Düşünüyorum da;Başımıza tayin edilen bir takım sahte kahramanlar, hep dışarının tercihi.Onlar yetiştiriyor, gönderiyor biz seçiyoruz. Hassas olduğumuz şeylerle onları itham ediyorlar, biz de öyle olduğunu sanıyoruz ve bizden sanıp seçiyoruz.Düşünün, sayın Başbakan daha önce dindarlıktan suçlanarak kahraman olmuştu.Çok dindar biriydi, bu yüzden suçlanmıştı, mahkum olmuştu ve mağdurun yanında olmayı ilke edinmiş insanımız sahip çıkmış ve başbakan oluvermişti.Geçmişi hatırlayın.Sayın Başbakan, ki, o zamanlar henüz Başbakan değil, hiç de yeri değilken Siirt'te, hiç de yeri gereği yokken bir kubbeli şiir okumuştu. Arar not. Ziya Gökalp tarafından bir şiirde kullanılan bu dizlerin orijinali Selçuklu Han'ı Alpaslan'a aitmiş.Minareler süngü, Camiler kışla, Kubbeler miğfer, Müminler asker.Müthiş bir ideoloji.Minareleri süngü, camileri kışla, kubbeleri miğfer ve Müslüman Türk milletini asker ilan eden bir insandan daha dindar(!) nerede bulunabilirdi?Dört yıllık iktidarında %5 azaltarak Müslümanların sayısını % 95'e indirmiş olsa da ne gam.İktidar olunca da, ülkeyi kilise evlerle dolduracak kanuni düzenlemeyi yaparak, Ermeniler için sembol olan bir kiliseyi dört trilyona restore ettirerek -ki, restore süresince gizliden çalışmaları yerinde incelediğine medya vakıf olmuş- ve en son icraat Piyalepaşa Kur'an Kursu'nu yıktırarak bu şiirden ne anladığını bize de anlatmış oldu.Olsun, ne gam.3 Kasımı vatandaşın dindarlığı sayesinde kurtardı Başbakan.O her fırsatta ben değiştim dedi, vatandaş inanmadı yada inanamadı.Böylesi bir şiiri okuyan nasıl olur da değişirdi?Şimdi de ikinci bir kahramanlık Türküsü devreye girdi; "askere haddini bildiren adam"."Asker düşmanlığı" şeklinde özetlenen bu kahramanlık bakalım ülkeyi nereye taşıyacak.AKP'ye/Başbakana izafe edilen "dindarlık" yönü şunlara maloldu.AB'ye girme masalı uğruna, ülkede binlerce kilise açıldı. Sadece Fatih ilçesinde 125 kilisenin açıldığını bir AKP'li övünerek bizzat bana anlattı. Sonunda da ekledi Piyalepaşa Kur'an kursu ruhsatsızdı, onun için yıktırıldı. Oysa Fatih'te açılan kiliselerin ruhsatı var. Başbakan'ın oturduğu ev ruhsatsız, o niye yıkılmıyor dedim, cevap vermedi.Yine "dindar" AKP/Başbakan, sayıları on binlerle ifade edilen Müslüman Türk gençlerinin misyonerler tarafından Hıristiyanlaştırılmasına yaradı. İnşası bitirilip açılanlarıyla, temelleri atılıp kısa sürede faal hale getirilenleriyle hizmete(!) sunulan "dinler bahçesi" adlı yerler.Yaptıkları açıklamalarla milli bütünlüğümüzü alenen hedef seçen kimi azınlık vakıflarına tanınan kanuni imtiyazlar.Kısaca dört yıllık AKP iktidarının bu milletin dini ve milli bütünlüğüne yaptığı tahribatı şu ana kadar başka kimse yapmamıştır.Aynı oyuncular devre yaptı ve bu sefer bir başka tehlikeli mantıkla AKP tekrar milletin gündemine mağdur ve mazlum olarak oturtulmaya başlandı.O tehlikeli mantığı "asker düşmanlığı" bir başka ifadeyle "askere haddini bildirmek" olarak şekillendirdi o malum oyuncular.Bir millet nasıl bu hale getirilir anlamak mümkün değildir.Bazı yanlışları da olsa bu asker bu milletin askeri değil mi?"Dindarlık" senaryosu sonrası ülke misyoner doldu dedik."Askere haddini bildirmek" sonrası bu kez de ülke ABD askerlerine mi emanet edilecek? İnşallah demek istediğimin anlaşılması zor olmaz.İşte ben bundan korkuyorum."Dindar" idiler, ya da dindar diye itham edilip kahraman yapıldılar ülke nüfusunun %5'i Hıristiyan oldu."Dini milliyetçilik(!) yapmayanlar" dört yıl hep gayr-i Müslimlere hizmet etti.Alın inceleyin çıkan kanunları, yapılan kanuni düzenlemeleri.Şimdi de "askere haddini bildirenler" ülkeyi haçlı işgaline hazır hale mi getirecekler?Ne garip bir hal.Halkın yüzde sekseni ABD'ye düşman, ama ABD ne istiyorsa o oluyor ülkede.Hani düşmanın dostu düşmandı.Avrupa Millî Görüş teşkilatının çıkardığı takvimde kelime-i şehadetin ikinci kısmı yok.Takvimde sadece; "eşhedü en la ilahe illellah" yazılı.Gözlerimle gördüm.Bunu hayırla yad edenler; "Kutlu Doğum Haftası" etkinliğini niye 23 Nisan'a denk getirdiniz diyenleri "dinsizlikle" itham ediyor. İyi de diğer tarihlerde yapılan kutlamalara bir şey söyleyen yok ki?Son olarak; her fırsatta Hz. Muhammed'e (as) en ağır hakareti edenleri dost edinenlere niye bir şey denmez bu ülkede?
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024