Ya da Cumhurbaşkanı dokunulmaz mıdır?
Cumhurbaşkanı dokunulmaz değildir. Genelde demokratik rejimlerde cumhurbaşkanı dahil hiçbir yönetici sorumsuz olamaz. Ülkede gerçek bir demokrasi varsa, hukuk düzeni bağımsız ve tarafsızsa ve de iyi işliyorsa; hiç kimsenin "kanun benim", "devlet benim" demesi, başka bir deyişle, kişiselleşmiş iktidar hoş görülmez, kabul görmez. Tıpkı, askeri olsun, sivil olsun hiçbir darbenin hoş görülmediği gibi. Akıllarda kalan iki örnek bunun kanıtıdır; ABD Başkanlarından Richard Nixon 1972'de yapılan başkanlık seçiminde rakip partinin Watergate adlı binada bulunan genel merkezini dinlediği için yargılanmıştı. Clinton vakasında da, Başkan Bill Clinton 1998'de Beyaz Saray'daki stajyer sekreterlerden Monica Lewinsky ile girdiği gönül ilişkisinden dolayı ve de bunu inkâr etmesi nedeniyle topluma yalan söylemek ve toplumu yanıltmakla suçlanarak Senato'da yargılanmıştı.
Gelelim bize; Tayyip Erdoğan'ın dayattığı başkanlık sistemi ABD'deki gibi olacaksa, verdiğimiz örnekler orada devlet başkanlarına dokunulup, yargılanabileceğini göstermektedir ki Erdoğan'ın işine hiç gelmez. Hitler örneğini vermesinin nedeni bu olsa gerek? Ancak serde Osmanlıcılık da var, hani "yeni Osmanlıcılık" ya bunlarınki. Osmanlıya da bakalım; Kanuni Sultan Süleyman'ın Kanunnamesi'nde şöyle bir hüküm var: "Devlet idaresi ulemâ ile vükelâya tevdi edilmiştir. Padişahın doğru yoldan sapması halinde, ulemâ ve vükelâ ordu reislerini keyfiyetten haberdar ederek padişahı tahttan indirip yerine hanedan erkânından diğerini seçecektir." Demek ki padişaha da dokunuluyormuş.
Şimdi anlaşılıyor Türk usulü başkanlık tasarısının kıymet-i harbiyesi.
Başkanlık Kaf dağının ötesinde midir, bilinmese de bildiğimiz şu ki, tecrübeyle sabittir; ileri demokrasi, sandık mandık jargonuyla evet/hayır şeklinde tek soruyla milli(!) iradeyi tezgâha çekebilirler.
Seçmen kitlesinin yurttaşlık ve demokrasi konusunda yeterli donanıma sahip olmadığı bir toplumda sandıktan başkan da çıkabilir, vasatı aşmayan liderler de.
Yasama dokunulmazlığı yeniden gündeme oturdu. Cumhurbaşkanı yargıya işaret vererek HDP üst yöneticileri için soruşturma başlattıktan sonra sıra yasamaya geldi. Meclis'e de yol gösteren Erdoğan, HDP eş başkanları ve bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istedi. Buna yetkisi var mı? Yargıya var mıydı ki, yasamaya olsun!
Yasama dokunulmazlığı şudur: TBMM üyeleri Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden sorumlu tutulamazlar yani dokunulmazlıkları vardır (Anayasa, madde: 83).
Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına yine yasama organı olan TBMM karar verir. Bu konuda Meclis'teki siyasi parti gruplarınca karar alınamaz, görüşme yapılamaz. Meclis içindeki unsurlar bile kendi yetki alanlarında olmasına rağmen müdahale edemezken (aynı Anayasa hükmü), Tayyip Erdoğan, hiç yetkisi yokken, dokunulmazlık konusunda talimat vermekle anayasa suçu işlemiştir. E?başkanlık böyle olur işte! Ne yargı ne yasama ve ne de hukuk devleti söz konusudur. Fiilen sistemi değiştirdiğini cümle âleme ilân etmenin sonuçları bu olur elbette.
Mevcut anayasa bile yok sayılıyorsa, yeni anayasaya gerek var mı?
Hiç olmazsa siyasi muvazaayı bırakın da yiğitlik(!) sizde kalsın.