logo
26 NİSAN 2024

Türk Edebiyatında Anadolu teması

01.12.2013 00:00:00
Bazı edebiyat tarihçileri ve eleştirmenler, Anadolu'nun Türk edebiyatına Cumhuriyet'le girdiğini, ondan önce sanatçıların Anadolu'ya dönüp bakmadıkları genel yargısını ileriye sürmüşlerdir. Bununla Türk-İslâm Osmanlı edebiyatının seçkinci bir edebiyat olduğu yolunda bir suçlayıcı sonuca ulaşmak istemişlerdir. Her şeyden önce bu yargının içinde zımnen Anadolu-merkez ayırımı bulunmakla kendi iç çelişkilerini de beraberinde taşımaktadır.Türk-İslâm Osmanlı döneminde merkez-taşra, yönetici-yönetilen, İstanbul-Anadolu bütünleşmesi vardır. Sanatçıların bulundukları coğrafî bölgelere göre yaptıkları edebiyat, çatışmayı doğuracak özelliklere sahip değildi. Halk şairleri, köy ve kasabalarının özelliklerini İstanbul şairleri de İstanbul'da yaşanan kültür ve coğrafî özellikleri yansıtıyorlardı.Ancak Tanzimat'tan sonra devlet yönetiminin her alanda batılılaşma çabalarıyla birlikte İstanbul - Anadolu ayırımı hem yönetici - yönetilen hem de yerleşim birimi anlamında farklılaşmaya başladı. Batıcı saray çevresi, zengin bürokrasi ve tüccar sınıfı, Müslüman halkın yaşama biçimi ve kültürel değerlerinden bambaşka bir hayat yaşamaya başladı.Tanzimat ve Servet-i Fünun dönemlerinde ortaya konan edebî ürünlerin çoğu Türkiye'de genel çoğunluk tarafından yaşanan değil, küçük bir azınlıkça özenilen mukallit bir batıcı hayat ve çevre tasvirleriyle doludur. Halit Ziya'nın İstanbul merkezli romanlarında hemen hemen hiç cami ve diğer İslâmî günlük yaşantı motiflerinin yer almaması buna bir örnektir.Batı yanlısı edebiyatçı sınıfının İstanbul'un kozmopolit çevrelerinin edebiyatını yapması, Müslüman çoğunluğu yok sayması, hep batıdan ithal değerleri idealize etmesi, İstanbul-Anadolu ayrışmasını hem körükledi hem de Anadolu lehine tepkileri doğurdu. Mehmet Emin Yurdakul'un millîci çıkışları bir dönüm noktası olarak kabul edildi.Cumhuriyetten sonraki dönemlerde merkez - Anadolu karşıtlığı daha derin boyutlara ulaştı. Batıcı özellikler ağır bastı. Bu kez merkez İstanbul yerine Ankara oldu. Anadolu ise taşra olarak kalmaya devam etti. Cumhuriyet dönemi kimi yönetici ve seçkinleri Batıdan ithal yeni değerlerini zaman zaman halka tepeden dikteyle benimsetmeye çalıştılar. Yeni anlayışın yanında yer alan edebiyatçılar da bu batıcı değerleri Anadolu Türk insanına sanat yoluyla ulaştırma görevine talip oldular. Örneğin Reşat Nuri Güntekin Anadolu'ya batıcı fikrî, sosyal ve siyasî dünya görüşünün eğitim yoluyla taşınmasında romanı kullandı. Onun idealize ettiği öğretmen tipi, batıcı değerlerle örülü bir toplum kuracaktır.Batıcı aydın, Anadolu'ya coğrafî, tabiî anlamda romantik bir burjuva duyarlılığı ile, sosyal ve siyasî anlamda ise eğitilecek ve güdülecek bir sürü ve çarıklı, cahil köylü kalabalığı olarak bakıyordu. Anadolu edebiyatı yapan imtiyazlı azınlık, İstanbul ve Ankara gibi merkezin çekim alanından çıkmamış, hep dışarıdan gazel okumuştur. Anadolu'ya havasından, suyundan, yeşilinden, etinden, sütünden faydalanılacak, bir anlamda sömürülecek müstemleke olarak bakmışlardır. Tanzimat'tan itibaren batıcı kozmopolit, eyyamcı Osmanlı İstanbul'u ve Cumhuriyetle birlikte yine batıcı gruplar merkezî güç oluşturmuşlar, Anadolu'yu da "taşra" diyerek ayırmışlardır. Böylece Anadolu, "merkez"in dışında ayrıca "çevre" niteliğine bürünmüştür. Batıcı edebiyatçıların Anadolu'ya gerçekçi olmayan yaklaşımlarına karşı farklı yaklaşımlar ve bakış açıları da oluştu: Bunların başlıcaları: Antik Yunancı, sosyalist, Milliyetçi ve İslâmcı bakış açıları.Halikarnas Balıkçısı, Nurullah Ataç gibi kişiler, Anadolu'ya Antik Yunan'ın varisi olarak bakmışlar, Osmanlı ve Selçuklu dönemlerini yok sayıp, eski Anadolu medeniyet ve kültürlerini diriltmeye çalışmışlardır.Sosyalistler, Anadolu insanının ekonomik anlamda geriliğini ve sömürülüşünü nazara verdiler. Konuyu yalnızca tek bir boyuta yani ekonomiye, sınıf çatışmasına indirgediler. Bu da onların materyalist bakış açılarının tabiî bir sonucuydu. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Kızılırmak Kıyıları" ve köy romanları buna birer örnektir.Milliyetçi görüş ise Anadolu'yu millî değerlerinden, gelenek ve törelerinden uzaklaştırılmasına çalışılan komünist faaliyetlere karşı korunması gereken Türk milletinin yurdu olarak gördü. İslâm da Anadolu Türklüğünün millî kimliğinin bir unsuruydu.İslâmcı bakış açısına göre ise olay, ne yalnız ekonomik ne de yalnızca millîlik meselesiydi. Öyleyse çatışma, İslâmî değerleri, dünya görüşünü, yaşama biçimini, dünya ve ahiret sistemini benimseyenlerle bunları reddetmekle kalmayıp dine, dindara baskı uygulayanlar arasındadır. İşte İslâmcı edebiyat, Anadolu temasını bu bakış açısına göre işlemiştir. O da şu biçimdedir: Millet omurgasını Anadolu Müslüman toplumu oluşturmaktadır. Tanzimat'tan daha önceki dönemlerde merkezi oluşturan İstanbul ve diğer başkentler, halkıyla bütünleşmiş haldeydi. Halk, kendisinin temsil edildiğinden emindi. Ancak Tanzimat'tan sonra merkezden halkın temsilcileri zaman zaman kovulmuş, onun yerine batı yanlısı, halk karşıtı güçler geçmiştir. Anadolu ile merkez arası ayrılık ve çatışma buradan başlamıştır.Batının memuru olma konumu ve işlevini benimsemiş olan kimi yöneticiler, Anadolu Müslüman Türk ahalisini hem maddî anlamda ekonomik sömürüyle hem de manevî anlamda çağdaşlık, batılılaşma ve modernleşme adına İslâm'ı fert ve toplum hayatından sürme çalışmalarıyla talan ettiler. İslâmcı edebiyat, Anadolu temasını işlerken Anadolu coğrafyasında ikamet eden Müslüman halkın Batı âleminin tüm İslâm dünyasına uyguladığı zulüm, ezme, sindirme, değiştirme, dönüştürme genel politikalarının yerli işbirlikçiler eliyle yürütülmesine gösterilen tepkiye sözcülük etti.İçinde yer alınan ve içerden savunulan toplum, genel anlamda tüm Müslümanlar, özel anlamda ise Anadolu Türk Müslümanları idi. Tepki gösterilenler ise genelde Hıristiyan emperyalist Batı dünyası ve onun yerli işbirlikçileri olan mahalli temsilci ve memurları konumunda olan batıcı yöneticilerdi.
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
İstiklal Caddesi bombacısının cezası belli oldu
7 kez ağırlaştırılmış müebbet
ABD Dışişleri Bakanlığı'nda kritik istifa
Ülkesinin Gazze politikasına tepki olarak
KKTC Başbakanı İsias Otel davası için Adıyaman'da
'Bu artık KKTC'nin davasıdır"
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
Çocuğunu uyaran kadın öğretmeni yumrukladı
Zorba veli kamerada!
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
İstiklal Caddesi bombacısının cezası belli oldu
7 kez ağırlaştırılmış müebbet
ABD Dışişleri Bakanlığı'nda kritik istifa
Ülkesinin Gazze politikasına tepki olarak
KKTC Başbakanı İsias Otel davası için Adıyaman'da
'Bu artık KKTC'nin davasıdır"
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
Çocuğunu uyaran kadın öğretmeni yumrukladı
Zorba veli kamerada!
14 bin koşucu finişi görecek
Katılımda rekor geldi, şimdi sıra derecelerde!
İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu?
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.