Topbaş ve Gökçek'in bıraktığı ağır faturalar

Başlığı böyle attım ama gerçek sorum şu: Gelen gideni mi aratıyor, gidenler işi mi bilmiyordu?
Biri 24 yıl Ankara'yı yönetmiş, diğeri İstanbul'da ustalık dönemini bitirmek üzereydi. Malumumuz üzere bir gece ansızın metale ayrıldılar. 
Yerlerine atananlar ilginç işler yapmaya devam ediyorlar. Haliyle gelen gideni mi aratıyor, yoksa gidenler işi mi bilmiyordu, diye sormak istiyorum.
Metale ayrılmamış belediye başkanları döneminde ihale et, yaptır sonra yıktır, tekrar ihale et, yaptır haber ve yazılarını çokça okumuş ve yazmıştık. Ama bu sefer ki durum daha farklı. Kökünden iptal et.
Ankara'da Melih Gökçek ustalık eserim, diye bir park yaptırıyordu. Bildiğim kadarıyla 2,5 milyar (katrilyonluk) TL'lik. Dinozorları, Daltonları bile getirmişti. 
Ama yeni başkan bu parkı ve Gökçek'in başladığı birçok projeyi iptal etti. Aynı şekilde Topbaş'ın da "Ustalık eserim olacak" dediği Haliç-Unkapanı Su Altı Karayolu Tüneli Geçiş Projesi ve Sefaköy-Başakşehir Havaray Sistemi ile Haliç'in iki yakasını birleştirmesi planlanan Piyer Loti-Miniatürk teleferik ihalelerini ve Yeşilköy Sahil Bandı Düzenleme İnşaatı ihalesini Mevlüt Uysal iptal etti.
Mesela birkaç ay önce Sefaköy-Başakşehir Havaray Sistemi'nin iptal edildiğini, yerine metro ve hafif raylı sistemin hayata geçirileceğini açıkladı Mevlüt Uysal.
Sebep? Maliyet fazlalığı. Peki, bu fazlalığı önceki başkan hesaplattıramadı mı? Eğer hesaplattırdıysa neden ihale ettirdi? Yoksa!!! Yok, maliyet raylı sistemden ucuza geliyorsa atanan başkan ne yapmaya çalışıyor? Yoksa!!!
Şimdi metro ihale iptalleri yine gündemde. İBB, Topbaş'ın yaptığı 6 metro ihalesini daha iptal etti. Neden iptal edilmiş? İBB yaptığı açıklamada; "Metro hatlarının uzatılıp yeniden projelendirilerek, daha ekonomik ve daha hızlı bir şekilde yapılabilmesi için söz konusu ihaleler iptal edilmiştir." dendi. (Açıklamanın sonuna daha iyilerini yapacağız eki eklendi.)
Tabi bu gelişmelerden İstanbullunun haberi yok. Çünkü medya patronları İstanbul'da yaşıyor ve hemen hepsinin İBB ile çıkar ilişkileri var.
Malumunuz Türkiye'de menfaat söz konusu olunca habercilik, doğruyu konuşmak, halkın sesi olmak gibi kavramlar arkaya atılıyor.
İBB'ye soru:
Şimdi, bu 6 projenin ihale bedeli 12 milyar 859 milyon lira. İhaleden cayma bedeli yüzde 10. Yani ihale bedelini ona bölün; 1,3 milyar TL diyelim. 
Normal şartlarda İBB, ihaleleri iptal ettiği için yüklenici firmalara bu rakamı ödemek zorunda. Yani İstanbulludan toplanan 1,3 milyar (1 katrilyon, 300 trilyon TL) ödemek zorunda. Ha! Bu firmalar tanıdık ve dayı-yeğen pazarlığıyla yapılmışsa orasını bilmem. 
Bakalım İBB bir açıklama yapacak mı?

Muğlak afişler
Diğer şehirleri bilmem ama epey zamandan beri İstanbul billboardlarında Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın resminin yanında; 'Boyun eğdiremeyeceksiniz, diz çöktüremeyeceksiniz, pes ettiremeyeceksiniz' gibi muğlak cümlelerin bulunduğu afişler yer alıyor. 
Sayın Erdoğan'ın bu afişlerden haberi var mı, merak ediyorum. Eğer varsa sormak isterim ki, Sayın Erdoğan, cumhurbaşkanı yani ülkemizi temsil eden bir kişi. Haliyle bir tehdit varsa bunun açık açık söylenmesi ve milletimizin bilmesi gerekir, diye düşünüyorum.
Yok, eğer birileri Sayın Erdoğan'ın sadece şahsıyla ilgili bir plan, yaptırım veya tecrit süreci içine girmişse bunların da milletimiz tarafından bilinmesi gerekir. Çünkü Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ediyor.
Merak ediyorum! Kim, Sayın Erdoğan veya Türkiye Cumhuriyeti'ne boyun eğdirmek istiyor?
Merak ediyorum! Kim, Sayın Erdoğan veya Türkiye Cumhuriyeti'ne diz çöktürmek istiyor?
Merak ediyorum! Kim, Sayın Erdoğan'ı veya Türkiye Cumhuriyeti'ni alt etmek istiyor? 
Evet, bir vatandaş olarak merak ediyorum; kim, kim, kim?
ABD, İsrail ve AB ülkeleri diyorsanız bunlar taa 1095'ten beri bu millete düşmandırlar ve yok etmek için bin yıldır saldırıyorlar. En son 1920'lerde gelmişlerdi ve Atatürk onları, "geldikleri gibi gönderdi".
Yani Haçlı ve Yahudilerin, bize düşman ve bu coğrafyayı ele geçirme gayretinde olduğu aşikar bir gerçek. Afişlerde bahsedilenler bunlar değil. Ama kim?
Neden ısrarla kim, diyorum? Çünkü ülke ortamı sürekli ışık kaybediyor. Hele 15 Temmuz vari olaylar? hakkındaki kararname ve asılan bu afişler bir anda ülkemizdeki bütün ışıkları söndürebilir. Hani olur ya, Sayın Erdoğan, bir mitingi, bir protestoyu eleştirmek adına, 'bunlar önümüzü kesmek istiyor, bizi kıskanıyorlar' gibi her zaman kullandığı cümleleri kullanır, kararname de var ve birileri oraya koşarsa, sonuç ne olacak?