Dil Derneği Başkanı Prof. Dr. Olcay Önertoy, Türkçe'nin hızla kirlenmesinin en önemli nedeninin, yabancı dille eğitim verilmesi olduğunu söyledi. Gazeteci-Yazar Mustafa Balbay da dildeki bozulmanın en önemli nedenlerinden birinin, yazılı basın olduğunu ifade etti.
BURUK KUTLAMA
Dil Derneği Başkanı Prof. Olcay Önertoy, son bir kaç yıldır Dil Bayramı'nı dildeki kirlenme nedeniyle buruk kutladıklarını söyledi. Prof. Dr. Önertoy, 26 Eylül 1932 yılında ilk kez Dil Kurultayı'nın toplandığını da hatırlatarak, daha sonra da dilin gelişimini sağlamak amacıyla Türk Dil Kurumu'nun kurulduğunu söyledi. Türkçe'de asıl kirlenmenin 1980 sonrası başladığını ifade eden Prof. Dr. Önertoy, bunun en önemli nedeninin yabancı dille eğitim verilmesi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Önertoy, yabancı dille eğitim verilmesine karşı olmadıklarını, günümüzde bir, hatta iki yabancı dil bilmenin önemine inandıklarını ifade ederek, "Ama yabancı dil öğrenelim derken kendi dilimizi küçümsemeyelim. Her şeyden önce kendi dilimizi geliştirelim" diye konuştu.
YABANCI İSİM YARIŞI
Türkiye'de otellerden dergi isimlerine kadar yabancı isim koymanın adeta bir yarış haline geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Önertoy, "Bir toplumu ulus yapan en önemli öğe dildir. Dil, kültürün gelişmesinde de en önemli araçtır. Dilimize sahip çıkalım. Bunu yapmazsak kendi kültür değerlerimizi de yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalırız" dedi.
TÜRKÇE'YE EN BÜYÜK DARBE MEDYADAN
A.Ü. İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Korkmaz Alemdar da kitle iletişim araçlarının Türkçe üzerindeki yıkıcı etkilerinin ilk olarak 1980'li yıllarda başladığını belirterek, bunda dünyadaki ve Türkiye'deki gelişmelerin önemli bir rolü bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Alemdar, dilde kirlenmenin önüne geçilmesi için bireylere de büyük görevler düştüğünü ifade ederek, "Eğer dil konusunda duyarlıysanız, bundan böyle kitle iletişim alanındaki gelişmelerin çok yakından takipçisi olmalısınız" diye konuştu.
Bilişim Derneği Onursal Başkanı Aydın Köksal ise 1966 yılında elektronik mühendisi olarak işe başladığı yıllarda ilk olarak dil sorunuyla karşılaştığını, bunun üzerine özellikle bilişim sektöründe Türkçe terim türetme konusunda çalışmalar yaptığını söyledi. Türettiği kelimelerin büyük kısmının toplum tarafından kabul gördüğünü anlatan Köksal, bilişim alanında 35 yılda 2 bin 500 terimin halkın diline yerleşmesi için çaba gösterdiğini ve bunda da başarılı olduğunu kaydetti. Bilişim sektörünün çok hızla geliştiğini ve bu sektörden dile çok fazla yabancı kelime girdiğini hatırlatan Köksal, buna karşılık Türkçe'nin çok zengin olduğunu ve tekniğini bildikten sonra bu kelimelere Türkçe karşılık türetmenin çok zor olmadığını söyledi.
E?İTİM HATALARI
Meslek hayatı boyunca Türk alfabesindeki "Ş" ve "?" harflerinden utanan gençler gördüğünü ve bunların "Ş" harfinin İngilizce'deki gibi "SH" olarak yazılmasını savunduklarını belirten Köksal, "Onlar aldıkları eğitim nedeniyle yabancı olmak istiyorlar. Ama bunun suçu onlarda değil. Onlar devlet eliyle kötü yola düşürülmüş iyi insanlar" dedi. Yabancı dille öğretimin bütün kötülüklerin anası olduğunu da öne süren Köksal, şunları kaydetti: "Dil için en büyük bela yabancı dille öğretimdir. Devlet eliyle bir toplum nasıl yıkılabilir? Başka bir ülkenin yöneticileri bu ülkeye el koysaydı, yapabilecekleri daha büyük kötülük olmazdı."
YAZILI BASINA DİKKAT
Gazeteci-Yazar Mustafa Balbay da dildeki bozulmanın en önemli nedenlerinden birinin, yazılı basın olduğunu ifade ederek, bugün gazetelerde köşe yazacak kişilerde İngilizce bilme şartı aranırken, Türkçe bilme şartı aranmadığını belirtti. Balbay, "İyi bir gazete yazarı olabilmek için Türkçe'ye değil hükümete yakın olmak gerekiyor" diye konuştu.
İyi bir Türkçe metindeki yabancı kelimeleri "çorbadaki sineğe" benzeten Balbay, Türkçe'nin kurtarılması için korumanın yeterli olmadığını, asıl Türkçe'nin geliştirilmesi yönünde çaba gösterilmesi gerektiğini savundu.