logo
28 NİSAN 2024

Türk milleti sömürülüyor

18.06.2005 00:00:00
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kendisi ile yapılan "Haftanın Sohbeti"nin bugünkü bölümünde emisyon hacminin genişletilmeyerek Türk milletinin sömürüldüğüne dikkat çekiyor. Ülkemizin faizcilere çalıştığını, işlerin planla, programla değil minnetle yürütüldüğünün altını çiziyor. Tarım kesiminin, esnafın dertlerinin ancak Milli Ekonomi Modeli'nin hayata geçirilmesiyle son bulacağını belirtiyor. Talan edilmekte olan yer altı kaynaklarımızın yeniden Türk milletine mal edilmesinin yolunun da BTP iktidarından geçtiğini ifade ediyor. n Hocam, AB ortak para birimine girerek emisyon kabiliyetini kaybetti. Aynı oyun Türkiye'de de var. Türkiye ortak paraya geçmedi ama uzun yıllardan emisyon kabiliyetini kaybetmiş durumda.Prof. Dr. Haydar Baş- Unutmadan söylememde fayda var. Sayın Erbakan Hoca da "Benim Dinar düşüncemi alarak adapte ettiler" diyor. Sayın Erbakan Hoca da iyi bilsin ki o düşüncesi ekonomik kurallardan çok uzak bir düşünce. Eğer bu mantıkla onlar Türk toplumunu da ortak paraya geçirseydi Türk toplumunun da o zaman en uzun ömrü beş yıl olurdu. n Zaten Euro örneği ortada.Prof. Dr. Haydar Baş- Hastalığı teşhis ediyoruz ama hastalığı tanıyacaksın ki teşhis edebilesin. Bir de işin bu yönü var. Bunlar, şimdi hastalığı tanımıyor. Teşhis yapıyorlar. Eskiden bir evde bir hasta olursa doktor ona reçete yazar, alınırdı. Mesela adam karısını muayene ettirdi, ilacını aldı. Kendi hastalandığı zaman kendisi de aynı ilacı alır kullanırdı. Ama onun hastalığı farklı, senin hastalığın farklı. Bu da onun gibi bir şey. Türk toplumu kuşatıldın Gerçekten para konusunun Milli Ekonomi Modelinin devrim niteliğinde yorumları var. Bunu ayrı olarak değerlendirebiliriz. Yalnız şu anda Türkiye de uzun yıllardan beri emisyonunu arttırmıyor. Dolayısıyla senyoraj gelirinden istifade etmiyor. Bunun yerine ihtiyacı olan parayı da piyasalardan faiz vererek kapatmaya çalışıyor. Siz bu olayı, milletin emeği ve üretiminin ülke dışına transferi olarak yorumluyorsunuz. Ne kadar da yine adresi göstermeseler de şu andaki Merkez Bankası Başkanı, geçenlerde, "evet bir görüş vardır, doğrudur. Bu görüş GSMH'nın belli bir oranında para basılması gerektiğini söylemektedir" diyor.Prof. Dr. Haydar Baş- Merkez Bankası Başkanı ve emsali arkadaşlar da bizim dönemimizde hürriyetlerine kavuşacaklar.n Zaten bir gerçeği itiraf ediyorlar. "Bu fikir doğrudur. Zira GSMH'ya göre piyasada bulunması gereken para azdır. Emisyonla desteklenmesi lazım" diyorlar. Buna rağmen yanlışa devam ediyorlar.Prof. Dr. Haydar Baş- Ama ellerinde bir şey yok. Onlar emir kulu. Fikirlerini beyan ederler. Kabul edilmediği takdirde ne yapsınlar. Yapacakları bir şey yok. Suç onların değil, siyasetindir.n Hocam, geçenlerde, yine Merkez Bankası Başkanlığı yapmış olan Yaman Törüner'in de sizin yıllardan beri ifade ettiğiniz gerçeği ifade ettiği görülüyor. "Yıllardan beri Türkiye'de biz emisyonu Avrupa'ya ve Amerika'ya devretmişiz" diyor. Bu çerçevede senyoraj gelirinin faydası nedir? Emisyonu genişletmeye bugüne kadar niçin müsaade edilmedi? Bu noktalara bir açıklık getirebilir misiniz?Prof. Dr.  Haydar Baş- Bu husus çok basit bir husustur. Senyoraj, emisyon denilince karmaşık gibi görülüyor. Ama bunların bizim dilimizde manası şudur: Bizim yıl sonunda elde ettiğimiz bir kârımız var. Bu kâr mal olarak elimizde. Her zaman verdiğim bir misal var. Bir çuval mısır ekiyorsun, on çuval mısır alıyorsun. Bir çuvala harcadığın para piyasada mevcut. Ama elde ettiğin on çuvalın karşılığındaki para piyasada mevcut değil. Dokuz çuvalın karşılığında piyasada bunu dengeleyecek para unsurunun olması lazım. Yani alış verişin, serbest dolaşımın olması için bunun karşılığında paranın olması lazım. İşte bu yıl sonundaki kâra mukabil malın karşılığında devletlerin bastığı paranın adına emisyonu genişletmek, devletin para basma hakkını kullanması denilmektedir. Buna senyoraj hakkı, yani para basma hakkı denir. Türkiye, mal piyasada döndüğü halde, malının karşılığında basması gereken parayı 20 yıldan beri basmıyor. Türk parası konvertibl olmadan önce de basılmıyordu. Konvertibl olduktan sonra da, Özal'dan sonra da basılmadı. Para mal karşılığı değil miydi? Şimdi sen bunun karşılığında olması gereken parayı borç alıyorsun. Hem bunu ona veriyorsun. Hem bir de aldığının faizini veriyorsun. Ondan sonra "ekonomi düze çıkıyor" diyorsun. Kimi kandırıyorsun? Sen hem malı dışarıya ihraç ediyorsun. Aldığın borçla ediyorsun. Yani onun karşılığındaki parayı transfer ediyorsun. Yetmiyor. Bir de faiz yükü getiriyorsun. Ondan sonra da ekonomi düzelecek. Kimi kandırıyorsun? Bunların hepsi yanlış. Biz, bunu görüyoruz. Türk toplumu her gün sömürülüyor. Türk toplumu müstakil değil. Türk milleti bağımsız değil. Türk milleti kuşatıldı. Her yönüyle kuşatıldı. Türk parası esir edildi. Türk devleti senyoraj hakkını kullanamıyor. Yani emeğimin karşılığını koyamıyorum. Borç alıyorum. Borç da alsan faiz de vermesen bu mal bunun karşılığı olduğu için borçla birlikte bu da gidiyor. Yani biz havaya çalışıyoruz. Allah, milletimizin inşallah bu acı günlerine kendi lütfu ile son verir de bunlardan kurtuluruz. Ama milletin burada sorumluluğu var. Onu görmesi lazım. Bundan sonra "ben anlamadım, yanlış yaptım" deme hakkına da sahip değildir.Ülke faizcilere çalışıyorn Muhterem Hocam, müsaade ederseniz  biraz da tarım kesimine değinelim. Üç yıldan beri tarım ciddi bir biçimde eksi gidiyor. Türk toplumunun da yüzde 30'u direkt olarak tarımdan geçiniyor. Buğdayın kilo maliyeti 400 bin lira. Hükümet 380 bin lira fiyat verdi. 30 tonun üzerinde mal almayacak. Bu da toplam buğdayın % 10-15'ine denk geliyor. Geri kalan tüccara satılacak. O zaman buğdayda 200 bin lira fiyat bekleniyor. Çay fiyatı destekleme ile birlikte 585 bin lira. Şu anda kuru ot fiyatı bile 700 bin lira. Ege'de süt durumu belli.Prof. Dr. Haydar Baş- Yani vatandaş harcadığını alamıyor. İşin özü bu. Misalleri çoğaltabilirsiniz. Az evvel de söylediğim gibi Türkiye kuşatıldı. Bunu söylerken noksan bıraktığım bir husus var. Türkiye'ye borç veren ve verdiren gerek iç ve gerek dış mihraklar, senin senyoraj hakkını kullandırdığın güçler bir yılda ödediğimiz borç ve faiz yükü kadar gelir elde ediyor. Onlara çalışıyoruz. Onların her yerdeki adamı onu ayakta tutuyor. Siyasette adamı var. Basında adamı var. Yayında adamı var. Bu adam yağlı kaymağı kaçırır mı? Niye Haydar Hocadan basın bahsetmiyor? Onlarla olan ilişkilerini araştırsınlar. Bu kurumlarla olan yakınlıklarını araştırsınlar. Devlete olan borçlarını, vadesi geldiği halde ödenmeyen borçlarını araştırsınlar. Bu adamlar deli mi ki balı kaymağı millete yalatacaklar, kendileri mağdur olacaklar.n Hocam, tarımın durumunun tam bir iflas olduğu ortada da geçenlerde Başbakanın bir açıklaması oldu. "Biz Amerika değiliz ki tarımı destekleyelim. Tarımı desteklersek başka kesimlerden para aktarmış oluruz" dedi. Eski Tarım Bakanının da köylüye "gözünüzü toprak doyursun" gibi enteresan bir ifadesi oldu. Tarımın kaderi bu mudur?Prof. Dr. Haydar Baş- Tarımın kaderi elbette bu değildir. Ama onların böyle demekten başka da imkanları yoktur. Niye? Elinde imkan yok. Hatırlarsanız ben bu iktidarı ilk eleştirdiğim zaman şunu söyledim: "Evet, biz bu iktidarı eleştiriyoruz. Ama sayın Tayyip Bey Başbakan olmasaydı, şu sisteme göre biz Hz. Cebrail'i getirseydik, yerine Başbakan yapsaydık, onun da bunun dışında başka bir şey yapma imkanı yoktur." Ben o gün ne söylediysem bugün de onu söylüyorum. Bunların yolu yanlış. Yani istikametleri bozuk. Onun için bu kaderi yaşamak ve millete yaşatmak mecburiyetindedirler. Anlattık. Hiç  bir şey yapamazlar. Senin gelirin sende kalmıyor ki. Sen devamlı haraç veriyorsun. Ondan sonra tarıma ne verecek? Hiç bir şey veremez. Tarım kesiminin bunu görmesi lazım."Tarımda avans uygulaması şart"Tarım kesiminin yetiştirdiği ürünlere tahdit kondu. Şeker yasası çıktı. Tütün yasası çıktı. Tahkim çıktı. Dolayısıyla senin benim elimdeki arazimi zaten istediğim şekilde kullanamıyorum. Kullansam bile yetiştirdiğim ürünü faraza beş kuruşa satacağım, gümrük duvarları indirildiği için adam geliyor, üç kuruşa satıyor. Müşteri de iki malı mukayese ediyor. "Bu daha iyi" deyip seninkini almıyor, onunkini alıyor. Bütün bunlar geçerli iken tarım kesiminin iki yakasının biraraya gelmesi mümkün değil. Tarım kesimini bu halinden kurtaracak ve onu mutlak surette herkesin örnek alabileceği bir noktaya çıkartacak bir tarım politikası lazım. Bu tarım politikası da bendenizin vazettiği, ortaya koyduğu politikadır. Nedir bu politika? Bir, avans politikası. Avans nedir? Adamın henüz daha bağında, bahçesinde tohumu yok, gübresi yok, iş makinası yok, hiç birşeyi yok. Devlet babasına geliyor. "Ben, 50 ton buğday yetiştireceğim" diyor. 50 ton buğdaya mukabil bir fiyat takdir ediliyor. Bu takdir edilen fiyat da devletin, "Bunu ben bu fiyatla alırım" mantığıyla değil yetiştiren vatandaşın istediği fiyat olacak. Çiftçi yetiştireceği ürünün % 50'sini alacak. Daha tohum toprağa atılmadan alacak. Devlet budur. Aksi takdirde o benim sırtımda sülüktür. Onu ben ne yapayım? Çiftçi gidecek, o % 50 parayla tohumunu, gübresini alacak, mazotunu alacak, ekimini yapacak, biçecek. Hasat zamanı geldiğinde toplayıp devlete teslim edecek. Geri kalan %50'sini de o gün cebine indirecek. Alnının teri kurumadan parasını alacak, cebine koyacak. Çoluk çocuğu bayram edecek. Oğlu varsa evlendirecek. Kızı varsa gelin edecek. Artı, bu yetmiyor. Tarım, aynı zamanda hayvancılığı da besleyen bir koldur. Vatandaş "Benim şu kadar arazim var. Ama şu kadar baş da küçük-büyük hayvan yetiştirebilirim, bakabilirim" diyecek. Bunun için de devlet ona uzun vadeli faizsiz kredi verecek. Ve devlet ondan para tahsil etmeyecek. Malını tahsil edecek. O uzun vadeli kredi mukabili yetiştirdiği hayvanı getirecek, devlet babasına teslim edecek. "Peki devlet bunları kime satsın? Buğdayını, mısırını, arpasını, yulafını, ineğini, koyununu, hindisini aldı. Bunları nereye pazarlayacak?" denilebilir. Bu devlet nasıl bir devlet ki o iradeyle bunu yapamıyor. O vatandaş gidecek kendine pazar arayacak. Ondan sonra da sen "Amerika pazar mı buluyor?" diyeceksin. Amerika pazar bulmuyor ama 50 milyar dolar destek fonuyla tarım kesimini destekliyor. 60 milyar dolarla Avrupa destekliyor. Sen bırak onu, benim köylüme 10 milyar dolar ver, hiç yanına gitme. Kısaca bütün bu hususların halli ziyadesiyle mümkündür. Pazar dünyada istemediğin kadar vardır. Ama at sahibine göre kişner derler. Bunu yapacak irade, azim, program ve proje lazım. Biz şimdi anlattık mı hepsini alıyorlar. Ama uygulamaları mümkün değildir. Benim vazettiğim sistem bir bütündür. Yani bunun hariciye politikası ile de alakası vardır. Mesela biz Türk parasını dünyanın en kıymetli parası haline getireceğiz. Nasıl mı getireceğiz? Göreceksiniz. Para, kâğıt olmayacak. Bunların elindeki para kâğıt, bizim elimizdeki para altın mukabili olacak. Bundan kuşkunuz olmasın. Çiftçi, o günleri erken görmek için güneşin erken doğmasına dua etsin. n Bir de çiftçiler için "arazinizi asla satmayın" diyorsunuz.Prof. Dr. Haydar Baş- Tabii şimdi bu da  bir gerçek. Vatandaş malını getiriyor, satamıyor. Karnı aç. Ne yapacak? Arazisini satışa çıkartıyor. Sabretsin. Borç alsın. Ama bir santim toprağını satmasın. Orası, Allah'ın izniyle ona altın kazandıracak. Toprak gibi malımız  olsun.İşler minnetle yürüyorn Hocam, Merkez Bankası, özelleştirme adı altında IMF'ye teslim edilmiş, Merkez Bankasının kapısına kilit vurulmuş durumda. Gerekli emisyonumuzu arttıramıyoruz. İhtiyacımız olan parayı da yabancılar basıp bize gönderiyor. Dolayısıyla paraya hükmedenler ekonomimize de hükmediyor. Bu yabancı paralar da kendi ülkesinde 20 yılda kazanacağını Türkiye'de bir yılda kazanıyor. Yabancı paralar borsaya, dövize, faize geliyor. Böyle bir ülkede mevcut hükümetin bakanı "Cari açık önemli değildir. Önümüzdeki yıl 40 milyar dolar dış ticaret açığı düşünüyoruz. Ama bu önemli değil" diyorlar. Buna ne dersiniz?Prof. Dr. Haydar Baş- Kadının bir tanesi çok ciddi musibetlerle her gün boğuşuyormuş. En sonunda birisi gelmiş, demiş ki; "Kocan da öldü." "Adam sende! O tasa, bu tasa, şimdi de çocukların babası öldü. O da mı tasa yahu!" demiş. Buna dense dense bu denir. Türkiye bitmiştir. Biz şimdi karada yüzüyoruz. Durum ortada. Eğer adamlar sermaye piyasasından paralarını çekerlerse görürsünüz. Türkiye dua ile de değil minnetle yürüyor. Delikanlı gibi bir gün politika yapsınlar tepe taklak giderler. Millet bunu görmüyor, bilmiyor. Bir günde giderler. Ne bir günü, bir saniyede giderler. Sermaye piyasasından para çekildi, "güm" Maliye dibe vurdu. Ne yapacak? Hiç bir programı yok. Hiç bir projesi yok. Ülke gitti. Siz cari açıktan bahsediyorsunuz. Muhasebe, hesap kalmadı. Maliye kalmadı. Sen nereden bahsediyorsun. n
İki polis şehit
Adıyaman'da dehşet olay
ABD, temel hakların bir numaralı düşmanı
Özgürlüğün sadece heykeli var!
Lider 3 yaş gençleşti!
İYİ Parti'de Dervişoğlu dönemi
Fenerbahçe derbide hata yapmadı
Beşiktaş bu sezon ezeli rakiplerini yenemedi
İmamoğlu şimdilik sadece izliyor
Saray ziyareti için ne düşünüyor?
Furkan Apartman davasında tek tutuklu sanık kaldı
3 sanık tahliye edildi
TZOB'tan TMO'ya çağrı
Çiftçi küstürülmesin
3 maaşlı eski bakan, Bilim Kurulu Üyesi!
Yeşilay kime çalışıyor?
Bakan'dan asgari ücret açıklaması
'Ekonomi denge işidir'
Hüseyin Baş'tan tasarruf çağrısı
'Örtülü ödenekten, Saray'dan başlasın'
'Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız'
Asker selamıyla gitti!
Muş'ta tedirgin eden görüntü
Aniden ortaya çıktı
İsrail Gazze'de tüm yaşam alanlarını yok ediyor
Su kuyularının yüzde 70'i tahrip oldu
ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı eylemler genişliyor
Protestolara işçi sınıfı da dahil oldu
UNRWA çalışanlarının soruşturmaları askıya alındı
İsrail iddialarını kanıtlayamadı
İki polis şehit
Adıyaman'da dehşet olay
ABD, temel hakların bir numaralı düşmanı
Özgürlüğün sadece heykeli var!
Lider 3 yaş gençleşti!
İYİ Parti'de Dervişoğlu dönemi
Fenerbahçe derbide hata yapmadı
Beşiktaş bu sezon ezeli rakiplerini yenemedi
İmamoğlu şimdilik sadece izliyor
Saray ziyareti için ne düşünüyor?
Furkan Apartman davasında tek tutuklu sanık kaldı
3 sanık tahliye edildi
TZOB'tan TMO'ya çağrı
Çiftçi küstürülmesin
3 maaşlı eski bakan, Bilim Kurulu Üyesi!
Yeşilay kime çalışıyor?
Bakan'dan asgari ücret açıklaması
'Ekonomi denge işidir'
Hüseyin Baş'tan tasarruf çağrısı
'Örtülü ödenekten, Saray'dan başlasın'
'Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız'
Asker selamıyla gitti!
Muş'ta tedirgin eden görüntü
Aniden ortaya çıktı
İsrail Gazze'de tüm yaşam alanlarını yok ediyor
Su kuyularının yüzde 70'i tahrip oldu
ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı eylemler genişliyor
Protestolara işçi sınıfı da dahil oldu
UNRWA çalışanlarının soruşturmaları askıya alındı
İsrail iddialarını kanıtlayamadı

Polis memuru meslektaşlarına kurşun yağdırdı


Adıyaman'da bir polis, karakoldaki meslektaşlarına ateş açtı, üzücü olayda 2 polis saldırıda şehit düştü.
27.04.2024 22:38:00 / Güncelleme: 27.04.2024 23:18:39
AA
 Polis memuru meslektaşlarına kurşun yağdırdı
 Polis memuru meslektaşlarına kurşun yağdırdı

Adıyaman'da bir polis, karakoldaki meslektaşlarına ateş açtı, 2 polis şehit oldu. Altınşehir Şehit Ahmet Yıldırım Polis Merkezi'nde bir polis, meslektaşlarına ateş açtı. Polis merkezine çok sayıda ambulans sevk edildi. Olayda 2 polis şehit düştü. 

 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Adıyaman'da Altınşehir Polis Merkezi Amirliği'nde bir polis memuru tarafından silahla yaralanan 2 polisin şehit olduğunu bildirdi.
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, saat 20.15 sıralarında, Adıyaman Altınşehir Polis Merkezi Amirliği'nde görev yapan polis memuru S.U.Ş'nin kendi beylik silahıyla Polis Merkezi Amiri K.Ü. ve Asayiş Şube Müdürlüğü Ekipler Amiri G.Ö'yü yaraladığını belirtti.

Olayın faili S.U.Ş'nin etkisiz hale getirilerek gözaltına alındığını aktaran Yerlikaya, "Ağır yaralı olarak hastaneye sevk edilen Polis Merkezi Amirimiz K.Ü. ve Ekipler Amirimiz G.Ö. hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak maalesef şehit olmuştur. Olayda hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerimize sabır ve başsağlığı diliyoruz. Konuyla ilgili adli ve idari tahkikat başlatılmıştır" ifadelerini kullandı.
 
Adıyaman Valisi Osman Varol da AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir polis memurunun 2 meslektaşına beylik silahıyla ateş açtığını belirterek şunları kaydetti: "Polis Merkezi Amiri Başkomiserimiz ve Ekipler Amiri Komiserimiz hemen hastaneye kaldırılmıştır. Tüm acil müdahaleler yapılmış ve maalesef her ikisi de kurtarılamayarak şehit olmuşlardır. Saldırıyı gerçekleştiren polis memuru da yaralı şekilde etkisiz hale getirilmiş, o da hastanede gözetim altında, devletin elinde şu an. Bunun dışında başka yaralı yok."

51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı davasında 3 sanık tahliye edildi

Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan ve 51 kişinin öldüğü Gaziantep’in Nizip ilçesindeki Furkan Apartmanı ile ilgili beşinci duruşma görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklardan 3’ünün tahliyesine karar verildi.
27.04.2024 15:53:00
İhlas Haber Ajansı
51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı davasında 3 sanık tahliye edildi
51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı davasında 3 sanık tahliye edildi
Kahramanmaraş merkezli asrın felaketinde Gaziantep'in Nizip ilçesi Mustafa Kökmen Bulvarı'nda bulunan Furkan Apartmanı da yıkıldı. Yıkılan binada enkaz altında kalan 51 kişi hayatını kaybederken çok sayıda kişi de yaralandı. Olay sonrası 51 kişiye mezar olan Furkan Apartmanı ile ilgili beşinci duruşma Nizip Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşmaya tutuklu sanıklar Yılmaz Şahin Y., Faik Ö., Nejdet A. ve Eyüp Ö. Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. Duruşma tutuksuz sanıklar Hasan Hüseyin S. ve Abdullah Devrim S. katılmazken sanık avukatları, hayatını kaybedenlerin yakınları ile müşteki avukatları da hazır bulundu.

Tutuklu 4 sanıktan 3'ü tahliye edildi

Duruşma sırasında savunmalarını yapan sanıklar, haklarındaki suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini talep etti. Duruşma sonucunda kararını açıklayan mahkeme heyeti tutuklu sanıklar Nejdet A., Faik Ö. ve Eyüp Ö.'nün tahliyesine, diğer tutuklu sanık Yılmaz Şahin Y.'nin ise tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Duruşma 31 Mayıs 2024 tarihine ertelendi.

İstanbul'da 'yarı maraton' şöleni

 
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul'un düzenlediği Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu 28 Nisan'da koşuluyor.
27.04.2024 15:12:00 / Güncelleme: 27.04.2024 15:16:20
RUHİ SARI
İstanbul'da 'yarı maraton' şöleni
İstanbul'da 'yarı maraton' şöleni

Türkiye'de kırılan ilk uluslararası atletizm dünya rekoru unvanına sahip olan Türkiye İş Bankası İstanbul Yarı Maratonu, Tarihi Yarımada parkurunda 'En Hızlı Yarı' sloganıyla 28 Nisan'da koşulacak. Dünyanın en iyi 11, Avrupa'nın da 4 'Gold Label-Altın Etiketli' yarı maratonundan biri olan İstanbul Yarı Maratonu, 10K ve 21K (yarı maraton) kategorilerinde gerçekleştirilecek. 72 farklı ülkeden katılımın olduğu 10 K yarışı ile yarı maratonu, toplam 14 bin kişinin bitirmesi bekleniyor. Maratonda 21'i kadın 68 elit atletse birincilik için yarışacak. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, TRT Spor Yıldız ve Sports TV'den canlı yayınlanacak. Spor İstanbul YouTube kanalında da yarışı İngilizce anlatımla canlı izlemek mümkün olacak. 2021 yılında kadınlarda Kenyalı Ruth Chepngetich'in 1.04.02'lik dereceyle kırdığı dünya rekoruyla uluslararası dikkatleri üzerine çeken Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, ülkemizde 16 yaş ve üstü atletlerin koşacağı ilk 21K maratonu olarak da adını tarihe yazdıracak. Maratona, 16-18 yaş arası yaklaşık 2 bin koşucu katılacak. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu aynı zamanda "Türkiye Yarı Maraton Şampiyonası"nı da içeriyor. Yarışta birinci olacak erkek ve kadın Türk atletler "2024 Türkiye Yarı Maraton Şampiyonu" unvanını alacak. Maratonda 5'i erkek 7 Türk elit atlet katılacak. Diğer yandan İstanbul Yarı Maratonu'nda yapılacak iyi dereceler elit atletlere dünya sıralamasında Olimpiyat kotası alma şansı da sağlayabilecek. Erkeklerde halen 10 atletin Dünya Sıralaması kategorisinden Olimpiyat kotası alma şansı bulunuyor. Bugüne kadar 70 atlet Olimpiyat barajı derecesi olan 2.08.10'u geçti.

Kenyalı ve Etiyopyalı atletler favori

Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'na bu yıl, kişisel en iyi dereceleri 1.01.00'ın (61 dakika) altında olan 17 erkekle, 1.08.00'ın (68 dakika) altında olan 7 kadın atlet katılacak. İstanbul Maratonu'nun son şampiyonu Kenyalı Panuel Mkungo burada olacak. Eğer yarı maratonu da kazanırsa iki maratonumuzu da kazanan ilk erkek atlet olacak. Kenyalı Ruth Chepngetich 2018'de İstanbul Maratonu'nu, 2021'de de dönemin dünya rekorunu kırıp İstanbul Yarı Maratonu'nu kazanarak kadınlarda duble yapan ilk atlet olmuştu. Geçen yılın ikincisi (59.58) Faslı Hicham Amghar; 2019'daki 59.17'lik derecesiyle dikkatleri üzerine çeken Etiyopyalı Solomon Berihu; listemizdeki 59.25 ile en iyi ikinci dereceye sahip olan Kenyalı Edmond Kipngetich, Barselona'da 59.30 ile kariyerinin en iyi derecesini koşan Etiyopyalı Dinkalem Ayele; sürpriz beklenen Kenyalı Laban Kipkemboi ve Afrikalılara rakip olması umulan Kanadalı Cameron Levins de İstanbul'da koşacak. Laban Kipkemboi, 21 Nisan'daki BtcTurk Boğa Koşusu'nda 10K'yı 29.09'luk derecesiyle ilk sırada bitirmişti. Türkiye'deki yarışlarda sık sık boy gösteren 21 yaşındaki Kipkemboi, en iyi yarı maraton derecesi olan 1.02.29'u geçen yıl ilk kez Ekim ayında düzenlenen Runkara'da (Ankara Yarı Maratonu) koşmuştu. Kipkemboi, Etiyopyalı Sisay Lemma'nın 1.01.09 ile ilk sırada yer aldığı yarışı 4. sırada tamamlamıştı. Lemma, geçen yıl Aralık ayındaki Valensiya Maratonu'nu 2.01.48 ile tamamlayarak, dünyanın en hızlı 4. maraton koşucusu unvanını almıştı. Lemma, bu yıl 14 Nisan'da Boston Maratonu'nu da kazandı. Paris Olimpiyatları'nda maraton dalının en güçlü adayı konumunda.


Görevliler iş başında

Yaklaşık 16 bin kişinin koşacağı Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'nun sağlıklı bir şekilde organize edilmesi için binlerce kişi de sahada çalışacak. Yaklaşık 500 gönüllünün destek vereceği yarı maratonda İstanbul Emniyet Müdürlüğü de 800 güvenlik görevlisiyle alanda olacak. 350 sağlık personelinin hazır bulunacağı koşuda, diğer dış birimler ve Spor İstanbul personeliyle birlikte toplamda 2 bin 743 kişi görev yapacak. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'nda dereceye girecek atletlere verilecek para ödülleri de açıklandı. Elit kadın ve erkek atletlerin birincisine 15'er bin dolar verilecek. Tüm kategorilerde dağıtılacak muhtemel toplam para ödülü ise 8 milyon lira olacak.

Bazı yollar kapatılacak

Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu ve İstanbul Yarı Maratonu nedeniyle Tarihi Yarımada'da çok sayıda yol trafiğe kapatılacak. Yenikapı, Sarayburnu, Sirkeci, Galata Köprüsü, Unkapanı, Cibali, Balat'taki yollar yarıştan etkilenecek. Yollar peyderpey trafiğe açılacak. Bağcılar-Kabataş Tramvayı da Sirkeci'ye kadar çalışacak.

Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum

Sarıyer'deki bir ortaokulda oğlunun okul davranışlarıyla ilgili olarak görüşmeye davet ettiği öğretmenini, yüzüne yumruk atmak suretiyle darp eden ve tutuklanarak cezaevine gönderilen şüpheli velinin ifadesine ulaşıldı.
26.04.2024 18:40:00
İhlas Haber Ajansı
Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum
Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum


Sarıyer'deki bir ortaokulda 25 Nisan 2024'de iddiaya göre Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Necla Ö., öğrencisi E.S.Ç.'nin okul davranışlarıyla ilgili olarak velisi olan şüpheli Ali Ç.'yi (51) görüşmeye davet etmiş, okula gelen şüpheli veli Ali Ç. ise müşteki öğretmeni okul koridorunda görerek herhangi bir diyaloğa girmeden öğretmenin yüzüne yumruk atmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli veli Ali Ç., Savcılık işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

''Oğlum 'baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar' dedi''

Öte yandan şüphelinin ifadesine ulaşıldı. Kimlik tespitinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSBAK A.Ş.'de dijital arşiv personeli olarak çalıştığını söyleyen şüpheli Ali Ç. ifadesinde, "Okul yönetimi ve sınıf öğretmeni Necla Ö.'den 26 Mart 2024'de Sarıyer Çocuk Büro Amirliği'nde 'kötü muamele' konusundan adli olarak şikayetçi olmuştuk. 25 Nisan günü Kaymakamlık müfettişleri ile konuyla ilgili görüşmedeydim. Bu sırada eşim Neslihan Ç. beni aradı, kendisini okulun bir hizmetlisinin aradığını ve oğlumuzla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. Ardından eşimden hizmetlinin numarasını alarak durumun ne olduğunu sordum. Bana oğlumun atak geçirdiğini, öğretmenlerin yukarı almaya çalıştığını ancak oğlumun çıkmak istemediğini söyledi. Oğlumu telefona isteyince, 'baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar' dedi. Sonrasında hizmetli 'müdür bey geliyor' diyerek telefonu yüzüme kapattı'' dedi.

''Dalga geçer gibi 'beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin' dedi, bir anlık sinir harbi ile vurdum''

İfadesinin devamında, okula gittiğinde hizmetliye çocuğunun nerede olduğunu sorduğunu söyleyen şüpheli, ''Hizmetli bana, müdür beyin oğlumu yukarı çıkardığını söyledi. Ben de müdürün odasına çıktım. Bu sırada oğlum yanıma panik halinde ağlayarak geldi. Bana 'baba buradan çabuk çıkalım, eve gidelim' dedi. Korkusundan sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Müdür beyi odasına doğru yürürken Necla hocanın elinde çay bardağı ile gülerek bize doğru geldiğini gördüm. Dalga geçer gibi 'beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin' dedi. Ben de o anda istem dışı çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum. Sonra okulun dışına çıktım, çok pişmanım. Bir anlık sinir harbi ile vurdum, bu sinir harbini ise hem şahsın tahrik edici eylemlerinden hem de babalık içgüdüsünden dolayı yaşadım'' şeklinde konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.