'Türkiye düşman görünümlü dostumuzdur'

Bu cümle İsrailli üst düzey bir yetkilinin ifadesidir. İlk başta tepkiyle karşılanır ama son 18 yılı kısaca etüt edersek maalesef sonuç aynı çıkıyor. 19 maddede bu dostluğu özetleyeyim:
1- 3 Kasım seçimleri öncesinde AKP kurucular kurulu 16 Temmuz 2002'de, ABD'de Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü JINSA'da temaslarda bulunarak iktidar vizesi desteği aradığı ve aldığı doğru mudur?
2- "Davut Boynuzu" yani Yahudi Üstün Hizmet Madalyası Erdoğan'a neden verildi?
3- AKP'li Ömer Çelik 2004 yılında TBMM'de, "Filistinlilerin yaptığını terör, İsrail'in yaptığını ise şiddet" olarak nitelendirdi. Tam 12 yıl sonra aynı Ömer Çelik, 'İsrail ile dost olduğumuzu, İsrail'e ihtiyacımız olduğunu' söyledi. NEDEN?
4- AKP hükümeti, İsrail ile 15 Temmuz 2004'de Ankara'da bir mutabakat zaptı imzalayarak, Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında "temel ve işlenmiş tarım ürünleri ticaretindeki tavizlerin karşılıklı genişletilmesini müzakere etme" konusunda anlaştı. Böylece Türk tarımı, İsrail'in tekeline girdi. 
Bugün Türkiye'nin tarım ve gıda sektörünün yarısından fazlası İsrail marka ve firmalarının artı tohumlarının tekelinde. 
5- AKP'den önce 300 milyon dolar seviyesinde olan İsrail ile ticaretimiz bugün 5,7 milyar dolara ulaştı. 
6- Yabancıların toprak alımlarına kolaylık getiren 4916 sayılı yasa, 19 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe konuldu ve başta Harran ve Iğdır ovası olmak üzere Yahudiler, ülkemizden milyonlarca metrekare toprak aldı.
7- Tayyip Erdoğan 1 Mayıs 2005 tarihli İsrail ziyareti sırasında insansız uçak Heron anlaşmasını imzaladı. Bu anlaşmayla yetinilmedi, M60 tanklarının modernizasyonu için yeni protokol yapıldı ve 17 ayrı askeri proje görüşmesi yapıldı.
8- Erdoğan, Filistin-İsrail meselesi için şöyle diyordu;  "Ben, Barak'ın başlatmış olduğu barış sürecine katılıyorum. Ancak Sayın Barak'ın başlattığı süreç devam etmedi. Sayın Arafat büyük bir fırsatı tepmiştir. 80 yaşına merdiven dayamış olan bir Arafat barışın önünde bir engel olamaz. Bu işi halklar arasında çözebiliriz."
9- Davos'ta sözde "one-minute" krizi yaşanırken, TBMM'de Türkiye-İsrail Dostluk Grubuna 271'i AKP vekili olmak üzere 361 üyesi, Türkiye-Filistin Dostluk Grubuna ise sadece 60 üye milletvekili bulunuyordu! (Davos'un planlı bir şov olduğunu Nevzat Yalçıntaş bizzat açıklamıştı) 
10- Erdoğan, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin 44 yıllığına İsrailli şirkete verilmesine itiraz edenleri "Yahudi düşmanlığı" yapmakla suçluyordu.
11- Bugün Akit olan o zamanki Vakit gazetesi 18 Mayıs 2004 tarihli baskısında Rotaryen toplantılarına katılan ilk başbakanın Erdoğan olduğunu haber yapıyordu.  
12- Türkiye'de ilk defa Siyonizm konferansı AKP döneminde yapıldı. (07.12.2004 Vakit) 
13- İsrail, 6 Eylül 2007 tarihinde, Suriye'nin gizli nükleer reaktörünü vurduğunda Türkiye hava sahasını kullandığı medyada yer aldı.
14- İsrail, Lübnan'a saldırdı. Bu saldırı 28 gün sürdü ve Hizbullah'a yenilip geri çekildi. AKP, İsrail'in isteği, ABD'nin teklifiyle bölgeye BM barış gücü altında Türk askeri gönderildi.
15- Eylül 2005'te New York'ta Erdoğan, İsrail Başbakanı Şaron ile görüştü. Şaron "Türkiye'nin, İsrail ile Pakistan'ın bir araya gelmesinde gösterdiği çaba ve ev sahipliğinden ötürü" Erdoğan'a teşekkür etti. Bunu Pakistan Başbakanı Müşerref'te itiraf etti.  
16- Mavi Marmara katliamı AKP'nin gözü önünde gerçekleşti. Hatta AKP'nin yılmaz kalemlerinden A. Dilipak; "Mavi Marmara gemisine binen kişilerin listesi sadece hükümette vardı ve aynı liste, gemiye indirme yapan İsrail askerlerinin de elinde bulunuyordu." diyordu.
O süreçte İHH Derneği dava açtı. İHH başkanı Bülent Yıldırım, "dava açmayın, diye hükümetten baskı yapılıyor" açıklamasında da bulundu.
17- Adalet Bakanlığı, İsrail yetkilileri için mahkemeden çıkan "kırmızı bülten" kararını resmiyete geçirmedi. Daha sonra 20 milyon dolar karşılığında 'fit' oldular ve davayı düşürdüler. 
18- Yıl 2016 olmuştu. Haber bültenlerinde 18 yaşındaki Filistinli bir kızı kurşunlayan İsrail askerlerinin can çekişen kızımızın başında sigara içtikleri ve sohbet ettikleri görüntüleri yayınlandı. 
19- İsrail'in NATO tatbikatlarına, bölgesel ekonomik formlarına katılması AKP'nin onayıyla gerçekleşti. Kürecik, İsrail için kuruldu. İsrail, Kıbrıs'tan petrol ve doğalgaz götürüyor. Ve daha bilmediğimiz ne minnetler, ne vefalar var yakında ortaya çıkacak.
Ama gerçek şu ki, "Bizim İsrail'e ihtiyacımızın olduğunu kabul etmemiz lazım" zihniyeti dün Yenikapı'da İsrail'i kınadı, dünyaya şikâyet etti, lanetledi, aşağıladı. Lafla olsa da tehdit etti. Başka bir şey de olamaz zaten. Kalabalıkların gazı alınır, öfkesi yatıştırılır. İsrail de katliamlarına devam eder. 
Ötesi var mı? Ha! Sandık var. Bakalım İsrail'e yapılan lanetlemeler sandığa tecelli edecek mi?