logo
11 KASIM 2025


Unutulmuş salgın: Osmanlı’da Frengi

Osmanlı'da Frengi salgını, nasıl bir halk sağlığı sorunundan öte, asker kaynağını tehdit eden bir beka meselesine ve toplumun en derin utancına dönüştü? Günümüz cinsel sağlık damgalamasıyla tarihsel paralellikler kuran bu mücadele, modern sağlık iletişimine hangi kritik dersleri veriyor?

11.11.2025 17:36:00
Eyüp Kabil
Unutulmuş salgın: Osmanlı’da Frengi
Unutulmuş salgın: Osmanlı’da Frengi
Frengi (Sifiliz), 15. yüzyıldan itibaren Avrupa ve sonrasında Osmanlı topraklarında büyük bir salgın haline gelerek toplumsal, tıbbi ve idari açıdan ciddi etkiler yaratmıştır. Özellikle 19. yüzyılda, hastalıkla mücadele hem bir halk sağlığı sorunu hem de bir "toplumsal düzen" meselesi olarak Osmanlı Devleti'nin gündemine oturmuştur.

OSMANLI'DA FRENGİNİN ETKİLERİ VE TIBBİ YAKLAŞIMLAR

1. Frenginin Yayılması ve Etkisi


Frengi, Osmanlı topraklarına "Avrupa Hastalığı" veya "Frenk Uyuzu" gibi isimlerle anılarak Batı'dan girmiş ve özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında artan askerî hareketlilik ve göçlerle bir salgına dönüşmüştür. Başlangıçta İstanbul gibi büyük şehirlerde fuhuş yoluyla yayılırken, zamanla Anadolu'nun Kastamonu, Bursa, Konya gibi vilayetlerinin en ücra köşelerine kadar ulaşmış, yer yer endemik bir karakter kazanmıştır.

Hastalık, özellikle asker alımlarında genç nüfusta yaygın görülmesi nedeniyle, devletin asker kaynağını ve dolayısıyla beka kaygısını doğrudan etkileyen bir mesele haline gelmiştir. Frengi, nüfus kaybına ve kronik sağlık buhranına yol açmıştır. Ayrıca, hastalık sadece cinsel yolla değil, ortak kullanım eşyaları, giysiler, hatta emzirme gibi yollarla da bulaşarak "masum frengi" olarak adlandırılan bir formu ortaya çıkarmıştır. Bu durum, hastalığın ahlaki bir meseleden öte bir halk sağlığı sorununa dönüştüğünü gösterse de, toplumsal algıyı daha da karmaşık hale getirmiştir.

2. Dönemin Tıbbi ve İdari Mücadelesi

Osmanlı yönetimi, 19. yüzyılın son çeyreğinde Avrupa'daki gelişmeleri yakından takip ederek salgınla sistemli bir mücadele başlatmıştır (resmi mücadele 1879'da başlamıştır). Bu mücadele kapsamında, frengiyle mücadele için nizamnameler ve talimatnameler çıkarılarak, hastaların zorla muayene ve tedaviye sevki ile bilerek bulaştıranların cezalandırılması gibi sert önlemler alınmıştır (Örn: 1914 ve 1921 tarihli düzenlemeler).

Frengi hastalarının tedavisi için bazı vilayetlerde özel frengi hastaneleri kurulmuş veya mevcut hastanelerde ayrı bölümler tahsis edilmiştir. Özellikle Anadolu'nun ücra bölgelerindeki yayılımı kontrol altına almak amacıyla Seyyar Sıhhiye Heyetleri ve Seyyar Tabipler görevlendirilmiştir. Bu hekimler, halkın ayağına giderek ücretsiz muayene ve tedavi sağlamışlardır. Dönemin Avrupa'da kullanılan cıva bazlı ilaç ve tedavi yöntemleri getirilerek uygulanmaya çalışılmıştır. Ancak ekonomik zorluklar, hekim sayısındaki yetersizlik ve halkın tedaviye direnci gibi faktörler mücadeleyi zorlaştırmıştır.

FRENGİNİN KÜLTÜREL ALGISI VE TOPLUMSAL DAMGALANMA

Frengi, bir yandan tıbbi bir sorun olarak görülürken, diğer yandan cinsellik, ahlak ve günah ile ilişkilendirilerek güçlü bir toplumsal damgalanmaya neden olmuştur. Hastalık, genellikle "namus" ve "iffet" gibi kavramlarla ilişkilendirildiği için, frengili bireyler (özellikle cinsel yolla bulaşan türde) durumlarını gizlemeye ve utanç duygusuyla sağlık hizmetlerinden kaçınmaya eğilimli olmuşlardır. Hastalığın kaynağı sıklıkla fuhuş ve "gayri meşru" cinsel ilişkiler olarak görüldüğünden, damgalanma özellikle kadınlar ve toplumun "dışlanmış" kesimleri üzerinde daha ağır hissedilmiştir.

GÜNÜMÜZ SAĞLIK İLETİŞİMİ

Osmanlı'daki bu "unutulmuş salgın," modern çağdaki cinsel yolla bulaşan hastalıklarla (CYBH) mücadelenin karşılaştığı zorluklarla şaşırtıcı benzerlikler taşımaktadır. Tıpkı Osmanlı'da Frenginin "ahlaki kusur" olarak görülmesi gibi, günümüzde de HIV/AIDS gibi CYBH'ler hala "sapkın cinsel kimlik" veya "sorumsuzluk" gibi kavramlarla ilişkilendirilerek güçlü bir toplumsal damgalamaya neden olmaktadır. Her iki dönemde de bu damgalama, hastaların utanç nedeniyle teşhisten kaçınmasına ve tedaviyi gizlemesine yol açarak salgınla mücadeleyi sekteye uğratmıştır.

Bu tarihsel deneyim, modern sağlık iletişimine şu önemli dersi vermektedir: toplumsal damgalama, bilimsel bir salgınla mücadeledeki en büyük engeldir.

Açık ve Kapsayıcı İletişim: Günümüzde CYBH ile mücadelede, Osmanlı'daki gibi otoriter ve zorlayıcı yöntemler yerine, gizliliği ve güveni esas alan, yargılamayan bir iletişim dili hayati önem taşır. Bireyleri suçlamaktan kaçınarak, hastalığı sadece tıbbi bir durum olarak ele almak, erken teşhis ve tedaviye yönelimi artırır.

Eğitim ve Farkındalık: CYBH'nin sadece "ahlaki" değil, biyolojik ve toplumsal bir mesele olduğunun altını çizen, şeffaf ve kapsamlı cinsel sağlık eğitimleri, damgalanmayı kırmanın ve toplumsal farkındalığı artırmanın anahtarıdır.

Sonuç olarak, Frengi'nin Osmanlı'da yarattığı toplumsal kaygı ve devletin zorlu mücadelesi, cinsel yolla bulaşan hastalıkların tarih boyunca tıbbi ve ahlaki ikilemlerin kesişim noktasında yer aldığını göstermektedir. Bu tarihsel miras, modern çağda sağlık iletişiminin empatik, kapsayıcı ve bilimsel temelli olması gerektiği gerçeğini bir kez daha vurgulamaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Acil durum sinyali göndermedi
Düşen askeri uçakla ilgili ilk somut açıklama
Türkiye'ye ait kargo uçağı düştü
'Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin'
Özgür Özel, CHP grup toplantısında konuştu
'30 ayda 4 bin 836 kişi iş kazalarında öldü'
İBB iddianamesi tamamlandı
İmamoğlu'na 2 bin 352 yıl isteniyor
Mısır Dışişleri Bakanı, Türkiye'yi ziyaret edecek
İkili ilişkiler ve bölgesel sorunlar ele alınacak
Erzincan İliç maden kazasının 4. duruşması başladı
Sanıklar için 2 yıldan 15 yıla kadar hapis isteniyor
Deprem ve yargıda geldiğimiz nokta: 6 yıl sonra mütalaa açıklandı
Kartal'da çöken Yeşilyurt Apartmanı'nda 21 kişi hayatını kaybetmişti
Kastamonu'da annesiyle kaybolan çocuktan kötü haber
Cansız bedenine ulaşıldı
Bahçeli grup toplantısında konuştu
'Valiliği ve Müftülüğü tebrik ediyorum'
Ahmed Şara, Amerikan Fox News kanalına konuştu
"(El Kaide) Geçmişte kalan bir konu"
İsrail, İran'a saldırmak için bahane arıyor
'Trump dönemi bitmeden rejimi devirme' vurgusu
ABD'de SDG'nin entegrasyonu konuşuldu
SDG mi Şam'a entegre olacak, yoksa Şam mı SDG'ye?
Satarsın vergi, kiraya verirsin vergi, kiralarsın vergi...
Devlet konutu vergi dairesi olarak görüyor
İşte ABD'nin Şara'dan beklentileri
Trump, Şara'yı öve öve bitiremedi
Yapıcı geçmiş!
Trump-Şara görüşmesinden ilk ayrıntılar
Acil durum sinyali göndermedi
Düşen askeri uçakla ilgili ilk somut açıklama
Türkiye'ye ait kargo uçağı düştü
'Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin'
Özgür Özel, CHP grup toplantısında konuştu
'30 ayda 4 bin 836 kişi iş kazalarında öldü'
İBB iddianamesi tamamlandı
İmamoğlu'na 2 bin 352 yıl isteniyor
Mısır Dışişleri Bakanı, Türkiye'yi ziyaret edecek
İkili ilişkiler ve bölgesel sorunlar ele alınacak
Erzincan İliç maden kazasının 4. duruşması başladı
Sanıklar için 2 yıldan 15 yıla kadar hapis isteniyor
Deprem ve yargıda geldiğimiz nokta: 6 yıl sonra mütalaa açıklandı
Kartal'da çöken Yeşilyurt Apartmanı'nda 21 kişi hayatını kaybetmişti
Kastamonu'da annesiyle kaybolan çocuktan kötü haber
Cansız bedenine ulaşıldı
Bahçeli grup toplantısında konuştu
'Valiliği ve Müftülüğü tebrik ediyorum'
Ahmed Şara, Amerikan Fox News kanalına konuştu
"(El Kaide) Geçmişte kalan bir konu"
İsrail, İran'a saldırmak için bahane arıyor
'Trump dönemi bitmeden rejimi devirme' vurgusu
ABD'de SDG'nin entegrasyonu konuşuldu
SDG mi Şam'a entegre olacak, yoksa Şam mı SDG'ye?
Satarsın vergi, kiraya verirsin vergi, kiralarsın vergi...
Devlet konutu vergi dairesi olarak görüyor
İşte ABD'nin Şara'dan beklentileri
Trump, Şara'yı öve öve bitiremedi
Yapıcı geçmiş!
Trump-Şara görüşmesinden ilk ayrıntılar
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.