Türkiye ne yapacak?
13.09.2018 00:00:00
Dün ABD, İdlib üzerinden terör örgütlerinin görünmez ortağı olarak Türkiye'yi ateşe sokacak, dedik.
Türkiye'yi bilmem ama Rusya, İran ve Suriye bu ateşi çoktan gördükleri için hazırlıklarını çok önceden yapmaya başlamışlardı.
Rusya, tarihinin en büyük askeri tatbikatlarından birini gerçekleştirme kararı aldı; 300 bin asker, 1000 uçak, 80 savaş gemisi, on binlerce tank.
Dahası bu tatbikatın bir bölümünü Akdeniz'de gerçekleştirmek için birçok savaş gemisini Akdeniz'e indirdi. Rusya'nın, Suriye topraklarındaki askeri varlığı zaten ortada.
İran da, Suriye'ye asker göndererek askeri varlığını arttırdı. Dini liderleri, "Suriye'den ayrılmayacağız" açıklamasını yaptı. Yani Suriye eşittir İran oldu.
Ülke gündemimiz ABD'nin ekonomik yaptırımları üzerine olduğu için ABD'nin, Suriye'de neler yaptığına pek dikkat etmedik. Esad'ı kimyasal silah kullanırsan, diye tehdit eden ABD, dünyanın gözüne baka baka bu bombaları kullandı. Diğer taraftan binlerce deniz komandosunu Suriye'ye sevk etti. Sayın Erdoğan'ın, ABD terör örgütlerine 5 bin tır silah verdi, açıklamasından sonra da ABD bu örgütlere binlerce tır silah daha verdi.
Filistin konusunda attıkları son adımlar ile de, "Ben, Müslümanların açık düşmanıyım" itirafını bir kez daha yaptı.
Diğer taraftan Barzani ile görüşüyorlar. Irak'ta, Şii kesimlere saldırılar başladı. Rus şirketleri ve İran elçiliği yakılmaya çalışıldı.
Malum geçtiğimiz hafta Suriye konusunda Türkiye, Rusya ve İran ortak bir toplantı yaptı. Bu toplantıdan Suriye noktasında ortak bir buluşma noktası olmayacağı çok açıktı.
Sayın Erdoğan ısrarla ateşkes, ateşkes dedi. Ama Putin'in; "Burada, masada Nusra ile IŞİD'in temsilcileri yok. Nusracılar ya da IŞİD'ciler adına, ateş etmeyi bırakacakları ya da bomba yüklü İHA kullanmayı bırakacaklarının sözünü veremeyiz." cevabı Rusya'nın hedefini açıklıyordu.
Bu toplantıdan sonra Sayın Erdoğan'ın; "İdlib köprüden önceki son çıkış" ve "her şeye hazırlıklı olun" açıklamaları ile de Suriye konusunda Rusya, İran ve Türkiye'nin çok farklı noktalarda olduğu ispatlandı.
Suriye'de iki blok var. Birincisi Rusya, İran ve Suriye Devletinin oluşturduğu arkalarında Çin ve kısmen de Hindistan'ın olduğu bir blok.
Diğer tarafta ise ABD, İsrail, İngiltere, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Ürdün, Barzani, PKK, IŞİD, Nusra gibi devlet ve terör örgütlerinin olduğu diğer blok.
Türkiye ne yapacak?
Bir taraftan barış, ateşkes, toprak bütünlüğü, insan hakları diyor ama diğer taraftan da Esad ile muhatap olmam diyor. Rusya ve İran ise Esad'sız bir çözüm düşünmüyorlar bile.
Fotoğrafın diğer yüzüne baktığımızda ise ortak, müttefik, dost zannettiğimiz ABD artık bize düşman. İsrail zaten düşman… Barzani ABD uşağı, YPG-PKK zaten yok edilmesi gereken örgütler. Suud, Mısır, BAE vs. ABD'nin emir eri, uşağı olan devletler. Bir daha soralım; Türkiye ne yapacak?
Diyelim ki, biz bu iki bloktan da bağımsız bir şekilde ülkemize yönelik tehditleri yok etmek için idlib'e askeri operasyon gerçekleştirdik.
Kiminle savaşacağız? Nusra ve IŞİD militanları ile mi yoksa Esad'ın ordusu ile mi yoksa hepsi ile mi?
Hepsi ile diyelim. Bu savaş ABD önderliğinde NATO için bulunmaz fırsat. Hemen dostluklarını ilan edecekler ve 5. maddeyi devreye koyarak Anadolu'ya gelecekler.
Neticede her taraf kan olacak ve Türkiye de ister istemez ABD bloğunda, Rusya'nın, Çin'in, İran'ın karşısında olacak.
Böyle bir tablonun asıl kaybedeni Türkiye olur.
Türkiye'yi bilmem ama Rusya, İran ve Suriye bu ateşi çoktan gördükleri için hazırlıklarını çok önceden yapmaya başlamışlardı.
Rusya, tarihinin en büyük askeri tatbikatlarından birini gerçekleştirme kararı aldı; 300 bin asker, 1000 uçak, 80 savaş gemisi, on binlerce tank.
Dahası bu tatbikatın bir bölümünü Akdeniz'de gerçekleştirmek için birçok savaş gemisini Akdeniz'e indirdi. Rusya'nın, Suriye topraklarındaki askeri varlığı zaten ortada.
İran da, Suriye'ye asker göndererek askeri varlığını arttırdı. Dini liderleri, "Suriye'den ayrılmayacağız" açıklamasını yaptı. Yani Suriye eşittir İran oldu.
Ülke gündemimiz ABD'nin ekonomik yaptırımları üzerine olduğu için ABD'nin, Suriye'de neler yaptığına pek dikkat etmedik. Esad'ı kimyasal silah kullanırsan, diye tehdit eden ABD, dünyanın gözüne baka baka bu bombaları kullandı. Diğer taraftan binlerce deniz komandosunu Suriye'ye sevk etti. Sayın Erdoğan'ın, ABD terör örgütlerine 5 bin tır silah verdi, açıklamasından sonra da ABD bu örgütlere binlerce tır silah daha verdi.
Filistin konusunda attıkları son adımlar ile de, "Ben, Müslümanların açık düşmanıyım" itirafını bir kez daha yaptı.
Diğer taraftan Barzani ile görüşüyorlar. Irak'ta, Şii kesimlere saldırılar başladı. Rus şirketleri ve İran elçiliği yakılmaya çalışıldı.
Malum geçtiğimiz hafta Suriye konusunda Türkiye, Rusya ve İran ortak bir toplantı yaptı. Bu toplantıdan Suriye noktasında ortak bir buluşma noktası olmayacağı çok açıktı.
Sayın Erdoğan ısrarla ateşkes, ateşkes dedi. Ama Putin'in; "Burada, masada Nusra ile IŞİD'in temsilcileri yok. Nusracılar ya da IŞİD'ciler adına, ateş etmeyi bırakacakları ya da bomba yüklü İHA kullanmayı bırakacaklarının sözünü veremeyiz." cevabı Rusya'nın hedefini açıklıyordu.
Bu toplantıdan sonra Sayın Erdoğan'ın; "İdlib köprüden önceki son çıkış" ve "her şeye hazırlıklı olun" açıklamaları ile de Suriye konusunda Rusya, İran ve Türkiye'nin çok farklı noktalarda olduğu ispatlandı.
Suriye'de iki blok var. Birincisi Rusya, İran ve Suriye Devletinin oluşturduğu arkalarında Çin ve kısmen de Hindistan'ın olduğu bir blok.
Diğer tarafta ise ABD, İsrail, İngiltere, Mısır, Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Ürdün, Barzani, PKK, IŞİD, Nusra gibi devlet ve terör örgütlerinin olduğu diğer blok.
Türkiye ne yapacak?
Bir taraftan barış, ateşkes, toprak bütünlüğü, insan hakları diyor ama diğer taraftan da Esad ile muhatap olmam diyor. Rusya ve İran ise Esad'sız bir çözüm düşünmüyorlar bile.
Fotoğrafın diğer yüzüne baktığımızda ise ortak, müttefik, dost zannettiğimiz ABD artık bize düşman. İsrail zaten düşman… Barzani ABD uşağı, YPG-PKK zaten yok edilmesi gereken örgütler. Suud, Mısır, BAE vs. ABD'nin emir eri, uşağı olan devletler. Bir daha soralım; Türkiye ne yapacak?
Diyelim ki, biz bu iki bloktan da bağımsız bir şekilde ülkemize yönelik tehditleri yok etmek için idlib'e askeri operasyon gerçekleştirdik.
Kiminle savaşacağız? Nusra ve IŞİD militanları ile mi yoksa Esad'ın ordusu ile mi yoksa hepsi ile mi?
Hepsi ile diyelim. Bu savaş ABD önderliğinde NATO için bulunmaz fırsat. Hemen dostluklarını ilan edecekler ve 5. maddeyi devreye koyarak Anadolu'ya gelecekler.
Neticede her taraf kan olacak ve Türkiye de ister istemez ABD bloğunda, Rusya'nın, Çin'in, İran'ın karşısında olacak.
Böyle bir tablonun asıl kaybedeni Türkiye olur.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
