Türk dediğin kan değil Kevser kokusu alır

Bugün millet olarak ilimde, bilimde, kimlikte, itikatta, ekonomide yokluk içinde, aç olduğumuz inkâr edilemez bir gerçektir. Milli kimlik üzerinden gidersek son yaşanan "çekik gözlü" mantığı buna en iyi örnektir. Biz Türk'üz. Bize böyle hitap ettiler. Tarihte bazıları bizi böyle yâd ederken bir başkaları da (Haçlılar) yerdi. Yani gerçek olan (ister kabul et, ister etme) bu milletin adı "Türk Milletidir."Bu noktada günümüzde öne çıkan ve cevaplanması gereken soru Türk kimdir? Kime, Türk denir? Ben, "Türküm" diyen bir kişi hangi vasıflar taşımalıdır, gibi soruların cevaplarıdır.  Bu soruların cevaplarını da Muhterem Hocam Prof. Dr. Haydar Baş, Hacı Bektaşi Veli'den inkar edilemez örneklerle vermiştir.Sayın Baş, konuşmalarında Hacı Bektaşi Veli'nin, Anadolu yaylasına gelişini ve öyle bir örnek hayat yaşadığını, çevresindeki insanların bu üstün vasıflarını, imrenilen hayat tarzını gördüklerinde, bizde Türk'üz, Müslüman'ız, diyerek Rum'u, Ermeni'si, Türkmen'i, Çerkez'i, Abaza'sı vs. bir araya gelip, kardeş olup, bir millet olduklarını, bu milletinde "Türk Milleti" olduğunu defaatle anlattı. Tabi burada öne çıkan bir soruda Hünkâr Hacı Bektaşi Veli nasıl bir hayat tarzına, anlayışına sahipti ki, insanları böylesine etkiledi? O, hem Ehl-i Beyt neslinden hem de Ehl-i Beyt yolundaydı. Peygamberimizin emrine binaen iki emanete (Kuran ve Ehl-i Beyt) sımsıkı sarılmıştı. Ehl-i Beyt yolunda olanların temel özellikleri nelerdir? Bir kaçını kısaca yazayım; Hem hal olarak hem fiil olarak ilim peşindedir. Merhametlidir, affetmesini bilir. Tevazu sahibidir. Yalanı bilmez, doğru konuşur, doğrudan yanadır. Adaletlidir. Sabırlıdır, büyüklere ve küçüklere karşı sevgi ve saygı içerisindedir. Çalışkandır, hayrı tavsiye eder, şerden meneder, yardım severdir, Hakk'ın karşısından her zaman boynu büküktür. Şerrin ve zulmün karşısında ise dimdik ayakta ve karşısındadır,  diye özetleyebiliriz?     "TÜRK" kimliğinin önemli hizmetkârlarından biri olan M. K. Atatürk, Elmalılı Hamdi Yazır Efendi'den tefsir yazmasını ister. Hamdi Yazır Efendi, günümüzde bile önde gelen İslam âlimleri tarafından da hâlâ en güvenilir tefsir olarak kabul edilen eserinin ön sözünde şu ifadelere yer vermiştir; "Ben halis Anadolulu Öz Oğuz, Yazır Türkü'yüm. On beş yaşında İstanbul'a geldim. Ne Arabistan'a gittim, ne Türkistan'a. Ne İran'ı gördüm, ne Frengistan'ı. Öğrendiğimi bu vatanda öğrendim. Yazır'ın Kayı, Kınık, Bayındır, Eymir, Avşar gibi büyük Oğuz kabilelerinden biri olduğunu da Divan-ı Lügati't-Türk'ten öğrendim. İran'da çıkan yünden, Avrupa'da bükülen ipten, Türk tezgâhında dokunan halıyı Türk malı tanıdım. Bir binanın mimarisi Türk olmak için bütün kerestesi yerli olması lâzım değildir diye işittim. Afrika madenlerinden çıkmış altının üzerinde bir Türk sikkesi gördüğüm zaman ona, Afrika'nın değil, bizim altınımız dedim." (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili Mukaddimesi). (Yeni Mesaj 26-06-2015 Prof. Dr. Nurullah Çetin'nin yazısından)İşte arifi, alimi, siyasetçisi, devlet adamı, ve halkı ile kimliğini masaya koyan Türk Milleti Ehl-i Beyt yolunda olduğu müddetçe hep kazandı. Bu kimlik karşısında hep kaybeden Haçlı zihniyeti ve içimizdeki münafıklar, bu kimliği etkisiz kılmaya karar verdiler. Bu karar yüz yıllara dayanır ama son yüz yılda aldıkları mesafeyi hiçbir zaman alamadılar. Çünkü temele indiler. Geçliği zehirlediler. Bizde baktık?Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu sözleri geldiğimiz acı noktanın özetidir; "Bir Alman'a bakıyorsunuz kendine has bir kimliği var. Bir Fransız'ın kendine has kimliği var. İspanyol'un hakeza. Bunlara baktığınızda 'bu bir Alman, bu bir Fransız, bu bir İspanyol' diyeceğiniz özellikler buluyorsunuz.Ama bizim gençlerimize baktığınızda bunu söyleyemiyorsunuz. Hayatı boyunca ona yoğun bir eğitimle yükleniyorsunuz ama Müslüman Türk gencine baktığınızda onda ayırt edici bir kimlik göremiyorsunuz. Gençlerimiz kendine has bir kimlik taşımıyor, adeta kimlik bunalımı yaşıyor."İşte bu gençliğin önüne geçen siyasilerin bir kısmı, "Türklüğü ayakaltına aldım" derken bir başkaları, "ikisi de çekik gözlü ne fark eder" diyor. Haliyle peşlerinden gidenler "kan kokusu" alıyor.Oysa TÜRK olduğunu iddia eden kan kokusu değil KEVSER kokusu alır.