Türkiye'de üstün zekalı çocukları yetiştirecek yeterli uzmanların bulunmayışı, bunların toplum yararına istenilen ölçüde kazandırılmasına imkan tanımadığı gibi, aileleri de çıkmaza sokuyor
Üstün zekalı çocukların hızlı öğrenmeleri nedeniyle eğitimin sürdürüldüğü okullarda sıkılabileceklerini belirten uzmanlar, şunları vurguluyor: Üstün zekalı çocukların eğitimde ihtiyaçları karşılanmalıdır. Ancak üstün zekası, yaşıtlarıyla ilişkisini bozmamalıdır. Grup içinde uyumlu olması gözardı edilmemelidir. Arkadaş ve insan ilişkileri zeka için feda edilmemelidir. Çünkü uyum, zekadan daha önemlidir. Zeki ama mutsuz bir çocuk huysuz olabilir, ruhsal sorunlar yaşayabilir.
Yetiştirecek eleman yok
Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nevzat Kavcar, Türkiye'de eğitim gören çocukların yüzde 1'ini üstün zekalı çocukların oluşturduğunu belirtti. Ülkede, bu çocuklara uygun bir okul bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Kavcar, yetişmiş uzman eleman da olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Kavcar, bazı eğitim fakültelerinde"özel öğretim bölümleri"in oluşturulduğuna işaret ederek, şöyle dedi:
"Eğitim fakületlerinde toplumun ihtiyacına göre branşlaşma bölümleri mutlaka oluşturulmalıdır. Üstün zekalı çocuklara, bu alanda yetişmiş elemanların eğitim vermesi şarttır. Uzman olmayanlarla bu eğitimi yürütmek doğru bir çalışma değildir. Üstün zekalı çocuğu olan çok sayıda aile, uzman ve okul bulamadığı için çaresizlik içinde kıvranmakta, bu arada kendileri de bu konuda eğitimsiz oldukları için yanlış davranışlara yönelebilmektedirler"
Diğerlerinden farklı ele alınmalı ancak,
grup ilişkilerine dikkat edilmeli
İzmir'in Urla İlçesi'nde, başlangıçta üstün zekalı çocuklara hizmet vermek amacıyla bir ilköğretim okulunun eğitim hayatına başladığını anlatan Prof. Dr. Kavcar, ancak uzman öğretmen bulunamaması yüzünden normal okula dönüştürüldüğünü söyledi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cahide Aydın, ruhsal açıdan üstün zekalı çocukların, diğer çocukların dışında çok farklı ele alınmaması gerektiğini belirtti. Zekanın, uyumu kolaylaştırmaya yardımcı olması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Aydın,"Farklı olursa, çocuğun grup içindeki ilişkilerinde sarsılma olabili" diye konuştu.
Uyum, zekadan daha önemli
Bu çocukların çevre iletişimlerinin, zekalarından dolayı yakınları tarafından bozulabildiğini, bunun da çocukta ruhsal sorunlara yol açtığını anlatan Prof. Dr. Aydın, şunları kaydetti: "Üstün zekalı çocukların eğitimde ihtiyaçları karşılanmalıdır. Ancak üstün zekası, yaşıtlarıyla ilişkisini bozmamalıdır. Grup içinde uyumlu olması gözardı edilmemelidir. Arkadaş ve insan ilişkileri zeka için feda edilmemelidir. Çünkü uyum, zekadan daha önemlidir. Zeki ama mutsuz bir çocuk huysuz olabilir, ruhsal sorunlar yaşayabilir"
Düzenli çalışma,zekadan daha verimli
Zekanın öğrenme hızına göre eğitim ortamının sağlanması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Aydın, bu çocukların, hızlı öğrendikleri için normal eğitimin sürdürüldüğü okullarda sıkılabileceklerini söyledi. Prof. Dr. Aydın, mevcut sistemde öğretmenlerin bu çocuklara grup içinde küme çalışması yaptırabileceklerini ve beyin fırtınası ile zeka düzeylerini çalıştıracak yöntemler geliştirebileceklerini kaydetti. Prof.Dr. Cahide Aydın, ailelerin, üstün zekalı çocuğunu fazla abartmaması gerektiğini de ifade ederek, "Çocuğun çok zeki olması, her zaman başarılı olacağını göstermez. Tempolu, düzenli, dengeli bir çalışma, seri işleyen bir zekadan daha verimli olabiliyo" dedi.
Üstün zekalı çocukların hızlı öğrenmeleri nedeniyle eğitimin sürdürüldüğü okullarda sıkılabileceklerini belirten uzmanlar, şunları vurguluyor: Üstün zekalı çocukların eğitimde ihtiyaçları karşılanmalıdır. Ancak üstün zekası, yaşıtlarıyla ilişkisini bozmamalıdır. Grup içinde uyumlu olması gözardı edilmemelidir. Arkadaş ve insan ilişkileri zeka için feda edilmemelidir. Çünkü uyum, zekadan daha önemlidir. Zeki ama mutsuz bir çocuk huysuz olabilir, ruhsal sorunlar yaşayabilir.
Yetiştirecek eleman yok
Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nevzat Kavcar, Türkiye'de eğitim gören çocukların yüzde 1'ini üstün zekalı çocukların oluşturduğunu belirtti. Ülkede, bu çocuklara uygun bir okul bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Kavcar, yetişmiş uzman eleman da olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Kavcar, bazı eğitim fakültelerinde"özel öğretim bölümleri"in oluşturulduğuna işaret ederek, şöyle dedi:
"Eğitim fakületlerinde toplumun ihtiyacına göre branşlaşma bölümleri mutlaka oluşturulmalıdır. Üstün zekalı çocuklara, bu alanda yetişmiş elemanların eğitim vermesi şarttır. Uzman olmayanlarla bu eğitimi yürütmek doğru bir çalışma değildir. Üstün zekalı çocuğu olan çok sayıda aile, uzman ve okul bulamadığı için çaresizlik içinde kıvranmakta, bu arada kendileri de bu konuda eğitimsiz oldukları için yanlış davranışlara yönelebilmektedirler"
Diğerlerinden farklı ele alınmalı ancak,
grup ilişkilerine dikkat edilmeli
İzmir'in Urla İlçesi'nde, başlangıçta üstün zekalı çocuklara hizmet vermek amacıyla bir ilköğretim okulunun eğitim hayatına başladığını anlatan Prof. Dr. Kavcar, ancak uzman öğretmen bulunamaması yüzünden normal okula dönüştürüldüğünü söyledi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cahide Aydın, ruhsal açıdan üstün zekalı çocukların, diğer çocukların dışında çok farklı ele alınmaması gerektiğini belirtti. Zekanın, uyumu kolaylaştırmaya yardımcı olması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Aydın,"Farklı olursa, çocuğun grup içindeki ilişkilerinde sarsılma olabili" diye konuştu.
Uyum, zekadan daha önemli
Bu çocukların çevre iletişimlerinin, zekalarından dolayı yakınları tarafından bozulabildiğini, bunun da çocukta ruhsal sorunlara yol açtığını anlatan Prof. Dr. Aydın, şunları kaydetti: "Üstün zekalı çocukların eğitimde ihtiyaçları karşılanmalıdır. Ancak üstün zekası, yaşıtlarıyla ilişkisini bozmamalıdır. Grup içinde uyumlu olması gözardı edilmemelidir. Arkadaş ve insan ilişkileri zeka için feda edilmemelidir. Çünkü uyum, zekadan daha önemlidir. Zeki ama mutsuz bir çocuk huysuz olabilir, ruhsal sorunlar yaşayabilir"
Düzenli çalışma,zekadan daha verimli
Zekanın öğrenme hızına göre eğitim ortamının sağlanması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Aydın, bu çocukların, hızlı öğrendikleri için normal eğitimin sürdürüldüğü okullarda sıkılabileceklerini söyledi. Prof. Dr. Aydın, mevcut sistemde öğretmenlerin bu çocuklara grup içinde küme çalışması yaptırabileceklerini ve beyin fırtınası ile zeka düzeylerini çalıştıracak yöntemler geliştirebileceklerini kaydetti. Prof.Dr. Cahide Aydın, ailelerin, üstün zekalı çocuğunu fazla abartmaması gerektiğini de ifade ederek, "Çocuğun çok zeki olması, her zaman başarılı olacağını göstermez. Tempolu, düzenli, dengeli bir çalışma, seri işleyen bir zekadan daha verimli olabiliyo" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.