Tribünler "T" işareti mi yapacak yoksa!

Ligler başlıyor. Takımlar hazır mı? Statlar hazır mı? Taraftar hazır mı? Maalesef ülkemizde futbol daha doğrusu spor kirlendi. Bakın hemen hemen her spor dalında bir şüphe, bir şaibe, bir doping iddiaları vs. var.Futbol büyük kitlelere hitap ettiği için haliyle gündem her zaman futbol oluyor. Futbolumuzda kirletildi. Bu kirlilik haliyle zaten agresifleştirilen insanımızı daha da agresifleştirecek. Bunun farkında olan hükümet, iç işleri ve spor bakanları vasıtasıyla açıklama yaptı. Yapılan açıklama, hükümetin ortaya çıkması muhtemel (bana göre kesin) olan olaylardan ne denli çekindiğini de gösteriyordu. Ama "sakın olay çıkarmayın yoksa zor kullanmak zorunda kalırız" türünden yapılan açıklama, futbol severleri teskin edecek yerde adeta tehdit kokuyordu.Futbol federasyonu da haliyle hükümetin izinden gidiyor. Federasyonda, kulüp yöneticilerine; Ortamı germeyin yoksa karışmam, sopasını gösteriyor. İyi de kim karışacak bu işlere!  İki seneyi aşkındır çözülmeyen bir şike süreci var. Başbakan daha o zaman karar vermişti; "Kişilerin yaptığı yanlışlar, kurumları bağlamaz" diye. M. Ali Aydınlar yönetimindeki federasyon, bu kararı veremediği için gitti ve Demirören geldi. Başbakana paralel karar verdiler. Ama yargı aksi karar verdi. Yetmedi, UEFA o yıl uygulamada verdiği kararı şimdi resmiyete döktü. Sıra CAS'ın vereceği kararda. Haliyle tribünler gergin bir bekleyiş içinde. Bu gerginliğe birde Taksim'den gelen gerginlik eklenince hükümet ve polisin işi zor gözüküyor.  Zaten asıl tehlikede burada başlıyor. Malum bir Gezi süreci yaşadık. Vatandaş sokağa çıktı. Ağacımı kesemezsin, dedi. İktidar, ben keserim, deyince olaylar başladı. İktidar vatandaşının sesine gazla, hakaretle, küçümsemekle karşılık verince ölüm, binlerce yaralanma, tutuklama vs. yaşadık.  Bu olaylar sırasında dört büyük takımın taraftarı bir araya geldi. Fenerbahçe'nin son hazırlık maçında Gezi olayları tribündendi. Resmi maçında ise futbolcular gol sevinçini "T" harfiyle kutluyordu. Medyada ise her gün BJK Çarşı grubu ile polis arasındaki küfürlü diyalog yayınlanıyor. Hülasa tehlike büyük? Bu tehlikenden olsa gerek federasyon maçları gündüze alma gayretinde. Çünkü gece saatlerinde kalabalıkları kontrol etmek zor ve özel güvenliğe işi değil. Polisimize yine iş düşecek ve yine destanlar yazacak. Demedi demeyin, diye yazıyorum. Bir diğer ilginç gelişme ise Beşiktaş'ın bu yılki maçlarını oynayacağı Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan stadından geldi. Kasımpaşa spor yetkilileri, Beşiktaş'a; Eğer bu statta küfür ederseniz, bir daha oynayamazsınız" dediler. Çok mantıksız bir istek? Bu isteği Başbakan Erdoğan'a yaranmak için yaptıkları açık. Ama Sayın Erdoğan bizzat demişti ki; "Bu ülkede her gün kendisine küfredilen ve bunu sabırla karşılayan bir başbakan var" O zaman sorun ne. Bir Trabzonsporlu olarak Trabzonspor'a değinmeden geçemeyeceğim. Sadri başkana yazık ettik ve çok arayacağız gibime geliyor. Sadri başkan transferde yanlış seçimler yaptı. Şike sürecinde kendisine verilen sözlere inandı. Bu sözler tutulmadığı için hedef oldu ve gitti.Ama Sadri başkanın bir duruşu vardı. Siyaseti kulübe sokmadı. Bütün partilere eşit bir duruş gösteriyordu. Çünkü Trabzonspor, bir partinin himmetine muhtaç değildi. Zaten bu duruştan olsa gerek Arena'yı bir buçuk yılda GS'ye teslim edenler, Urfa'ya son model 30 bin kişilik stat yapanlar, Türk futbolunun devrimcisi Trabzonspor'a hala stat yapmadı.  Trabzonspor kongreye gitti. Özellikle başkan adaylarından Muharrem Usta'nın açıklamaları, "eyvah! Camiamıza siyaset mi bulaşıyor" endişesi yarattı bende. İbrahim Hacıosmanoğlu seçilince tehlike geçti zannetmiştim. Bu camiaya siyaset girmeyecek derken, yeni başkan fanatik AKP'li çıktı. AKP'nin mitinglerine katıldı. Canlı yayında Erdoğan'a dua etti. Peki, edemez mi? Hayır, edemez. Eğer ederse, Tayyip Erdoğan'ın "benim % ellim ve diğerleri" mantığını ortaya koymuş olur. Böyle bir mantık kulübe zarar verdiği gibi taraftarı karşı karşıya getirir.  Şike süreciyle ilgili sert çıkışları taraftarın hoşuna gitmiş olabilir ama bu çıkışların emin olun içi boş. Baştan söyleyeyim; Bu süreçte Trabzonspor'un muhatabı ne Fenerbahçe ve nede Aziz Yıldırım'dır. Bunu bir türlü anlayamadık?  Yeni başkanda anlayamamış. Nasıl mı?Başkan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Aziz Yıldırım'ı ziyaret etmesine; "Trabzonsporlular sandıkta bunun hesabını soracak" diyor.Demek ki, başkan hala Trabzonspor'un hakkı olan kupayı Aziz Yıldırım aldı zannediyor. Sayın Başkan! O kupa Aziz Yıldırım'a verildi. Bil bakalım kim verdi?