Tıbbi yardımla siyasi yatırım

İlk olarak 12 Aralık'ta Çin'de ortaya çıkan ve dünya geneline yayılarak şu ana kadar 235 bin insanın ölümüne, 3.3 milyon insanın ise hastalanmasına neden olan koronavirüsün tedavisi için hâlâ aşı bulunabilmiş değil.

Türkiye olarak ise 120 bin 204 vaka ve 3 bin 174 can kaybı noktasında salgından en çok etkilenen ülkelerden biriyiz.

İyiye gidiş işaretleri olduğunu söylüyor uzmanlar, ancak temkinli olmak gerektiğini ve salgının her an ters köşe yapabileceğine de dikkat çekiyorlar. 

Hal böyleyken Türkiye, salgın sonrasında adeta karaborsaya düşen tıbbi ekipmanları bonkörce yardım adı altında başka ülkelere yolluyor. 

Türkiye'nin şu ana kadar aralarında ABD'nin de bulunduğu 44 ülkeye tıbbi yardım gönderdiği ifade ediliyor.

Bu ülkelerden bazıları şöyle; ABD, Çin, İspanya, İtalya, İngiltere, Sırbistan, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Karadağ, Kosova, Bulgaristan, Azerbaycan, Afganistan, Libya, Lübnan, Tunus, Filistin, İran, Irak, Gürcistan, Kolombiya ve Pakistan.

Hatta geçtiğimiz günlerde haber oldu, ABD'nin en zengin eyaletlerinden Maryland Eyaleti Valisi Lary Hogan, bir mektupla Türkiye'den tıbbi yardım istedi.

Türkiye büyük ihtimalle bu yardım talebini de olumlu yanıtlayacak ve binlerce tıbbi malzeme Maryland'e de gönderilecek.

Kısa bir araştırma yaptım, Türkiye'den yardım isteyen ABD'nin Maryland eyaletinde şu ana kadar 21 bin 742 vaka (Türkiye'nin 6'da 1'i) görülmüş, can kaybı ise bin 140, yani Türkiye'nin 3'te 1'i kadar olmuş.

Salgın konusunda Türkiye'den çok daha iyi durumda olan bir eyalete umarım yardım gönderme hevesine kapılmaz Ankara. 

Zira salgını yenen Çin bile çok daha dikkatli davranıyor ve diğer ülkelere Türkiye kadar yardım göndermiyor.

Biz ABD'ye ABD PKK'ya

Üstelik dün ortaya çıkan bir habere göre 2 uçak dolusu tıbbi yardım gönderdiğimiz ABD, Suriye'nin kuzeyindeki PKK/YPG'li teröristlere tırlarla tıbbi yardım göndermiş. 

Üstelik terör örgütüne bu tıbbi yardımlarının fotoğraflarını da OBD ordusu sosyal medya hesaplarında yayınladı.

İnşallah Türkiye'nin ABD'ye gönderdiği tıbbi yardımları paketleri dahi açılmadan PKK/YPG'ye gitmemiştir. 

İnanın bunu dahi yapar bu ABD'den her şey beklenir. 'Güler misin, ağlar mısın' derler ya bence biz ağlayalım…

Peki, neden diğer ülkeler daha temkinli davranır ve böyle yardımlar yapmazken Türkiye bu konuda bu kadar hevesle davranıyor.

Türkiye'nin ekipman eksiği yok mu?

Yoksa eğer neden birçok vatandaşlar hâlâ maske alabilmiş değil?

Çok yakın bir arkadaşım defalarca e-devletten talep ettiği halde kendisine bir kere bile maske kodu gelmediğini ifade etti bana. Bunun gibi kim bilir kaç tane vatandaşımız var…

Üstelik uzmanlar virüsün yayılımı azalsa bile ikinci dalgaya dikkat çekiyorlar. 

Türkiye, koronavirüs salgını konusunda bir garantisi mi var?

Böyle bir garantimiz olmadığına göre ikinci dalga olursa ne yapacağız?

Bu ikinci dalganın çok daha şiddetli vurmayacağının bir garantisi var mı?

Bunun da garantisi yok.

O zaman Türkiye'yi yönetenlerin en kötüye göre hazırlık yapmadıkları gerçeği ortaya çıkıyor. İnşallah ikinci dalga hiç olmaz, ancak olursa ve hiç istemediğim bir şekilde bizi de kötü vurursa, hükümetin yardım gönderdiği bu ülkelerden bir tanesi bile Türkiye'nin taleplerini duymayacaktır.

Siyasilerin ne zaman biteceği tam olarak kestirilemeyen ölümcül salgından sonra meyvelerini toplamak için yaptıklarını düşündüğüm 'siyasi yatırım' kapsamındaki bu yardım şovları bu yüzden övünülecek bir şey değil.