Türkiye yokoluş girdabında

Batı ülkeleri kendileri çocuk yapmayı teşvik ederken bize ise yıllarca nüfusumuzu azaltmamız gerektiğini tavsiye ettiler.Bu tavsiyelerine uyan basiretsiz siyasiler yüzünden Türkiye'nin nüfusunun artış hızı azalmaya başladı.  1998-2008 yılları arasındaki nüfus artış hızının düşüş eğiliminden hareket ederek yapılan tahminlere göre 2030 yılında Türkiye'nin nüfus artış hızı yüzde 0,5'e kadar gerileyecek.Türkiye'nin nüfus artış hızı 2046 yılına gelindiğinde ise sıfır olacak. Tahminlere göre bu tarihte Türkiye'nin toplam nüfusu 89 milyon 165 bin kişi olacak. 2047 yılında ise Türkiye'nin nüfusu gerilemeye başlayacak. Yani Türkiye 2047 yılından sonra nüfusu azalan bir ülke olacak ve her geçen gün yaşlı nüfus artarken genç nüfus azalacak.Bugün Avrupa ülkelerinin yaşadığı nüfusun yaşlanması gibi problemler Türkiye'nin çok uzağında değil anlayacağınız. Avrupa'nın toplam nüfusu önümüzdeki 50 yılda 30 milyon kişi azalacak ve dolayısıyla AB'deki işgücü de yüzde 18 kayba uğrayacak. Türkiye hala aynı yanlışları yapmaya devam ederken Avrupa ülkeleri yaşlanan nüfuslarını gençleştirebilmek için her yolu deniyorlar. AB ülkeleri meydana gelecek işgücü kaybını engellemek ve bebek yapmaya teşvik etmek için birbirinden ilginç fırsatlar sunuyorAlmanya yaşlanan nüfusuyla AB'nin en büyük kriz yaşayan ülkesi durumunda. Doğurganlık oranı artmazsa bu yüzyılın sonunda nüfusu 82 milyondan 24 milyona düşecek. Hükümet doğan çocuk başına aylık para ödüyor. Kadınların hem çocuk sahibi olup hem de çalışabilmesi için yuvaların çoğu ücretsiz. İtalya'nın durumu da pek iç açıcı değil. İtalya, yüzde 0.8'lik doğurganlık oranıyla Avrupa'nın en kötü durumdaki ülkesi. 2050 yılına kadar nüfusu 57 milyondan 41 milyona düşecek. Çocuk doğuran her kadına 1000 Euro, iki ve daha fazla çocuk sahibi olan ailelere ise 5 yıl içerisinde 10 bin Euro "bonus" veriliyor. İspanya nüfusunu arttırabilmek için çocuk sahibi olan ailelere her çocuk başına yılda 1000 Euro daha az vergi ödeme kolaylığı getirdi. Hükümet, "Bir kendiniz, bir eşiniz, bir de ülkenizin geleceği için üç çocuk yapın!" sloganıyla çiftlere çocuk başına yılda 3 bin dolar ödemeyi taahhüt ediyor.Fransa da diğer AB ülkelerinden geri kalmıyor ve çocuk sahibi kadınlar 4 ay "tam maaşlı bebek izni" alabiliyor. Hükümet, "3 çocuk sahibi olun otomobiliniz bedavaya gelsin" gibi çağrılarla azalan nüfusunu artırmanın yollarını arıyor.Yukarıda bazılarına değindiğimiz teşviklere rağmen AB ülkelerinin nüfusları hızla erimeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre AB genelinde doğurganlık oranında değişme olmazsa, çalışan-emekli oranının korunabilmesi için 25 yıl içerisinde Avrupa ülkelerinin 159 milyon göçmen alması gerekecek.Avrupa'nın yıllar önce sürüklendiği işte bu girdaba Türkiye de yakalanmış durumda. Mevcut siyasi anlayışlar sayesinde ekonomisi dibe vurulmuş, cebinde para bırakılmamış, çoluk çocuğunun karnını doyuramaz hale getirilen vatandaşlarımızla Türkiye'yi bitirecek bu girdaptan kurtulabilmek bence imkânsız. Türkiye'nin önce sorunları çözmek için işbaşına gelen ama çözümü olmadığı için sorunları besleyen, büyüten çözümsüz siyasetçilerin girdabından kurtulması gerekiyor. En zor olan bu.Sonrası daha kolay?