Yalnızlık beyni vuruyor!
Uzun süreli yalnızlığın hem ruhsal hem fiziksel sorunlara neden olabileceğini belirten uzmanlar, bu durumun özellikle beyin üzerinde birçok olumsuz etkisi olduğunu söylüyor..
19.07.2025 03:44:00
ÖNDER YILMAZ
ÖNDER YILMAZ





Yalnızlığın vücutta stres tepkisini sürekli hale getirerek kortizol seviyelerini artırdığını aktaran Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, "Kortizol, kronik stres hormonudur. Uzun süreli yalnızlıkta yüksek kalabilir" dedi. Uzun süreli yalnızlığın stres tepkisini tetikleyerek hipotalamo-hipofiz-adrenal (HPA) aksını sürekli aktif tuttuğunu dile getiren Prof. Dr. Barış Metin, "Bu durum, kortizol seviyelerinin artmasına ve zamanla nöroinflamasyon, hipokampal hasar ve bağlantı kopmaları gibi değişimlere yol açabilir. Kronik yalnızlık depresyon, anksiyete, Alzheimer hastalığı ve kalp hastalıkları gibi pek çok sorunun riskini artırır" dedi. Nörolojik açıdan da yalnızlığı tanımlayan Metin, "Nörobilimsel olarak yalnızlık, beklenen sosyal bağlılık düzeyi ile mevcut sosyal durum arasındaki farkın algılanmasıdır. Bu fark, beynin özellikle sosyal ödül ve sosyal tehdit işleme ağlarını aktive eder" açıklamasını yaptı.
Yalnızlık beyin kimyasını da olumsuz etkiliyor!
Yalnızlığın beyinde özellikle etkilediği bazı bölgeler olduğunu aktaran Prof. Dr. Barış Metin, "Prefrontal korteks (özellikle medial PFC), sosyal değerlendirme ve öz-farkındalıkla ilgili bölgedir. Yalnız kişilerde bu bölgede hiperaktivite gözlenebilir. Amigdala, sosyal tehdit ve korku algısıyla ilişkilidir. Yalnız bireylerde amigdala daha uyarılmış olabilir. Hipokampus, bellek ve stres regülasyonunda görev alır. Uzun süreli yalnızlık bu bölgede hacim kaybına yol açabilir. Arka singulat korteks ve temporoparietal bağlantı bölgeleri de sosyal algı ve zihinsel durumları anlama ile ilişkilidir" dedi.
Sosyal uyarı olmazsa beyin işlevleri zayıflıyor!
Dijital iletişimin, kısmen gerçek sosyal temasın yerini tutabileceğini ifade eden Prof. Dr. Barış Metin, "Ancak iletişimin tam karşılığı değildir. Beyin, yüz yüze etkileşimlerde, mimik, tonlama, dokunma, koku gibi çoklu duyusal ipuçlarını işler. Bu durum oksitosin ve empati ağlarını daha fazla aktive eder. Mesajlaşma veya görüntülü konuşma gibi dijital iletişimde, sosyal bağ hissi sınırlıdır. Empatik beyin devreleri daha az uyarılır. Öncelikle yalnızlıkla yaşamamak gerekir. Yaşam tarzımızı ve alışkanlıklarımızı değiştirerek daha sosyal bireyler haline gelmeliyiz. Beynimiz sosyal uyarıya muhtaçtır ve sosyal uyarı olmadan işlevleri zayıflayacaktır" dedi.
Günümüz dünyasının ana sorunu
Almanya Federal İstatistik Ofisine göre, Almanya'da her 5 kişiden biri tek başına yaşıyor. Ülkede 17 milyon kişi hayatını yalnız sürdürüyor. Bu rakam ülke nüfusunun yüzde 20.6'sına denk geliyor. TÜİK verilerine göre ise Türkiye'de tek kişilik (yalnız) hane halkı sayısı 2024'te 5.3 milyonu geçerken, yalnız yaşayanların başı çektiği il 943 bin 363 kişiyle İstanbul oldu.
Gençken daha çok hissediliyor
ABD'de California Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi, farklı yaş gruplarında yalnızlığa yol açan psikolojik ve çevresel faktörleri inceledi. Çalışmaya yaşları 20 ila 69 olan 2 bin 843 kişi katıldı. Araştırmada, yalnızlık seviyesinin, 20'li yaşlarda zirve yaptığı, 60'larda en düşük çıktığı, 40'lı yaşların ortasında yine yükselişe geçtiği gözlendi. Uzmanlar, düşük empati ve şefkat seviyesi, dar sosyal iletişim ağları, eş sahibi olmama ve uyku bozukluklarının, tüm yaş gruplarında yalnızlığın göstergeleri olduğuna işaret etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.