üzere. Koparsa sonradan 'biz anlamamıştık' demeyin. Çıkmaz sokaklara girmeyin. Nükleer yakıt üretme kapasitesine eriştiniz. Şimdi ilk adımı atın ve size Rusya ve diğerleri tarafından yapılan yakıtı dışarıdan alma teklifini kabul edin. Herkes ikna olsun."İran ise uranyum zenginleştirmeyi yüzde 3.5'tan, yüzde 4.08'e yükseltti. Hedefi yüzde 5'e çıkarmak. Nükleer silah üretmek için uranyum zenginleştirmenin yüzde 80'e çıkması gerekiyor ve İran'ın şu anda böyle bir çalışması ve hedefi yok. Yani siyasilerimiz olayın aslını öğrenmeden ABD'nin taleplerini doğru ya da yanlış direkt olarak İranlı yetkiliye aktarıyor.İranlı yetkililer ABD tarafından ısrarla yanlış anlaşıldıklarından bahsediyorlar ve barışçıl amaçlı nükleer çalışmalarının Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'yla (UAEK) bağlantılı olarak devam etmesini talep ediyorlar, Türkiye'nin de bu noktada arabulucu olmasını istiyorlar.Fakat siyasilerimiz bunları dinlemeyi ve ABD dışında bir politika geliştirmeyi bir lüks olarak görüyorlar; "ABD bizden daha iyisini bilir" önyargısıyla hareket ediyorlar."Peki, yapılması gereken nedir?" diye sorabilirsiniz.Öncelikle, Türkiye ne ABD'nin ne İran'ın, ne de İsrail'in taşeronu olmalıdır. Kendi ayakları üzerinde durmalı, kendine ait kısa, orta ve uzun vadeli milli politikalar geliştirmeli ve başkalarının senaryolarında figüran olmaktansa, kendi yazdığı senaryoda baş aktör olmalıdır.Görünen o ki, AB, ABD ve IMF eksenli politikalarla bu noktaya varmak imkansız. Bu noktada tek çözüm olarak Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in dünyanın meşhur bilim adamlarının onayladığı Milli Ekonomi Modeli'ni programına alan Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) görünmektedir.Gidişat belli, çözümün adresi de belli. Yapmamız gereken tek şey, geleceğimiz ve de bağımsızlığımız için bir kereye mahsus olmak üzere BTP'ye ve onun çözüm sunan liderine fırsat vermek.

 
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Şampiyonluk umutlarına Konya duvar ördü
Galatasaray ile puan farkı 6'ya çıktı
İsrail'e ateşkes çağrısı yaptı
'Aynı adımı atmalarını bekliyoruz'
Hamas, Mısır ve Katar'ın teklifini kabul etti
Gazze'de ateşkes
CHP'den Özel-Erdoğan görüşmesi açıklaması
'Önemli bir kilometre taşı'
Eylem Tok firarında patrondan muhabire telefon
'Baskıya maruz kaldım'
Aylar sonra atılan adımı böyle duyurdu
'İsrail ile tüm ticareti durdurduk'
CHP’de Mustafa Bozbey rahatsızlığı
Hani bunlara dikkat edilecekti?
Sahte diploma skandalı büyüyor
TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Ayşe Ateş, Özgür Özel ile görüştü
'Erdoğan'la da görüşmek istiyorum'
Deniz Gezmiş Türkiye için mücadele etti
Kadir Mısıroğlu neyin mücadelesini verdi?
Beton mikseri yolcu minibüsünü biçti
Ölü sayısı 9'a yükseldi
Denizler anmasının ardından 'parti içine' mesaj verdi
'Öz güvensizliği atamamış arkadaşların...'
Tartışmayı başlatan isim Alçı'ya konuştu
'Özgür Bey Kemal Kılıçdaroğlu değil'
Trump'dan Biden yönetimine 'Gestapo' benzetmesi
Beyaz Saray'ın tepkisini çekti
ABD-İsrail savunma bakanları görüştü
ABD'den Refah saldırısına şartlı destek
Şampiyonluk umutlarına Konya duvar ördü
Galatasaray ile puan farkı 6'ya çıktı
İsrail'e ateşkes çağrısı yaptı
'Aynı adımı atmalarını bekliyoruz'
Hamas, Mısır ve Katar'ın teklifini kabul etti
Gazze'de ateşkes
CHP'den Özel-Erdoğan görüşmesi açıklaması
'Önemli bir kilometre taşı'
Eylem Tok firarında patrondan muhabire telefon
'Baskıya maruz kaldım'
Aylar sonra atılan adımı böyle duyurdu
'İsrail ile tüm ticareti durdurduk'
CHP’de Mustafa Bozbey rahatsızlığı
Hani bunlara dikkat edilecekti?
Sahte diploma skandalı büyüyor
TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Ayşe Ateş, Özgür Özel ile görüştü
'Erdoğan'la da görüşmek istiyorum'
Deniz Gezmiş Türkiye için mücadele etti
Kadir Mısıroğlu neyin mücadelesini verdi?
Beton mikseri yolcu minibüsünü biçti
Ölü sayısı 9'a yükseldi
Denizler anmasının ardından 'parti içine' mesaj verdi
'Öz güvensizliği atamamış arkadaşların...'
Tartışmayı başlatan isim Alçı'ya konuştu
'Özgür Bey Kemal Kılıçdaroğlu değil'
Trump'dan Biden yönetimine 'Gestapo' benzetmesi
Beyaz Saray'ın tepkisini çekti
ABD-İsrail savunma bakanları görüştü
ABD'den Refah saldırısına şartlı destek
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.