Tetikçiler nasıl bertaraf edilebilir?

2004 yılında yayınlandığında çağdaş sömürgeci devletlerin ve küresel çokuluslu şirketlerin tüm dünyanın kazancını nasıl kene gibi emdiğini ayan beyan ortaya koyan 'Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları' kitabının yazarı John Perkins, dikkat çekici açıklamalarda bulundu.Türkiye'ye bazı tavsiyelerde bulunan Perkins özetle şunların altını çiziyor:
- Türkiye'yi hedef alan ekonomik tetikçilerin olduğu konusunda hiçbir şüphe yok. Bu tetikçiler sadece ABD için değil, birçok farklı hükümet için çalışıyor.
- Türkiye daha fazla dış borçtan kaçınmak için her şeyi yapmalı.
- Türkiye, kesinlikle Rusya ve Çin gibi ülkelerle müzakere etmeli.
- Benim tavsiyem şu; gelişen ekonomiler bir araya gelerek kendilerine adaletsiz şekilde, yolsuzlukla verilen borçları ödemeyi reddetmeli.
- Bugün ekonomik tetikçiler benim zamanımdan daha etkili durumdalar. Bugün halen benim işim gibi işler mevcut. Buna ek olarak, Walmart'tan Nike'a ve Exxon'a kadar aklınıza gelen her uluslararası şirketin kendi ekonomik tetikçi versiyonu var. Küreselleşme dünyada ekonomik tetikçiler için çok büyük fırsatlar sunuyor.
John Perkins, kendisine ün kazandıran söz konusu kitabında ise bakın ekonomik tetikçilerin yaptıkları işi nasıl tanımlıyor: "Ekonomik Tetikçiler, ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Dünya Bankası, ABD uluslararası kalkınma ajansı (USAID) ve diğer yabancı yardım kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin doğal kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarmaktadırlar.
?Nereden mi biliyorum, çünkü ben bir Ekonomik Tetikçiyim?
?Bana işimin iki temel amacının olduğu söylendi. Birincisi, devasa inşaat ve mühendislik projeleriyle parayı Amerikan şirketlerine geri döndürecek büyük uluslararası kredileri haklı gösterecektim. İkincisi, bu kredileri alan ülkeleri iflas ettirmek için uğraşacak, böylece alacaklılarına sonsuza kadar borçlu kalıp, askeri üsler, diğer doğal kaynaklara erişim gibi yardıma ihtiyacımız olduğunda kolay birer hedef olmalarını sağlayacaktım."

Kaynak fazlaysa tetikçi de çoktur
Ekonomik tetikçilerin kitabını yazan Perkins gibi bir adam 'Türkiye ekonomik tetikçilerin hedefinde' diyorsa bunu dikkate almak durumundayız.
Biz de inkâr edilmesi pek mümkün olmayan şu gerçeğin altını çizelim; bir ülke ne kadar zengin kaynaklara sahipse, o kadar fazla ekonomik tetikçilerin hedefindedir. Bu bağlamda Anadolu coğrafyasına hâkim Türkiye'de 'ekonomik tetikçilerin' cirit attığını söylersek yanılmış olmayız.
Çünkü Türkiye dünyanın en zengin kaynaklarına sahiptir. Bu gerçeğin altını her fırsatta Çizen Prof. Dr. Haydar Baş,  ülkemizin 3 katrilyon dolarlık yeraltı varlığına sahip olduğunu söylemektedir.

Ekonomik tetikçilerden korunmak mümkün mü?
Elbette mümkün. 
Ama bunun için ekonomiye bir format atıp, sisteme kapitalizmin dışında yeni bir işletim sistemi yüklemek gerekiyor.
Ekonomik Tetikçilerin terörüne karşı ülkelerin nasıl korunabileceğinin yegâne formülü, yani bu yeni işletim sistemi Milli Ekonomi Modeli'dir.
Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli'nin girişinde 'Milli Ekonomi Modeli Nedir" başlığı altında şu tanımı yapmaktadır: 
"Milli Ekonomi Modeli, ülkelerin her türlü ve hizmeti üretebilme gücüne sahip olması, iç ve dış harcamalarını borçlanmadan temin edebilmesinin formülüdür."
Bu tanım hayata geçtiğinde ekonomik tetikçilerin o devlete zarar vermeleri mümkün değildir.
Zira borç almamaya karar veren ve her türlü yatırımını milli parasıyla gerçekleştirebilen bir ülkeye ekonomik tetikçilerin hiçbir dayatma uygulamaları mümkün değildir.
Dolayısıyla bu tetikçi teröründen kurtulmanın yolu Prof. Dr. Baş'ın tavsiyelerine uymaktır, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaya başlamaktır.