Türk askerine ilk kurşunu sıkan PKK'lı Mahsum Korkmaz adlı eşkıyanın heykeli Diyarbakır'ın Lice ilçesine dikildi. Açılımcıların gözü aydın olsun!Heykelin derhal yıkılması gerekirken, Diyarbakır valisi savcılığa suç duyurusunda bulunmakla yetinmiş.Heykeltraş Mehmet Aksoy'un yaptığı Kars'taki heykel "İnsanlık Anıtı"nı ucube diye yıktıran zamanın başbakanı, şimdilerde hem başbakan hem de cumhurbaşkanı olarak daha doğrusu "cumhurbaşbakan" ki, nasıl ucube iş ise bu, çıtını bile çıkaramıyor. Çıkaramaz da, eşkıya ile varılan anlaşma sonucu PKK'yı yasallaştıranlar, onun heykelini mi yıktıracak?Bahanesi çok; diyebilir ki, "Bu bir heykeldir, sanat eseridir ve de sanata saygımız vardır." Peki, arkadaş, sanata saygın var da, ucube deyip yıktırdığın Kars'taki heykelin ve eser sahibinin günahı neydi? Cevabı biz verelim: İster sanatçı ister sütçü ol, muhalifsen yok hükmündesin! Bu arkadaşların sanat anlayışları ve kültürleri bu kadar. Gerisi, çabalama kaptan ben gidemem? Ülkeyi yönetemeyen ve eşkıya baskısı ile bölünmenin eşiğine getiren siyaset, sanatı mı yönetecek? Yönetmeye kalkıştı da ne oldu? TÜSAK mı, tuzak mı, ne olduğu belli olmayan Türk Sanat Kurumu projesi ortalıkta. Bu proje yasalaşırsa gerçek sanatın "s" sini bulabilene aşk olsun. "Tüccar politikacıyız" diyorlar ya, sanata bakışları da öyle. Bu noktada tarihe düşmüş şu sözleri hatırlamamak elde değil: "Bir ülkede akıl ve sanattan çok, servete değer verilirse, bilinmelidir ki orada keseler şişmiş, ama kafalar boşalmıştır."Teröre taviz vererek, yasal imkânlar tanıyarak teslim olursanız, önlemek bir yana onu azdırır, tırmandırırsınız. Eşkıyaya yılışmak yerine şiddete karşı otoritenizi kullanın, sokakta çocuk kovalayıp, gençlerde gücünüzü denemeyin!Tommiks-Teksas'tan başka kitap okumamakla övünen, sanatı terörün arka bahçesi olarak gören, edebiyatı başkalarının hayalleri olarak nitelendiren politikacılara tanık olduk ve bu çizgiye yakın olanlar da ortalıkta dolaşıyorken yine de sanat adına söyleyeceklerimiz var;Sanat, sevginin beslendiği en önemli kaynaklardan biridir. Barış getirir, şiddeti ortadan kaldırır. Hele hele toplumsal şiddet? gençler arasında yayılan şiddet eğilimi; sanat çalışmalarının yaygınlaşmasıyla, kültür çalışmalarına katılımın artmasıyla önlenebilecektir.Sanatla uğraşmanın çocuk ve gençlerin okul başarılarını engellediği yolunda bir peşin hüküm vardır çoğu çevrelerde. Aksine engel değil, okul başarısına desteği vardır. Ancak, sanatı eğlence ile karıştıran çok tehlikeli yaklaşım bugün başta televizyon olmak üzere kitle iletişim araçlarına hâkim olmuştur.Oysa gerçek sanat eğlencelik değil, hayata anlam katan bir uygarlık yansımasıdır.Devlete gelince, vatandaşına eğitim, sağlık, güvenlik ve benzer hizmetler sunmak gibi bir görevi de kültür sanat alanında olmalıdır. Uygar devletin en önemli görevlerinden biridir bu.İktidarın "Yeni Türkiye"(!) projesinde sanatı yaşama katacak bir husus yer almadığı gibi, sanata katkısını da göremiyoruz.Sanata yapılan her katkı, bu ülkenin geleceğine yapılan katkıdır. Devlet bir yana, hepimizin sosyal sorumluluğu da bu katkıya omuz vermektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023