"Serçe olup fil kaldırdım fiske ile atmak için, Firavun nefsim saldırdı gönlümü kanatmak için." (Mustafa Aslan)Gönlüm, savaşçı yüreğimi fiske ile deryaya attı!Kendim kadar, cüssem kadar düştüm denize! Susuzluktan dudağı çatlak damlamın yangınıyla sığındım deryamın kucağına! Şükürler ettim sesli sedâlı; hamd ettim sessiz sedâsız..Vuslatımın hasret başlangıcı olacağını da o kadar net biliyordum ki! Sevgiye doğum sancısı çeken bedenimle öyle hasrettimki hasrete!Pervânece daldım aleve ama su damlası olduğumu unut?tuum!Suyun yanmayacağını, suyun ateşi söndürsün diye olduğunu unuttum! Şımardım mı, ne yaptım ben?Canımla cebelleşmeyi oldum olası severdim oysa!Nefsime dizgin vurmayı, nefs atımın yularını toplarken ağzını yırttığımı; nefs atımı deli deli tepindirdiğimi unuttum mu, ne yaptım?Suya hasret damla iken demirliğe heveslenip narlanmak için ateşe daldım delice! Nârlanayım derken buharlaştım! Kavuştum derken zerre zerre dağıtıldım yeniden toparlanabilmek için!Allah şahidimdir ki; suyum ve yanacağım!Çalabım'a söz verdim ki; alevimle yangın söndürüp, suyumla közlenmiş ateşi harlayacağım; nefs adlı şeytanımın inadına!"Bana güller ihsan eyle, Sen'i koklayayım Ya Rabb! Bana sırlar ihsân eyle, Sen'i saklayayım ya Rabb! Cefa ile bezediğin bir ömür ver sersemine, Çile ile yıkanayım, beni pâklayayım Ya Rabb!" Diye dilemiştim aklımın ilk kestiği yıllarda!Arzum güleydi, hırsım sırraydı; hevesim çilelere!Nefs atım yorgundu, savaşçı bedenim yaralı yorgundu ama deli gönlümün dur?durağı yoktu! Uçuyordu, koşuyordu, kaçıyordu toraman çocukça..Ayazda donmuş, kızgın tipide savrulmuştum kar zerresi misâli! Baharda güneşle tanışıp tam sevinecekken buharlaşmıştım zerrece! Buharlaşlaşmıştım bulutça ağmak için, bulutlaşmıştım yağmurca yağmak için..Ağamamıştım, yağamamıştım! Ağmaya da, yağmaya da cüssem müsait değildi! Ya karışmalıydım bir damlaya yağmak için, ya da iyice hafiflemeliydim bir buluta sığınıp ağmak için...Yanmaya heveslendiydim kül olmacasına; odun değildim, su idim!Havadaydım oksijensiz, sudaydım susuz dudağım çatlak, pervâne hevesindeydim aleve dalmak için ama su idim!Teyemmüm, benimle biterdi; abdest benle alınırdı, kir benle yıkanırdı, yüz benimle pâklanırdı ama yetmiyordum, yetemezdim, azdım, damla değildim, zerreydim amma su idim!Yıllarca uçtum!Yıllarca koştum!Kaçtığım da oldu, kovaladığımda yıllarca ve aklımın yorulduğu bir demde, damlaca düştüm deryâma!Deryâmdayım elhamdülillah!Denizimdeyim şükürler olsun!Su zerresiyim ve suyun deryasında dalga oluşturmak için çırpınmaktayım! Ben mi çırpınıyorum, deryâmın dalgalarımı beni çalkalıyor bilemiyorum ki belli de olmaz zaten!Gönlümdeki'nin gönlündeyim gizlice, kaçakça!Adamlıktan insanlığa terfi edebilmek için sınavdayım kendimin kaçtığım imtihanhânede!Sorularımı ben sorup, cevaplarımı ben bulmaya çalışacağım körce!Falakaya yatırdığım ben'im, falakamın uçlarından tutan ben! Havaya diktiğim ayaklarıma kırbacı vuran ben'im, topuklarımı patlatmama rağmen inlemeyen de ben!Ben, ne çektiysem bu ben'den çektim!Şimdi de benimle ben; bu ıslâh olmaz beni, benlik falakasına yatırdım toraman çocukça!Cezalanan ben'im, cezalandıran ben!Sorgulayan ben'im, sorgulanan ben!Yagılayan da ben'im, müdde?i umûmim de, savunan da ben'im, yargılanan da ben!Gönlümü, gönlünden habersiz gönlüne kattığım gönülde; her ânı bir ömre bedel geçmez zaman içinde uğraştayım, savaştayım çırpınıyorum! Çırpınıyorum!.. Ben deryada çırpındıkça dalga oluyor; dalgalar tespih ediyor sevdamı kıyıya gidip deryaya döndükçe! Her dalgam kıyıdan çer?çöp çekiyor deryâya aklansın diye ve her dalgam, deryadan çer?çöp atıyor kıyıya toprağım saklasın diye! Kendi dalgamla kıyıdayım!Açılan da ben'im, açılmaya uğraştıkça kapanan da!Kilidim ustaca yapılmış, anahtarım gönlümün Sultanı'nda!Gelmek istediğinde açacak elbet kapımın kilidini sessiz sedâsız! O güne hevesliyim, o âna hasretim, o ânın heyecanıyla gönül falakamda beni kırbaçlıyorum, kahkahalarla!Artık acıya alıştı tabanlarım, saymaktan da vazgeçtim kırbaç sayısını; her kırbaçta bir Hamd, her kırbaçta bir Tesbîh, her kırbaçta bir Takdis..Ötüyor kırbacım gönlümde;Şırr?aak! Şırr?aak! Şırr?aak!Nefsim, gönlümün yakasını bırak!.."Hak bir gönül verdi bana ha demeden hayran olur.Bir dem gelir şâdan olur, bir dem gelir giryân olur.Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmuş gibi,Bir dem beşâretten doğar, hoş bağ ile bostan olur.Bir dem gelir İsa gibi ölmüşleri diri kılar.Bir dem girer kibr evine Fir'avn ile Hâmân olur.Bir dem döner Cebrâil'e rahmet saçar her mahfile,Bir dem gelir gümrâh olur, miskin Yunus hayran olur.""VE TEVEKKEL A'LALLAH." (Ahzab?3)Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017