Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Üre, ilkokul döneminden itibaren çocuklara günlük tutma alışkanlığı kazandırılmasının faydalı olacağını söyledi. Çocukların günlük tutmasının onların gelişimini olumlu yönde etkileyeceğini ifade eden Üre, günlük tutma alışkanlığının genellikle "kimliğin oluşması" döneminde kazanıldığını anlattı. Günlük tutularak, bir anlamda yaşananların "delillendirildiğini"vurgulayan Üre, şunları kaydetti: "Çocuklar o yaşlarda çevresindekilerle duygularını genellikle çok fazla paylaşmazlar. Daha çok ego-santrik (ben merkezci) olurlar. Tuttukları günlüklerle, duygularını sadece kendilerine anlatılırlar. Hayaller kurarlar, sanki karşılarında biri varmış gibi, ben merkezli dünyalarında konuşarak yazarlar. Böylece kendilerini ifade edebilme yetenekleri fark etmeden gelişir. Dili kullanma yetenekleri güçlenir." Hayal dünyası geniş, duygularını ve kendini kolayca ifade edebilençocukların yazma yeteneklerinin de gelişeceğini belirten Üre, "Günlük tutan çocukların ilerde kitap yazmaları daha kolaydır. Çünkü, günlük tutma alışkanlığı zamanla güzel yazı yazmayı da sağlayacaktır. Günlük tutan bazı çocuklar üzerine düşüldüğünde ünlü bir yazar bile olabilir" dedi. Batı ülkelerinde günlük tutmanın, eğitimin bir parçası olarak görüldüğünü anlatan Üre, okullarda verilecek eğitim ile çocukların buna özendirilmesi gerektiğini, hatta doğum günlerinde veya özel günlerde çocuklara günlük hediye edilmesinin çok yararlı olacağını bildirdi.
Günlüklerini kimseyle paylaşmazlar
Çocukların, günlüklerini kimseyle paylaşmak istemediğini belirten Üre, anne ve babalarının da bu konuda daha duyarlı davranmaları gerektiğini anlattı. Çocuğun, günlüğünün okunduğunu anlamasıyla birlikte sinirlenebileceğini ve ailesine karşı güvensizlik duyabileceğini ifade eden Üre, şöyle devam etti: "Çocuk, günlüğünde, başkalarıyla paylaşmadığı şeyleri yazmıştır. Bunun başkaları tarafından da bilinmesi onu bir utanç duygusu içine sokabilir. Çocukların en güvendiği kişi anneleridir. Onun böyle bir şey yapması bir güvensizlik doğurur ve çocukta artık günlük tutma isteği kalmayabilir. Bu durumda çocuğun hem hayal dünyası sınırlı kalacak, hem de kendini ifade etmekte güçlük yaşayacaktır." Bu nedenle, anne ve babalar kesinlikle çocuklarının tuttuğu günlüğü gizlice okumaya çalışmaması gerektiğini vurgulayan Üre, okunuyorsa bile aileleri bunu çocuğa belli etmemeleri yolunda uyardı.
Günlüklerini kimseyle paylaşmazlar
Çocukların, günlüklerini kimseyle paylaşmak istemediğini belirten Üre, anne ve babalarının da bu konuda daha duyarlı davranmaları gerektiğini anlattı. Çocuğun, günlüğünün okunduğunu anlamasıyla birlikte sinirlenebileceğini ve ailesine karşı güvensizlik duyabileceğini ifade eden Üre, şöyle devam etti: "Çocuk, günlüğünde, başkalarıyla paylaşmadığı şeyleri yazmıştır. Bunun başkaları tarafından da bilinmesi onu bir utanç duygusu içine sokabilir. Çocukların en güvendiği kişi anneleridir. Onun böyle bir şey yapması bir güvensizlik doğurur ve çocukta artık günlük tutma isteği kalmayabilir. Bu durumda çocuğun hem hayal dünyası sınırlı kalacak, hem de kendini ifade etmekte güçlük yaşayacaktır." Bu nedenle, anne ve babalar kesinlikle çocuklarının tuttuğu günlüğü gizlice okumaya çalışmaması gerektiğini vurgulayan Üre, okunuyorsa bile aileleri bunu çocuğa belli etmemeleri yolunda uyardı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.