TÜSİAD neden şimdi konuştu, Apo’yu neden konuşmadı?

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan çıktı ülkemizdeki hemen her başlık hakkında konuştu. Muhalefet fikir özgürlüğü dedi. İktidar partisinin kurmayları hemen sıraya girdi ve içinde 'vesayet' kelimesi geçen cümleleri kurdular. Haliyle yargıda anında soruşturma başlattı. 

Sahi, TÜSİAD neden şimdi konuştu?

Örneğin aralık ayında asgari ücret tartışmaları yapıldığı günlerde ilk adı Müslüman işadamları olan daha sonra müstakil işadamlarına dönüşen MÜSİAD bile çıkıp, 'asgari ücret 21 bin TL'den fazla olmamalıdır' dedi. TÜSİAD'dan ses gelmedi.

Örneğin kur korumalı mevduat sistemine trilyonlar gitti. TÜSİAD'dan ses gelmedi.

Örneğin Türkiye'yi baştanbaşa yenileyecek miktarda para (600 milyar dolar) AKP hükümetince borç faizi olarak para stokçularına verildi. TÜSİAD'dan ses gelmedi.

Sadece 5 şirkete 20 yılda 200 milyar dolardan fazla ihale verilmiş. TÜSİAD'dan ses gelmedi.

O zaman TÜSİAD neden şimdi konuştu?

Sayın Başkan'ın vurguları üzerinden gidersek

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan: 'Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz' dedi

Biz 20 yıldır bu gerçeği haykırıyoruz. Bugün mü aklınıza geldi?

Sayın Başkan; 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak galiba şirket kurmaktan daha kolay' dedi.

Bugün mü aklınıza geldi?

Sayın Başkan; '10 küsur sene önceki olaylara şimdi yeni soruşturmalar açılıyor' dedi.

Bugün mü aklınıza geldi?

Sayın Başkan; 'Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor' dedi.

Hadi canım!

Sayın Başkan; 'Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor' dedi.

Allah! Allah!

Sayın Başkan; 'Deprem, yangın, taciz, kadın cinayeti, iş kazası gibi kamuoyunda infial yaratan nice olayda ya suçlular bulunmuyor ya da kısa sürede serbest kalıyorlar' dedi.

Sayın Başkanın vurgularını bu millet 20 yıldır bizzat yaşıyor. Bugün mü aklınıza geldi. 

Sayın Başkan! Keşke şu bebek katiline umut hakkı ve MHP'nin üstün gayretleri hakkında da birkaç kelime etseydiniz! Sahi bu başlığı önemli görmediniz mi?  

Ha! Mehmet Şimşek'i övgünüz gözden kaçmadı! 

Bir daha sorayım: TÜSİAD neden şimdi konuştu?

Bendeki cevabı AKP iktidarının, Erdoğan'ın elini güçlendirmek için konuştu. Genç nesil bilmez! Siyasal İslam'ı yükselişe geçiren en önemli organlardan birisi de TÜSİAD'tır.

Türkiye'nin en büyük iş örgütü TÜSİAD, (Türk Sanayici ve İşadamları Derneği) 90'lı yıllarda işi gücü bırakmış laiklik, başörtüsü üzerinden akla, mantığa, hukuka aykırı görüşleri ile gündem oluyordu. Malum zihniyette bu fırsatı iyi değerlendirerek kendilerini 'İslam'ın hamisi' olarak insanımıza kabullendirmeye çalışıyordu. 

Altın vuruşu ise 28 Şubatçılar ve o dönemin yargısı yapmıştı. Geldiğimiz nokta o günlerde izlenen mantığın sonuçlarından biridir.  Ve bu sürecin ortaklaşa gerçekleştirildiğine inancım tamdır. 

Bugün Erdoğan ve iktidarı zorda. Hem içerde hem de dışarıda hiçbir öngörüleri gerçekleşmedi. 

Ekonomik çöküş ve yaşanılan facialar ve de toplumsal cinnet vakaları karşısında iktidar mazerette bulamıyor. 

İşte böylesi bir ortamda emekçilerin alın teri ile sahip oldukları koltuktan halkçı ve devletçi bir duruş sergilemek yerine siyasi gündeme alet olmayı seçtiler. 

Baksanıza! Bolu faciasını, Suriye'deki girdabı en önemlisi çarşı, pazardaki yangını bıraktık, TÜSİAD'ı konuşuyor ülke. 

BTP Lideri Hüseyin Baş'ın; 'Sermayenin sermayeyle kavgasının emekçiye faydası olmaz…' çıkışı ise konunu en net özetidir. 

Gelelim vesayete

İktidar partisi, TÜSİAD'ın bu çıkışını 'vesayeti canlandırmak istiyorlar' başlığı ile karşıladı. 

Peki, nedir bu kastedilen vesayet?

Bu kavram hakkında onlarca tanım, yüzlerce yorum,  binlerce örnek veriliyor. Okuduklarımdan çıkardığım tanımı yapayım: 

Bir ülkede, bir veya birkaç kesimin, kendilerince belirledikleri standartları korumak için hükümetlere, siyasete, kamu kurumlarına ve de millete müdahale etme yetkisini kendinde görmeleridir.

Bahsi geçen standartlar nelerdir? Demokrasi olabilir, ekonomi olabilir, inançlar olabilir, kılık-kıyafet olabilir, eğitim olabilir ki bu başlıkların hepsinde geçmişte meşhur tabiri ile 'balans ayarları' yaptılar.

Kimdi onlar? TSK'nın içindeki bir kesim. Başka? YÖK. Başka? TÜSİAD. Başka? Medya. Başka? ABD-CIA vs.

Peki, bugün siyasetten yargıya, medyadan eğitime her alanda bir balans ayarı var mı? Var.

Demek ki vesayet sistemi devam ediyor. Değişen sadece aktörler.