TV karşısında zulme ortak olmayın

Ülkemizi yönetenler atıp, tutuyor ama gerçek olan elimizle beslediğimiz karganın gözümüzü oyduğudur. Cebimize koyduğumuz akrebin, bizi soktuğudur. Ortadoğu'daki Müslüman yaralarına döktüğümüz tuzdan artakalanın, bizde açılan yaralara dökülmesidir. At üzerinde duramayanın, eşek üzerinde de duramadığı gerçeğidir.Konuyla ilgili bir başka gerçek ise "büyük elçimizin" hala terör örgütü elinde esir olduğudur. Bir diğer gerçek ise elçimizi ve diğer vatandaşlarımızı esir alan bu örgüt hakkında ileri geri konuşmamızın, hükümet tekelindeki RTÜK tarafından yasaklandığıdır.  Bir başka gerçek ise Erdoğan'ın bu örgüte, "terör örgütü", yaptığı eylem ve vahşete en azından "terör eylemi" diyemediğidir. Bir başka gerçek ise on binlerce Müslüman'ı katleden, ülkemiz ve komşu ülkelerin bağımsızlığını tehdit eden örgütlere, yandaş ekranlardan; "PKK'yı ve IŞİD'i terör örgütü olarak görmediğini" söyleyen hizmetkarların olmasıdır. Bir başka gerçek ise bu terör örgütünü (IŞID'ı), hükümetin beslediği (Suriye'de) iddialarının, dünya çapında ünlü basın yayın organları ve gazetecilerce dünyaya duyurulduğudur. Bir başka gerçek ise bu teröristlerin, bizzat ülkemizden destek aldıklarını açıklamalarıdır. İlginç olan ise bu açıklamaları normal karşılayan, ortam ve amaç sorgulamasıyla aklanma mantığı ortaya koyan hükümet ve sözcüsü? Artı hükümet sözcüsünün, (elçimizi, vatandaşlarımızı kaçıran, IŞID için) "Türkiye'yi hedef alan bir şeye rastlamadık", açıklaması gerçek değil komedidir.     Bir başka gerçek ise CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes'in, camilerde, diyanet eliyle toplanan paraların, bu terör örgütüne gittiği iddiaları ve bu teröristlerin diyanet misafirhanelerinde kaldığı haberlerinin, araştırılması için meclise verdiği önergenin AKP'ce reddedilmesi ve Sayın Özkes'in hedef gösterilmesidir. (AKP neden kaçıyor?)Komik olanlar ise? Elçi ve vatandaşlarımızın esir alındığı ilk günden beri olaya vakıf olamayan dış işleri bakanıdır. Sayın Bakan'ın, "Irak'ta bir kaos ortamı varmış gibi gösteriyorlar" açıklaması, dış politikayı kimlere emanet edildiğinin özetidir.Bir başka komik olan ise PKK ile el sıkışan hükümetin bu bakanı, bir Alman gazetecinin, IŞID terörü ile ilgili sorusuna verdiği, "Türkiye'nin IŞİD dahil herhangi bir terör ya da şiddet örgütüyle ilgili ilişkisi olduğuna dair bir belgesi olan, onu ortaya koymalıdır..." cevabıdır. Daha komiği ise Esad'a karşı bu örgütleri destekleyen hükümet ve dış işleri bakanının, "Türkiye her yerde, kökeni ne olursa olsun terörün her türlüsüne karşı çıkmıştır" iddialarıdır. Bu örgütün arkasına Esad'ı koymak ise komiklik ötesi bir şey olsa gerek.  Suriye'den sonra Irak'ta tekrar ortaya çıkan kan, vahşet, zulüm tablosundan memnun olanlara bakarsak? Cevaplar ABD'dir, AB'dir, İsrail'dir. Artı bu emperyalistlerin Ortadoğuda'ki işbirlikçileri, kadim dostları yani münafıklardır. Petrol ve silah satıcılarıdır. Kara para aklayıcılarıdır. Uyuşturucu madde ve silah kaçakçılarıdır? Evlerindeki rahat koltuklardan, bu vahşet haberlerini izleyenleri bekleyen tehlike ise birilerinin yeline, seline kapılarak akan kana kayıtsız kalmaları, Şii'lere hor bakmaları, hakir görmeleri, hak ettiler, aman bana ne gibi mantık ortaya koymalarıdır. Artı IŞID katliamlarına, en azından buğz etmemeleri, itikadı olarak mürtetlik, münafıklık kuyularına sürükler. Hele hele Yazid ve Yavuz Selim mantığıyla, Şii'leri (Hz. Ali taraftarlarını) yok ederek, kendilerince oluşturdukları ve adına "İslam" dedikleri inancın peşinden koşanları destekleyenler, bu kuyulardan hiç çıkamaz?"Kim bir mümini kasden öldürürse, onun cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." (Nisa, 4/ 93)"Kim bir cinayet işler veya câniyi himâye ederse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti üzerine olsun!" (Ebû Dâvud, Diyât 11; Nesâî, Kasâme 8)."Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslümanın öldürülmesine yardım ederse; kıyâmet gününde Yüce Allah'ın huzurunda, alnına "Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur" diye yazılmış olarak getirilir" (İbn Mâce, Diyât 1)