Her hafta olduğu gibi bu hafta da akaryakıttan emlak harçlarına, otomobilden gıda ürünlerine kadar arttırılan vergiler halkımıza ve milletimize hayırlı olsun!
Geçmişte yapılan zamlar ve hayat pahalılığı halkımızı o kadar çok sevindirmişti ki, Başbakanımız bu mutluluğu “her aileden üç çocuk istiyorum” diye bizlerle paylaşmıştı! Ancak yapılan araştırmalarda boşanmaların çok ciddi bir şekilde arttığı ortaya çıkmaktadır.
Her yıl milli gelirimiz sayesinde kişi başına evimize girmesi gereken üç bin lira yerine 850 lira olunca, zenginimizin daha zengin halkımızın daha da fakir olduğu gerçeği tüm gerçekliğiyle ortaya çıkmaktadır. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş toplam borcumuzun artarak ödenemeyecek hale gelmesi, bunun neticesi olarak verilen tavizler ve kendi paramızı bile basamıyor hale gelmemiz her zaman olduğu gibi bu sefer de göğsümüzü kabartıyor. Satın alma gücümüzün bitmesiyle birlikte bir aşk ve şevkle her seçimde olduğu gibi oylarımızın yönünü değiştirmiyoruz. Öyle bir noktaya geldik ki, Cumhuriyet tarihimizdeki bütün kazanımlarımızı özelleştirmekle birlikte sadece vergilerle geçinen bir Türkiye olarak, bütün borç yükünü sırtımıza alarak onurlandırılmamız ayrı ödül oldu bizim için…
Bu arada Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) yapılan hakaretlere karşı tutunacağımız tavrı, ABD Başbakanı ile yapılan görüşme belirlemiş ve ona göre sesimizi yükseltmiştik. Ne ses ama! Dinde öyle bir takva hali yaşıyoruz ki, Ayasofya’da hacı ağabeyimiz diye papazın elini öpecek mertebeye eriştik. Bunu da takvimler arkasına menkıbeler bölümüne yazarız artık.
Neredeyse bitme noktasına gelmiş terör, son yıllarda patlama noktasına geldi, her evde feryatlar yükselmeye başladı… Sıfır sorunlu dış politika, kendi Müslüman sınır ülkeleri ile sıfır güvenilir ilişkilere dönüştü.
Evet, bu görüntülerden biz sorumluyuz. Neredeyse her gün, her alanda aldığımız kara haberler, bizi son yapılan araştırmalara göre, televizyon izlememeye, gazete okumamaya kadar götürdü. Psikolojik rahatsızlıklarımız artmış, hayatı tozpembe görmek için ilaçlara sarıldık. Ekonomi dünyada da içler acısı durumda, düzelmesi için ilan edilen ekonomik paketler, her yerinden su geçiren Titanic gemisinin sadece batışını geciktiriyor.
Her alanda Türkiye’nin önünü açacak model, Milli Ekonomi Modeli’dir. Tüketiciden üreticiye her alanda verilecek destekle birlikte, ekonomi olarak dünyanın en zengin ekonomisine her an dönüştürülmeyi bekliyor. Tüketicinin harcayacak gelirinin artması, üretimi tetikleyecek ve bu bir döngü gibi durdurulamaz bir büyüme sağlayacaktır. Sosyal Devlet - Milli Devlet modeliyle sadece kendi içinde bütünlüğünü sağlamış bir Türkiye’yle kalmayıp, dünyadaki bütün Müslüman olan ülkelerin tutunacağı bir el olmayı bekliyor. Bu model artık bilinmeyi ve ortaya çıkmayı bekliyor, Türkiye gerçek sahibini, Prof. Dr. Haydar Baş beyi bekliyor.
Geçmişte yapılan zamlar ve hayat pahalılığı halkımızı o kadar çok sevindirmişti ki, Başbakanımız bu mutluluğu “her aileden üç çocuk istiyorum” diye bizlerle paylaşmıştı! Ancak yapılan araştırmalarda boşanmaların çok ciddi bir şekilde arttığı ortaya çıkmaktadır.
Her yıl milli gelirimiz sayesinde kişi başına evimize girmesi gereken üç bin lira yerine 850 lira olunca, zenginimizin daha zengin halkımızın daha da fakir olduğu gerçeği tüm gerçekliğiyle ortaya çıkmaktadır. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş toplam borcumuzun artarak ödenemeyecek hale gelmesi, bunun neticesi olarak verilen tavizler ve kendi paramızı bile basamıyor hale gelmemiz her zaman olduğu gibi bu sefer de göğsümüzü kabartıyor. Satın alma gücümüzün bitmesiyle birlikte bir aşk ve şevkle her seçimde olduğu gibi oylarımızın yönünü değiştirmiyoruz. Öyle bir noktaya geldik ki, Cumhuriyet tarihimizdeki bütün kazanımlarımızı özelleştirmekle birlikte sadece vergilerle geçinen bir Türkiye olarak, bütün borç yükünü sırtımıza alarak onurlandırılmamız ayrı ödül oldu bizim için…
Bu arada Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) yapılan hakaretlere karşı tutunacağımız tavrı, ABD Başbakanı ile yapılan görüşme belirlemiş ve ona göre sesimizi yükseltmiştik. Ne ses ama! Dinde öyle bir takva hali yaşıyoruz ki, Ayasofya’da hacı ağabeyimiz diye papazın elini öpecek mertebeye eriştik. Bunu da takvimler arkasına menkıbeler bölümüne yazarız artık.
Neredeyse bitme noktasına gelmiş terör, son yıllarda patlama noktasına geldi, her evde feryatlar yükselmeye başladı… Sıfır sorunlu dış politika, kendi Müslüman sınır ülkeleri ile sıfır güvenilir ilişkilere dönüştü.
Evet, bu görüntülerden biz sorumluyuz. Neredeyse her gün, her alanda aldığımız kara haberler, bizi son yapılan araştırmalara göre, televizyon izlememeye, gazete okumamaya kadar götürdü. Psikolojik rahatsızlıklarımız artmış, hayatı tozpembe görmek için ilaçlara sarıldık. Ekonomi dünyada da içler acısı durumda, düzelmesi için ilan edilen ekonomik paketler, her yerinden su geçiren Titanic gemisinin sadece batışını geciktiriyor.
Her alanda Türkiye’nin önünü açacak model, Milli Ekonomi Modeli’dir. Tüketiciden üreticiye her alanda verilecek destekle birlikte, ekonomi olarak dünyanın en zengin ekonomisine her an dönüştürülmeyi bekliyor. Tüketicinin harcayacak gelirinin artması, üretimi tetikleyecek ve bu bir döngü gibi durdurulamaz bir büyüme sağlayacaktır. Sosyal Devlet - Milli Devlet modeliyle sadece kendi içinde bütünlüğünü sağlamış bir Türkiye’yle kalmayıp, dünyadaki bütün Müslüman olan ülkelerin tutunacağı bir el olmayı bekliyor. Bu model artık bilinmeyi ve ortaya çıkmayı bekliyor, Türkiye gerçek sahibini, Prof. Dr. Haydar Baş beyi bekliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Şirin / diğer yazıları
- Duvara Davos’ladılar / 03.02.2013
- Yalan hikaye / 29.01.2013
- Ekonomide küresel bunalım Türkiye’yi ‘es’ geçmiyor / 15.01.2013
- Sözünü tutma vakti geldi! / 08.01.2013
- Gerçek olmayan ekonomik büyüme / 26.12.2012
- Ekonomideki bataklık / 18.12.2012
- ABD, AB ve Türkiye: Gerçekler / 11.12.2012
- Haçlı gözlüğü / 04.12.2012
- Bir haftalık ekonomik tablo / 27.11.2012
- Muharrem ayı ve bize düşündürdükleri… / 20.11.2012
- Yalan hikaye / 29.01.2013
- Ekonomide küresel bunalım Türkiye’yi ‘es’ geçmiyor / 15.01.2013
- Sözünü tutma vakti geldi! / 08.01.2013
- Gerçek olmayan ekonomik büyüme / 26.12.2012
- Ekonomideki bataklık / 18.12.2012
- ABD, AB ve Türkiye: Gerçekler / 11.12.2012
- Haçlı gözlüğü / 04.12.2012
- Bir haftalık ekonomik tablo / 27.11.2012
- Muharrem ayı ve bize düşündürdükleri… / 20.11.2012