Dünya Suriye halkını özgürlüğe kavuşturmaya uğraşadursun, Özgür Suriye Ordusu’nda dahi çözülmeler başladı. Muhalif güçler küresel terörün desteğini almalarına rağmen, “Suriye bizim namusumuz ve evimiz” diyerek isyandan vazgeçiyor.
Her türlü psikolojik baskıya rağmen, bir kişinin vatanını terk etmemesi ve devletine silah çekmeyi bırakması bugünün şartlarında önemli bir olaydır.
Globalizmin en büyük hedefinin ulus - devlet anlayışını yıkmak ve dolayısı ile devletleri parçalayarak devletçikler haline getirmek olduğu düşünüldüğünde, Suriye’deki birlik ve bütünlük, tüm ezilen halklara örnek olmalı.
Suriye meselesinin Türkiye’ye faturası da çok ağır. Muhalif güçleri barındıran Türkiye’de bulunan komuta merkezi Suriye’ye taşınsa da, bu meşruiyeti olmayan ordunun pek çok üyesi halen ülkemizde ağırlanıyor. Örtülü ödenekten yapılan harcamalar son otuz yılın en büyük rakamlarına ulaştı. Ekonomik dar boğazı aşmak için vatandaşa yüklenen hükümet, Suriye tavrında zerre taviz vermiyor.
Komşularımızı yitirdik, İslam dünyasında Müslümana silah çekilmesine ses çıkarmayan Müslüman olduk. Sınırdaki Akçakale’den duyulan silah sesleri halkı tedirgin ediyor. Hatırlanacaktır, geçtiğimiz günlerde evinin çatısında salça çıkaran bir kadın ve bebeği Suriye tarafından seken kurşunlarla yaralanmıştı.
Bölgedeki halk korku içindedir.
Oradaki Türk kardeşlerimiz, Kürt kardeşlerimizle aynı korkuyu yaşıyorlar. Gösterilmeye çalışıldığı gibi biri ve diğeri söz konusu değil. Ülkemizde baş gösteren terörün önüne geçmenin yolu da bu birliğin muhafazasından geçmektedir.
Suriye’de başarılamayan kırılma elbette ki üniter yapımız içinde de olmayacaktır.
Zor günlerden geçiyoruz.
Bu gelişmeler neticesinde sıradanlaşan şehit haberlerini kanıksar olduk.
Her gün çatışma ve yitirilen vatan evlatları, ateş düşen ocaklar…
Adeta milletimiz, “istedikleri ne ise verin kurtulun” noktasına itilmekte.
Basına yansıyan son açıklamalarda, “PKK ile kucaklaşanla görüşmeyiz” diyenler, yurt dışında gizli kapılar arkasında aslında bu görüşmeleri anlaşma ile sonuçlandırmışlar.
Terör meselesinin yanında manşetlerde bir de bozulan ekonomimiz var.
Yeni zamlar bir bir ilan ediliyor.
Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren milyonlar var.
Şehitler ve cenazeler ile gözünü açan milletimiz, açlık ve sefaletle de boğuşuyor.
Şimdi siz söyleyin, milletimiz ne ile avunsun?
Seçim meydanlarında yaşayacağı bu acı akıbeti bir bir dile getiren, ikaz eden Prof. Dr. Haydar Baş bundan on sene evvel dinlenmiş ve desteklenmiş olsa idi, inanın bu vahamet tablosu yaşanmayacaktı.
Sayın Baş’ın, gerek ekonomik gerekse terör konusundaki projeleri hayata geçmeden kanayan yarasına merhem bulmasına imkân yoktur. Umarız milletimiz, bundan sonra bu işi bilen ile yola devam etme basiretini gösterir.
Her türlü psikolojik baskıya rağmen, bir kişinin vatanını terk etmemesi ve devletine silah çekmeyi bırakması bugünün şartlarında önemli bir olaydır.
Globalizmin en büyük hedefinin ulus - devlet anlayışını yıkmak ve dolayısı ile devletleri parçalayarak devletçikler haline getirmek olduğu düşünüldüğünde, Suriye’deki birlik ve bütünlük, tüm ezilen halklara örnek olmalı.
Suriye meselesinin Türkiye’ye faturası da çok ağır. Muhalif güçleri barındıran Türkiye’de bulunan komuta merkezi Suriye’ye taşınsa da, bu meşruiyeti olmayan ordunun pek çok üyesi halen ülkemizde ağırlanıyor. Örtülü ödenekten yapılan harcamalar son otuz yılın en büyük rakamlarına ulaştı. Ekonomik dar boğazı aşmak için vatandaşa yüklenen hükümet, Suriye tavrında zerre taviz vermiyor.
Komşularımızı yitirdik, İslam dünyasında Müslümana silah çekilmesine ses çıkarmayan Müslüman olduk. Sınırdaki Akçakale’den duyulan silah sesleri halkı tedirgin ediyor. Hatırlanacaktır, geçtiğimiz günlerde evinin çatısında salça çıkaran bir kadın ve bebeği Suriye tarafından seken kurşunlarla yaralanmıştı.
Bölgedeki halk korku içindedir.
Oradaki Türk kardeşlerimiz, Kürt kardeşlerimizle aynı korkuyu yaşıyorlar. Gösterilmeye çalışıldığı gibi biri ve diğeri söz konusu değil. Ülkemizde baş gösteren terörün önüne geçmenin yolu da bu birliğin muhafazasından geçmektedir.
Suriye’de başarılamayan kırılma elbette ki üniter yapımız içinde de olmayacaktır.
Zor günlerden geçiyoruz.
Bu gelişmeler neticesinde sıradanlaşan şehit haberlerini kanıksar olduk.
Her gün çatışma ve yitirilen vatan evlatları, ateş düşen ocaklar…
Adeta milletimiz, “istedikleri ne ise verin kurtulun” noktasına itilmekte.
Basına yansıyan son açıklamalarda, “PKK ile kucaklaşanla görüşmeyiz” diyenler, yurt dışında gizli kapılar arkasında aslında bu görüşmeleri anlaşma ile sonuçlandırmışlar.
Terör meselesinin yanında manşetlerde bir de bozulan ekonomimiz var.
Yeni zamlar bir bir ilan ediliyor.
Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren milyonlar var.
Şehitler ve cenazeler ile gözünü açan milletimiz, açlık ve sefaletle de boğuşuyor.
Şimdi siz söyleyin, milletimiz ne ile avunsun?
Seçim meydanlarında yaşayacağı bu acı akıbeti bir bir dile getiren, ikaz eden Prof. Dr. Haydar Baş bundan on sene evvel dinlenmiş ve desteklenmiş olsa idi, inanın bu vahamet tablosu yaşanmayacaktı.
Sayın Baş’ın, gerek ekonomik gerekse terör konusundaki projeleri hayata geçmeden kanayan yarasına merhem bulmasına imkân yoktur. Umarız milletimiz, bundan sonra bu işi bilen ile yola devam etme basiretini gösterir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018