Türkiye Suriye’ye saldırırsa bunlar olacak!

Türkiye’nin Suriye’ye kara-hava ya da denizden saldırması durumunda şunların olması muhtemeldir:
1)Suriye Türkiye’nin saldırması durumunda mukabele etme adına yüzlerce füzesini Türkiye’ye ateşleyecek ve on binlerce Türk hayatını kaybedecek.
2)Türkiye’nin Suriye’ye saldırması dolaylı olarak Rusya ile İran’la köprüleri atması demek olacağından hem Rusya hem de İran Türkiye’ye karşı açık bir tutum alacak.
3)Rusya ikili ilişkileri anında askıya alacak (Medyedev 8 gün önce bunu Erdoğan’a söylemiştir.)
4)Rusya’dan gelen doğalgaz kesilecek ve Türkiye kitleler halinde donma tehdidi ile yüz yüze gelecek.
5)Doğalgazın kesilmesi ile elektriğinin yüzde 54’ünü doğalgazdan üreten Türkiye aynı zamanda karanlığa gömülecek ve fabrikaları yani üretimi enerjisizlikten stop edecek.
6)Her yıl Türkiye’ye gelen milyonlarca Rus turist Türkiye’ye gelmeyecek.
7)Rus donanmasının Suriye’ye yardım için Montrö gereği boğazlardan geçişi esnasında ABD’nin kışkırtmaları ile sıkıntılar olacak ve Rusya ile muhtemelen savaş eşiğine bile gelinebilecek.
8)İran da doğal gazı kesip, ekonomik ilişkileri askıya alacak.
9)Rusya-İran-Suriye üçlüsü Türkiye’ye içeriden vurmak için PKK, Hizbullah ve El Kaide dahil pek çok örgütü devreye sokacak ve Türkiye kan gölüne dönecek.
10)Bu süreçte sadece fabrikalar değil, bütün hizmet sektörü de bitecek ve yüz binlerce insan işsiz kalacak.
11)Dolar Suriye’ye müdahale edildiğinin hemen ertesinde 3 bin liraya fırlayacak ve yüzlerce firma iflas edecek.
12)Suriye cephesinden şehit cenazeleri geldiği gün ise millet çoğunluğu kitleler halinde savaşa hayır diye sokağa dökülecek.
13)En önemlisi PKK fırsat bu fırsat deyip Güneydoğu’da isyan harekâtını başlatacak ve yüz binleri meydanlara yığıp devlet otoritesine hücum edip BM’ye referandum çağrısını yapacak.
14)Türkiye’nin Rusya ve İran’daki müteahhitlik hizmetleri dâhil pek çok ilişkisi güme gidecek.
15)AKP’de savaşa hayır diyen çok sayıda milletvekili Erdoğan’ın hastalığı ve Köşk’e çıkma projesini de dikkate alıp partisinden ayrılıp yeni bir siyasi oluşum başlatacak.
16)Türkiye, Suriye’ye ilk kurşunu atmakla belki de üçüncü dünya savaşının zeminlerini inşa edecek.
17)Suriye saldırısı ile Türkiye fiilen kendi birliği ve güvenliğini tehdit altına alacak ve meçhule yelken açacak.
Ve tam bu noktada soralım:
Bütün bu riskler niçin, Türkiye bu dehşet riskleri neyin karşılığında üstlenecek?
Bize göre oyu yüzde 50’lerin üstünde olan normal bir Tayyip Erdoğan ne kendinin ne de ülkenin başını derde sokar. Eğer sokarsa biliniz ki Başbakan korkunç bir tehdidin altındadır ki Cemaatin son saldırısı böyle bir ipoteği çağrıştırıyor.

Davutoğlu, Washington’dan bu mesajları getirdi
Üzülerek söylüyorum Erdoğan kuşatıldı…
Sadece dışarıdan değil, içeriden de kuşatıldı.
Bir yandan yol arkadaşı Cemaat, diğer yandan partili bazı arkadaşları…
Mesela kim mi?
Ahmet Davutoğlu…
Evet, Tayyip Bey’in elinden tutup büyüttüğü Davutoğlu Suriye bağlamında Tayyip Bey’le farklı düşünüyor.
Öyle ki dün dinlediğime göre Washington’dan yeni dönen Davutoğlu Başbakan’a, “Müdahaleden başka hiçbir şansımız yok, ABD hayati derece de bu işte ısrarlı” dedi.
Peki, Dışişleri Bakanı niçin mi böyle davranıyor?
Paxamericana’nın Türkiye’deki mutemedi olmak yani Tayyip Erdoğan sonrası ABD siyasette kendini desteklesin istiyor. Amacı, Abdullah Gül’ün önüne geçmek.
Keza Cumhurbaşkanı Gül de emekli olmamak için ABD’nin müdahale tezine yeşil ışık yakanlardan.
Medya ile küresel sermaye ile iç içe olan İstanbul dükalığının kıblesi de Washington.
Hülasa Suriye noktasında Erdoğan sanki tek başınadır. Dilerim Tayyip Bey bir liderlik yapar ve bulanık suda balık peşinde olanların heveslerini kursaklarında bırakır.

Bağımsız Türkiye Partisi kongresinden izlenimler
Yer: Bağımsız Türkiye Partisi’nin Ankara’daki Genel Merkezi.
Havanın soğuğuna inat, sıcak-heyecanlı ve inanmış büyük ve de coşkulu bir kalabalık.
DP ile seçim ittifakı yapan BTP’de olağanüstü kongre yapılıyor.
Genel Başkanlığa dönen Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in yaptığı muhteşem konuşmada ego (nefs) yoktu, kibir yoktu, şahsi böbürlenme ve çıkar hesabı yoktu.
Peki, ne mi vardı?
İnancımız ve imanımız adına kederlenme vardı.
Birliğimiz adına endişelenme vardı.
Bütünlüğümüz adına hüzünlenme vardı.
Prof. Haydar Baş Hoca, hiç ‘ben’ demedi, hep ‘biz’, ‘74 milyon Türkiye’ dedi.
Alevisi-Sünnisi ve bütün etnisiteyi Türk ve Müslüman diye kucakladı.
En önemlisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlattığı anektotlarla şaheser bir şekilde selamladı.
Ne yalan söyleyeyim Haydar Hoca siyasetçi portresinden ziyade eski Türk hakanlarını çağrıştırıyordu.

ABD’li komutandan Genelkurmay’a çirkin teklif
Medyamız saklıyor ama biz varız ve yazacağız.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral James N. Mattis Genelkurmay Başkanlığımızı ziyaret edip Orgeneral Necdet Özel’le konuştu.
Peki, gündem ne miydi?
Suriye ile İran…
Acil başlık Suriye idi ve öğrendiğime göre ABD’li Merkez Kuvvetler Komutanı suskun olan Genelkurmayımızı Şam’a müdahale edilmesine öncü olmaya çağırmış.
Evet, Pentagon TSK, Suriye’ye savaşın liderliğini ve hatta sorumluluğunu alsın ve bunu Türk kamuoyuna duyursun istiyor.
Bu arada bir çirkinlik kulağımıza çalındı ki inanamadık.
Orgeneral Mattis, “TSK Suriye müdahalesinin liderliğini üstlensin Ergenekon ve balyoz davalarında tutuklu olan generallere yardımcı oluruz” imasında bulunmuş.
Dinlediğime göre Orgeneral Özel bu imayı anında reddederek ABD’li komutana haddini bildirmiş.
Görülüyor ki Pentagon siyasi sorumluluktan korkan ve patinaj yapan Erdoğan’ı mecbur etmek için şimdi askerimizi zorluyor.