Bu yazımda Kahramanmaraş'ı yazacaktım. Cumartesi akşamı yine bir bağ evinde Maraşımız'ın seçkin işadamı ve sanayıcıler ile yapılan ve çok da yararlı geçen toplantıyı yazacaktım. Bu konuda daha sonra yazmak üzere yine Şanlıurfa'da şahit olduğum ve bizzat birinci ağızdan dinlediğim, size de çok ilginç geleceğini tahmin ettiğim hatıraları yazayım.
2000 yılının Nisan ayı ortalarında Urfa'da yapılan "Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü" sempozyumu sonrasında Urfa'da çok tuhaf adamlar dolaşmaya başladı diyor bir Urfalı.
Kıyafetleri farklı, bakışları farklı, hal ve hareketleri farklı.
Yani bizden biri değil.
Bize, Urfa'ya yabancı kişiler yani.
Arkadaşın tarifine uygun tipleri ben de gördüm Urfa'da. Önlerinde Spor Toto yazılı tişortla tolaşan gruplardan tutun da küpeleri, sakal tipleri, sırt çantaları ile her hali bir tuhaf tipler yığınla Urfa'da.
Para temini gayesiyle cami minarelerine, kansere sebep olduğu bilimsel olarak ispatlanmış baz istasyonları takmakla meşgul Diyanet, baldırı çıplak tabirine rahmet okutacak kıyafette bazı hatunların cami ve benzeri Müslümanlar'ca kutsal mekanlara elini kolunu sallayarak girmelerini gözmezlikten gelmesi çok manidardır.
Bir başka Urfalı arkadaşın anlattıkları ise daha önemliydi.
Şöyle diyordu;
Halilurrahman'ın önünde kameralarla çekim yapan üç kişi gördüm.
Başlarında namaz takkesi, sakalları düzgün ve ellerinde 99'luk tesbih.
Biri çekim yapıyordu. Sonra da yanındakine bir şeyler söylüyor, o da elindeki dosyaya notlar alıyor.
Yanlarına yaklaştım.
Görüntüleri bir cami imamına benzeyen bu adamlara yaklaşıp selam verdim, karşılık vermediler.
Duymamış olabilirler diye selamımı tekrarladım.
Yine karşılık vermeyince az uzakta duran bir servis arabası dikkatimi çekti.
Onun da içinde yabancı adamlar vardı.
Yanına gidip şoföre bu işin ne olduğunu sordum.
Bana; o çekim yapan arkadaşların İtalya'dan geldiklerini, burada bir kısım çekimler yaptıktan sonra tekrar geri döneceklerini söyledi.
Bana çok garip geldi hocam diyerek sözünü tamamladı arkadaş.
Bana pek garip gelmedi bu anlattığı arkadaşın.
İşin nereye doğru seyrettiğini biz defalarca yazdık, söyledik.
Yeni Mesaj Gazetesi'nde bu konuda Ali Riza Bayzan'ın bir yazı dizisi da yayınlandı.
Ülkenin bölünmek üzere olduğu, "Dinlerarası Diyalog" adı altında yapılan çalışmaların Hıristiyan kültürünü yaymak adı altında bu ülkeyi kendilerince aslı sahibine vermek gayretleri olduğunu defalarca yazdık.
Halkımızın büyük çoğunluğu bu duyarlılığımızdan dolayı bizi tebrik ederken, sevgi ve muhabbetlerini haham, papaz ve kardinallerere teksif etmiş bazı kardeşler bu yazılarımızdan rahatsız oldular ve bize hakaret etmeye kalkıştılar.
Çok tuhaf.
Sadece bu kadar değil Urfa'da dönen dolaplar.
Kültür Bakanlığı adı Haleplibahçe olan, üç futbol sahası büyüklüğündeki bir alanı, kilise, havra ve sinagog yapılması için istimlak etmek ister. "Şanlı" Urfalıların karşı çıkması üzerine bu istekten şimdilik vazgeçilmiş.
Belediye meclisinde bu sinsi isteğe karşı çıkanlarla beraber olan bazı kişiler daha sonra karşı çıkanlara karşı çıkmaya başlamış ne hikmetse.
Bu konudaki "hikmetli" gelişmelerle ilgili belgeler bizde saklıdır.
Bir başkası:
Üç yıl çevresi kapalı duran bir binanın etrafındaki tahtadan duvar kalkınca bir anda kilise olarak ortaya çıkması ve Sayın Kültür Bakanı tarafından açılışının yapılması da çok konuşulan şeylerden Urfa'da.
Bu kadarla kalsa iyi. Urfa'nın en güzel camilerinden birinin aslı kilise idi iddiasıyla tekrar kiliseye çevrilme girişimleri "Şanlı" Urfalıların tepkisiyle hayata geçirilemedi.
Güneydoğu üzerinde bu kadar ince hesapları olanlar diğer bölgeleri de kaşımaya devam ediyorlar.
Yetkililer de uyumaya.
Basından:
ATO Başkanı Aygün: İthal kafayla olmaz.
(medya)
Doğru lakin yerli kafa, ithal beyinle de olmaz.
2000 yılının Nisan ayı ortalarında Urfa'da yapılan "Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü" sempozyumu sonrasında Urfa'da çok tuhaf adamlar dolaşmaya başladı diyor bir Urfalı.
Kıyafetleri farklı, bakışları farklı, hal ve hareketleri farklı.
Yani bizden biri değil.
Bize, Urfa'ya yabancı kişiler yani.
Arkadaşın tarifine uygun tipleri ben de gördüm Urfa'da. Önlerinde Spor Toto yazılı tişortla tolaşan gruplardan tutun da küpeleri, sakal tipleri, sırt çantaları ile her hali bir tuhaf tipler yığınla Urfa'da.
Para temini gayesiyle cami minarelerine, kansere sebep olduğu bilimsel olarak ispatlanmış baz istasyonları takmakla meşgul Diyanet, baldırı çıplak tabirine rahmet okutacak kıyafette bazı hatunların cami ve benzeri Müslümanlar'ca kutsal mekanlara elini kolunu sallayarak girmelerini gözmezlikten gelmesi çok manidardır.
Bir başka Urfalı arkadaşın anlattıkları ise daha önemliydi.
Şöyle diyordu;
Halilurrahman'ın önünde kameralarla çekim yapan üç kişi gördüm.
Başlarında namaz takkesi, sakalları düzgün ve ellerinde 99'luk tesbih.
Biri çekim yapıyordu. Sonra da yanındakine bir şeyler söylüyor, o da elindeki dosyaya notlar alıyor.
Yanlarına yaklaştım.
Görüntüleri bir cami imamına benzeyen bu adamlara yaklaşıp selam verdim, karşılık vermediler.
Duymamış olabilirler diye selamımı tekrarladım.
Yine karşılık vermeyince az uzakta duran bir servis arabası dikkatimi çekti.
Onun da içinde yabancı adamlar vardı.
Yanına gidip şoföre bu işin ne olduğunu sordum.
Bana; o çekim yapan arkadaşların İtalya'dan geldiklerini, burada bir kısım çekimler yaptıktan sonra tekrar geri döneceklerini söyledi.
Bana çok garip geldi hocam diyerek sözünü tamamladı arkadaş.
Bana pek garip gelmedi bu anlattığı arkadaşın.
İşin nereye doğru seyrettiğini biz defalarca yazdık, söyledik.
Yeni Mesaj Gazetesi'nde bu konuda Ali Riza Bayzan'ın bir yazı dizisi da yayınlandı.
Ülkenin bölünmek üzere olduğu, "Dinlerarası Diyalog" adı altında yapılan çalışmaların Hıristiyan kültürünü yaymak adı altında bu ülkeyi kendilerince aslı sahibine vermek gayretleri olduğunu defalarca yazdık.
Halkımızın büyük çoğunluğu bu duyarlılığımızdan dolayı bizi tebrik ederken, sevgi ve muhabbetlerini haham, papaz ve kardinallerere teksif etmiş bazı kardeşler bu yazılarımızdan rahatsız oldular ve bize hakaret etmeye kalkıştılar.
Çok tuhaf.
Sadece bu kadar değil Urfa'da dönen dolaplar.
Kültür Bakanlığı adı Haleplibahçe olan, üç futbol sahası büyüklüğündeki bir alanı, kilise, havra ve sinagog yapılması için istimlak etmek ister. "Şanlı" Urfalıların karşı çıkması üzerine bu istekten şimdilik vazgeçilmiş.
Belediye meclisinde bu sinsi isteğe karşı çıkanlarla beraber olan bazı kişiler daha sonra karşı çıkanlara karşı çıkmaya başlamış ne hikmetse.
Bu konudaki "hikmetli" gelişmelerle ilgili belgeler bizde saklıdır.
Bir başkası:
Üç yıl çevresi kapalı duran bir binanın etrafındaki tahtadan duvar kalkınca bir anda kilise olarak ortaya çıkması ve Sayın Kültür Bakanı tarafından açılışının yapılması da çok konuşulan şeylerden Urfa'da.
Bu kadarla kalsa iyi. Urfa'nın en güzel camilerinden birinin aslı kilise idi iddiasıyla tekrar kiliseye çevrilme girişimleri "Şanlı" Urfalıların tepkisiyle hayata geçirilemedi.
Güneydoğu üzerinde bu kadar ince hesapları olanlar diğer bölgeleri de kaşımaya devam ediyorlar.
Yetkililer de uyumaya.
Basından:
ATO Başkanı Aygün: İthal kafayla olmaz.
(medya)
Doğru lakin yerli kafa, ithal beyinle de olmaz.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024