Türkiye toprakları NATO’ya teslim

Ekonominin ehemmiyetini idrak eden Atatürk, henüz Cumhuriyet kurulmadan önce 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir ilimizde iktisat kongresini tertip etti. Devlet - millet işbirliği ile ülkemizi iktisaden kalkındırdı. Bayındırlığın en ideal bir şekilde gelişmesine vesile oldu. Türk köylüsünü milletin efendisi yaptı. Birçok iktisadi devlet teşekkülleri (KİT’leri) oluşturdu. Yerli üretime hız verdi...
Tevhid-i Tedrisat Yasası’nı çıkararak dağınık olan tedrisatı birleştirdi. Devletin ve milletin haysiyetini üstün kıldı. “Bir Türk dünyaya bedeldir” diyerek Türk milletini onurlandırdı. Hiçbir devletin ayağına gitmedi... Birçok devlet ve hükümet ricali, kendilerini Türkiye’de ziyaret etti. 1. Lozan Konferansı’nda Haçlı Avrupa’nın üzerinde titizlikle durduğu ‘azınlıklar’  meselesinde heyetine derhal masayı ve Lozan’ı terk etmelerini emretti ve söz konusu heyet Türkiye’ye döndü... İsteklerini kabul ettiremeyince mecbur kalan Batı, heyete ikinci bir davette bulundu. Azınlıklar konusunda fikri sorulan Mustafa Kemal Atatürk, “Bu ülkede bir Müslim ve bir de gayrimüslim vardır. Ekalliyetler gayrimüslimlerdir. Bunlar da, Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerdir” ifadelerini kullandı. Böylece devlet başkanına yakışır kesin konuşması ile bu konu neticelendirilmiş olup ihtilafa son verilmiştir.
Atatürk’ün vefatından sonrada oluşan hükümetlerin devletin ve milletin ulusal bağımsızlıkların yitirişi olduğunu görüyor ve yaşıyoruz. Böylece rejimin çöktüğü bir gerçek ortaya çıkmıştır.
Cenab-ı Allah’a hamdolsun ki bugün için ecdada yakışır milli ruhu, dini düşünceyi ve özgür fikri kendisine şiar edinmiş, halkımıza hizmetten başka bir şey düşünmeyen ceddine yakışır ruh ve asaleti sinesinde taşıyan, halka hizmetin fakir, fukara, şüheda yakınları ve gurebadan başlatacağını vaad eden 2. Kuvay-ı Milliye aşkını ve ruhunu başlatan, milli ve dini bütünlüğümüzden asla taviz vermeyen, dimdik ayakta duran, bir ‘ilk’e imza atarak seçim vaatlerini noter tasdikli beyannamelerle milletin önüne koyan Hoca Atatürk’ümüz, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş aramızdadır. İzinden gittiğimiz takdirde Kâinat Devletini yeniden inşallah oluşturacağımıza inancım sonsuzdur. Kendileri projeler üretirken bilge kişidir.
Dünya çapında 7 büyük sempozyumla banisi olduğu Milli Ekonomi Modeli (MEM) ve Sosyal Devlet - Milli Devlet projeleri ile dünya ilim ehlini kendisine hayran bıraktırmıştır. “Dini bütünlüğümüz - milli bütünlüğümüzdür” diyen Prof. Dr. Haydar Baş, ülkemizde ve dünya Müslümanları içinde hor ve hakir görülen Alevi - Şii - Caferi ve Bektaşileri Sünnilerle bir görmüş, bu suni ayrılığa karşı 6 tane Ehl-i Beyt sempozyumu ile son vermiş, onları da kucaklaştırmıştır. “Hepimiz Allah’ı, Peygamberi, Kitabı ve Kıblesi bir olan bir milletiz” demiştir. “Biz bu milli mücadeleyi birbirimize omuz vererek yaptık. Bu ayrılık nedendir?” sorusuna ilmi cevaplar getirmiştir.
AKP Hükümeti, AB sevdası uğruna yasama ve yürütme erkleri Brüksel’e,  yargı erkini Strasburg’a; ekonomi yönetimini ise IMF’ye devretmiştir.
AKP hükümeti aynı zamanda sıkılmadan “ülkeyi pazarlamakla mükellefiz” diyor. Eski Maliye Bakanı Unakıtan da “utanmadan babalar gibi satarım” diyebilmiştir. Kimin malını kime satıyorsun? Bu millet ülkeyi pazarlayın diye mi sizlere oyunu verdi?!
AKP’nin son icraatlarına gelince, “komşu ülkelerle sıfır sorun” derken, süper sorun yaşamaya başladık. Komşu ülkelerin iç sorunlarına karışma hakkını, hangi hukuk mevzuatı size vermektedir? ABD’nin NATO şemsiyesi altında Malatya Kürecik’e füze rampasını İsrail’i koruma gayesiyle yerleştirmiş olduğu şüpheden hali değildir. Bilahare de Patriotlar ülkemizin muhtelif bölgelerine yerleştirildi. Önce “tüm komuta TSK’ye aittir” denildi, bilahare dış basından öğrendik ki, komuta NATO’da imiş, masraflar da bize aitmiş. Peki, kiminle harp ediyoruz? Bu silahlar ülkemize sokulmadan önce halkımızın müsaadesine bir referandumla sunuldu mu? TBMM’den bu yabancı askerleri yurda sokabilmemiz için muvafakat alındı mı? Böylece paratoner sadakati ile muhtemel bir savaşta ülkemiz savaş alanı olacaktır. Bu vebalin altından nasıl kalkacaksınız?
Ülkemiz işgal mi ediliyor? Ülke içine davetinizle gelen bu Haçlıyı nasıl çıkaracaksınız? Ortadoğu’yu işgal eden Haçlı ordusunun bu zengin ülkeyi bırakacağını mı zannediyorsunuz?! Ülke toprağını NATO’ya teslim ettiniz!
Cenab-ı Allah encamımızı hayreylesin…