Tayyip Erdoğan'ın mütareke basını tarafından güçlü olarak desteklenmesi ister istemez dikkatleri bu noktaya yoğunlaştırdı. Ne olmuştu da, daha düne kadar tahammül edilemeyen bu insan ve arkadaşları bir anda şişirilmeye başlanmıştı. Üstelik basının bir kanadı tarafından vurularak samimiyet örneği sergilenirken, diğer taraftan kucak açılarak bütün kesimler üzerinden etkili olma planı uygulanmaktadır.
Tayyip'in hayat çizgisi incelendiğinde gelinen noktanın hiç de tesadüf olmadığı görülmektedir.
Ülkemiz üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen ve konuda sürekli strateji üreten batılı müttefiklerimiz olduğu müddetçe bu oyunlar hiç bitmeyecektir. Adamlar, var olanlar üzerinde her türlü tahakkümü uygulamanın yanında; gelecek için milletin önüne sürecekleri isimleri de hazırlamaktan geri durmuyorlar.
Basın taraması yaptığımızda ilk dikkat çeken ciddi görüşmeler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemine denk gelmektedir. O zaman ABD büyükelçisi olan Morton Abromowitz Tayyip'e "Türkiye için çok şey yapabilirsiniz" sözüyle ilk sinyali vermiştir.
Bize göre yabancı olan bu zevatlarla görüşülen konular, basına sızdığı kadarıyla, "Türkiye'nin geleceğinin planlanması". Konuşulan konu başlıkları daha ziyade "Amerika- İsrail ve Ortadoğu" ile ilgili.
Yine basına sızdığı kadarıyla Fethullah Gülen'le de ilişkileri olan (Bizzat ADL Başkanı Abraham H. Foxman, Fethullah Gülen için "Kendisinden İslam'da hoşgörüyü anlatan bir kitap yazmasını rica ettik" demektedir.) Yahudi ADL örgütünün başkanı Abraham Foxman da Tayyip'in görüştüğü kişiler arasında.
Basının ve yabancıların verdiği desteğe bakılırsa kendi aralarında antlaşma sağlanmış durumda.
Tayyip yaptığı her açıklamada yalnız değişmiş değil; değiştirmeden de memur bir tarzla çalışmalarına devam ediyor. Tayyip'in kadrosunun imajına dönük değişim talimatlarını incelemekte fayda var. Bu maddelerden "Düşünce sisteminizi değiştirin" ifadesi bile Tayyip'in tamamen yabancılaşmaya soyunduğunun delilleri arasında.
Elbette ki kuracakları partinin kapısı herkese açık olabilir. Ancak daha dün, ülkeyi yönetenlerin düzgün sakallı ve iyi Kur'an okuyanlardan olamayacağını söyleyen Tayyip'in, gayrimüslimlere, azınlıklara hem de kurucu üye olarak kapılarını açmış olması değişimi çok net olarak gözler önüne sermektedir.
Bütün bu gelişmeleri milletimizin ve devletimizin geleceği açısından değerlendirmek gerekir. Çünkü geldiğimiz şu noktada ülke şartlarının yeni bir macera kaldırmaya tahammülü yoktur.
Batılıların hakkımızda iyi rüya görmeyeceklerini tekrar belirtmeye bilmiyorum gerek var mıdır?
Bugün yapılması gereken "milli duruşu" sağlamaktır. Kendi iç dinamiklerimizi harekete geçirmek, tarihiyle buluşmuş, değerleriyle barışmış, birlik ve beraberliğini temin etmiş lider bir Türkiye seviyesine sıçramamız gereken günlerdir bugünler.
Zevalde en dip noktaya gelmiş olan ülkemizin, yeniden zirveye doğru çıkmasının ABD ve Batılılarla birlikte yürütülen "yenilikçi bir parti" ile elde edilemeyeceği açıktır.
Millet olarak bu realiteyi görme zaruretimiz vardır.
Batılıların hesaplarının geçerli olması, plan ve projelerinin uygulanması elbette risk taşımaktadır; tabi Tayyip'in söz sahibi olması kaydıyla.
Tayyip'in hayat çizgisi incelendiğinde gelinen noktanın hiç de tesadüf olmadığı görülmektedir.
Ülkemiz üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen ve konuda sürekli strateji üreten batılı müttefiklerimiz olduğu müddetçe bu oyunlar hiç bitmeyecektir. Adamlar, var olanlar üzerinde her türlü tahakkümü uygulamanın yanında; gelecek için milletin önüne sürecekleri isimleri de hazırlamaktan geri durmuyorlar.
Basın taraması yaptığımızda ilk dikkat çeken ciddi görüşmeler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemine denk gelmektedir. O zaman ABD büyükelçisi olan Morton Abromowitz Tayyip'e "Türkiye için çok şey yapabilirsiniz" sözüyle ilk sinyali vermiştir.
Bize göre yabancı olan bu zevatlarla görüşülen konular, basına sızdığı kadarıyla, "Türkiye'nin geleceğinin planlanması". Konuşulan konu başlıkları daha ziyade "Amerika- İsrail ve Ortadoğu" ile ilgili.
Yine basına sızdığı kadarıyla Fethullah Gülen'le de ilişkileri olan (Bizzat ADL Başkanı Abraham H. Foxman, Fethullah Gülen için "Kendisinden İslam'da hoşgörüyü anlatan bir kitap yazmasını rica ettik" demektedir.) Yahudi ADL örgütünün başkanı Abraham Foxman da Tayyip'in görüştüğü kişiler arasında.
Basının ve yabancıların verdiği desteğe bakılırsa kendi aralarında antlaşma sağlanmış durumda.
Tayyip yaptığı her açıklamada yalnız değişmiş değil; değiştirmeden de memur bir tarzla çalışmalarına devam ediyor. Tayyip'in kadrosunun imajına dönük değişim talimatlarını incelemekte fayda var. Bu maddelerden "Düşünce sisteminizi değiştirin" ifadesi bile Tayyip'in tamamen yabancılaşmaya soyunduğunun delilleri arasında.
Elbette ki kuracakları partinin kapısı herkese açık olabilir. Ancak daha dün, ülkeyi yönetenlerin düzgün sakallı ve iyi Kur'an okuyanlardan olamayacağını söyleyen Tayyip'in, gayrimüslimlere, azınlıklara hem de kurucu üye olarak kapılarını açmış olması değişimi çok net olarak gözler önüne sermektedir.
Bütün bu gelişmeleri milletimizin ve devletimizin geleceği açısından değerlendirmek gerekir. Çünkü geldiğimiz şu noktada ülke şartlarının yeni bir macera kaldırmaya tahammülü yoktur.
Batılıların hakkımızda iyi rüya görmeyeceklerini tekrar belirtmeye bilmiyorum gerek var mıdır?
Bugün yapılması gereken "milli duruşu" sağlamaktır. Kendi iç dinamiklerimizi harekete geçirmek, tarihiyle buluşmuş, değerleriyle barışmış, birlik ve beraberliğini temin etmiş lider bir Türkiye seviyesine sıçramamız gereken günlerdir bugünler.
Zevalde en dip noktaya gelmiş olan ülkemizin, yeniden zirveye doğru çıkmasının ABD ve Batılılarla birlikte yürütülen "yenilikçi bir parti" ile elde edilemeyeceği açıktır.
Millet olarak bu realiteyi görme zaruretimiz vardır.
Batılıların hesaplarının geçerli olması, plan ve projelerinin uygulanması elbette risk taşımaktadır; tabi Tayyip'in söz sahibi olması kaydıyla.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Geçmişten geleceğe 23 Nisan: Millî bayramlar ve kimlik inşası / 24.04.2024
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024