Tepki sokakta değil sandıkta olmalıdır

AKP iktidarının yıllardır kaos ve kargaşadan kendince nasıl destanlar yazarak çıktığını gördük. Ama artık bu filmlerden sıkıldık. 

Örneğin Fethullah Gülen yapılanması, dinler arası diyalog, BOP, Ergenekon, Balyoz, çözüm süreci vs. gibi adımları bizzat AKP attı. Sonrasında ise kahramanlık hikayesi yazıyoruz, diyerek milletimizin karşısına çıktı.

Şimdi bir ekonomik çöküş yaşıyoruz. Daha doğrusu 19 yıllık ekonomi uygulamalarının faturası bugünlerde topluca kesilmeye başlandı. 

İktidarın yaşadığımız bu ekonomik çöküş ilgili açıklamaları sanki bilinçli ve programlı bir şekilde bir noktaya doğru götürüldüğümüz, vatandaşın tahrik edildiği görüntüsü veriyor.

Sosyal medyaya bakıyorum da! Bu çöküşe mazeret bulamayan birçok isim, 'gün devletimizin yanında olma günüdür' diyerek iktidara, gizli kalkanlık yapıyorlar.

Bu anlayışta olanlara, iktidar ile devleti karıştırmayın, diyorum. Her fırsatta milletimizi şu cu, bu cu, hain, terörist  de, ayrıştır, kışkırt, kindarlaştır, dara düşünce birlik zamanı. Hadi oradan. Herkes yaptığının karşılığını verecektir. Bu millet, bugün değil her gün devletinin yanındadır.

'Kara Salı' dediğimiz günün akşamı birçok şehirde bazı protestolar düzenlendi. Polisle, vatandaş karşı karşıya geldi.

Şimdi koltuk sahipleri bugün, yarın çıkacaklar, o protestolara katılan şu, şu kişiler şu örgüt mensupları, şu yapıya hizmet edenler, diyecekler. Geçmişleri didik didik edilecek, din, iman konusunda en ufak bir virgülleri var mı, araştırılacak ve toplu olarak hain ilan edilecekler.  

Bu oyunlara artık gelmemek lazım. Dediğim gibi bu çöküş bilinçli yapılmış olabilir.

Neden? Çünkü ilk seçimde kimin sandıktan çıkamayacağı kesinleşmiştir. Haliyle yeni bir destana (!) ihtiyaç vardır.

Eğer vatandaşlar sokağa itilir ve bir çok noktada asker ve polis ile karşı karşıya getirilirse OHAL anında gelir. 

OHAL gelirse ne olur? 

Haklıyken, haksız olursun. Hakkının anlatacak merci bulamazsın. Hakkını almak yerine hain, terörist ilan edilirsin. Dün öyle oldu!

Sayın Erdoğan'ın şu sözlerini hatırlar mısınız!

"Grev tehdidi olan yere biz OHAL'den istifade ederek anında müdahale ediyoruz". (12.7.2017)

"Bir tane fabrikada grev söz konusu mu? Böyle bir şeyde anında müdahalemizi yapıyoruz." (24.4.2018)

Bu kriz bilinçli olarak mı yaşanıyor?

Açıklamalara bakınca, 'evet' diyorum. Yok, bilinçli değilse Türk Lirasının tarihi değer kaybı, dünyanın bile dalga geçtiği bir duruma geldiğimiz bu günlerde  hükümetin yaptığı açıklamalar adeta gündemle, millet ile dalga geçme boyutundadır.

Düşünsenize bir hafta önce, 'bu ülkede ekonominin sorumlusu benim ben. Onların kafası basmaz. Ben ekonomisttim. Biz ekonominin kitabını yazdık, yazmaya da devam ediyoruz' denildikten sonra 'ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkartacağız' deniliyorsa ortada en basitinden bilinçli bir senaryo vardır.

99 ve 2001 krizinin muhataplarından Sayın Devlet Bahçeli bugünkü veriler, o günden daha negatif olmasına rağmen, 'felaket tellallarının gürültülerini dikkate almıyoruz. Mandacı iktisatçıların reçetelerine itibar etmiyoruz. Güçlü bir duruş sergileyerek girdiğimiz her mücadeleden alnımızın akıyla çıktık. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından zaferle çıkacağız' diyorsa ortada bir senaryo vardır.

Senaryo yanında tahrik de var

AKP Milletvekili Zülfü Demirbağ: 'Normal şartlarda ayda iki kilo et yiyorsak yarım kilo yeriz. Domatesi iki kilo yerine iki tane alırız. Kış günü turfanda sebzeleri kullanmak zaten sağlığa faydalı değil' diyerek…

AKP Manisa Milletvekili Uğur Aydemir, 'Belki soğan ekmek yiyeceğiz aylarca ama güvenliğimizden kimseye taviz vermeyeceğiz' diyerek…

AKP Afyonkarahisar milletvekili Ali Özkaya, 'Eğer muhalif bir tip iseniz, iktidara karşı insanları kışkırtmak istiyorsanız gerçeği çarpıtarak böyle provakasyon yapabilirsiniz… Pazarda en az 10-15 çeşit domates var. Nasıl ki 146.900 TL'den 5.000.000 TL'ye kadar binek otomobil varsa 5 TL'den 20 TL'ye kadar domates de var' diyerek…

AKP Milletvekili Avukat Hülya Atçı Nergis, "Ankara Demetevler pazarında sebze meyve fiyatlarını bir arkadaşım gönderdi. Fiyatlar makul' diyerek…

Devlet Bahçeli: 'Bize göre, hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur, bunun üzerinden polemik yaratmak, 'bittik, tükendik, yandık, mahvolduk' demek felaket tellallığıdır, kötü niyetliliktir' diyerek halkın gerçekleriyle dalga geçiyorlar. Tahrik ediyorlar. 

Sonuç

Türkiye'de ilk seçimde kimin iktidar olamayacağı netleşmiştir. Artık gündemimiz, Türkiye'yi bu bataktan kim, nasıl, hangi plan ve proje ile çıkaracak olmalıdır.

Benim adayımın plan ve yol haritası dünya tescillidir. Ya sizin?