logo
04 EYLÜL 2025


Yazı Dizisi

17.11.2001 00:00:00
Endülüs'ten 11 Eylül'e Reconquista ve Küresel Engizisyonİslam, modern çağa intiharvari tepkilerin kaynağı imiş

Dün Müslümanlık, Yahudilik ve Hıristiyanlıktan sapma "şeytani bir hareket" olarak görülürken bugün de modern uygarlığa direnen "barbar bir hareket" olarak sunulmaktadır.

Ortaçağ'da Yuhanna Dimeşki de İslam'ı, Hıristiyan kaynaklı bir sapıklık ve Hazret-i İsa'ya karşı çıkacağı bildirilen Deccal olduğunu ileri sürer.

Çağımızda Hıristiyan ilahiyatçılar arasında İslam'ın haşa şeytanın dini ve Deccal'in günümüzdeki tehlikeli tezahürü olarak görme eğilimi devam etmektedir.

PAVLOV'UN KÖPEKLERİ

Rus fizyolog Pavlov, köpekler üzerine yaptığı deneylerle "Klasik koşullama"yı geliştirmiştir. Pavlov, et ile zili eşzamanlı olarak sunduğu için kobay olan köpek, birkaç denemeden sonra ete verdiği tepkiyi zile de vermeye başlamıştır.

Klasik koşullamada, refleks, korku ve heyecan gibi daha çok irade dışı tepkiler koşullanır. Bu nedenle, klasik koşullama sürecinden geçen denek insan da olsa, koşullanmanın mantıksızlığının farkında olsa da koşullu tepkilerini kontrol edemez.

Hep örnek verilir, Amerikalı bir profesör çocukluğunda evinin biraz ötesindeki demir yolunun kenarında yürürken trenin buharından haşlanmıştır. Söz konusu profesör yetişkinlik çağında bile yaşadığı evden ya da yakın çevresinden uzaklaşması gerektiğinde yine olağanüstü korku yaşamaktadır.1 Diğerlerinden farklı olarak korku ile ilgili konularda koşullanmanın gerçekleşmesi için olayın bir kez yaşanması yeterlidir.

AMERİKA'DAN PAVLOV STRATEJİSİ

11 Eylül süreci ile Amerika başta olmak üzere Batı'da politikacıların, medyanın ve akademisyenlerin İslam hakkındaki icraatı budur. Batılı politikacılar, medya ve akademisyenler birbirinden tümüyle bağımsız olan İslam ile terörizm arasında "korku (daha doğrusu) dehşet koşullaması" ile bir bağ kurmaktadırlar.

Amerika, elinde dünya kamuoyunu ikna edebileceği bir kanıt olmadığı halde 11 Eylül'ün sorumluluğunu geçmişinde CIA bağlantısı da olan Usame bin Ladin'i göstererek müslümanlar üzerine yıkmaktadır. Bu sayede terörizme yönelik nefretin İslam'a da yönelmesi sağlamaktadırlar.

ORTAÇA?'DAN BUGÜNE BATI'NIN ZİHNİNDEKİ ÇARPIK İSLAM İMAJI

Dün Müslümanlık, Yahudilik ve Hıristiyanlıktan sapma "şeytani bir hareket" olarak görülürken bugün de modern uygarlığa direnen "barbar bir hareket" olarak sunulmaktadır. Muhammed ismi bozularak meydana getirilen İngilizce'deki "Mahound" kelimesinde de anlaşılacağı gibi bizzat Hz Muhammed'e şeytan diyorlar.2 Çağımızda Hıristiyan ilahiyatçılar arasında İslam'ın haşa şeytanın dini ve Deccal'in günümüzdeki tehlikeli tezahürü olarak görme eğilimi devam etmektedir.3

Watt, İslam'ı, yeni bir din olarak değil de "Sapık bir Yahudi ve Hıristiyan mezhebi" olarak görmek ister. 4 H. Masse ve Lammens de bu görüşü savunur.5

K. Ahrens, R. Bell ve Tor Andrea da, Kur'an için Hıristiyan kaynaklar uydurur. Ortaçağ'da Yuhanna Dimeşki -Batı'da Jean Damascene alarak bilinir (ö. 749)- de İslam'ı, Hıristiyan kaynaklı bir sapıklık ve Hazret-i İsa'ya karşı çıkacağı bildirilen Deccal olduğunu ileri sürer. Dımişkî'nin bu hezeyanları Batı'daki daha sonraki görüşlerin kaynağı olmuştur.6 Kilise atalarının sonuncusu sayılan Dımeşkî'nin dedesinin Emevilerde maliye bakanlığı yapacak kadar kendisine imkan tanındığını da hatırlatalım.

BATI'DA ÇARPIK İSLAM İMAJI DERS KİTAPLARINDAN BESLENİYOR

Watt'ın da belirttiği gibi (7) bu çarpıtılmış imaj Batılıların kafasında henüz değişmemiştir. Fred R. Von Der Mehden'in "Amerikalıların İslam'ı Algılayışları"8 okuduğumuzda ise İslam ve Müslümanlar hakkındaki çarpık imajın değişmesini beklemek hayal olduğu sonucu çıkmaktadır. Yetişkin Batılıların zihnindeki çarpık imajı değiştirmek gerçekten çok zordu. Çünkü bu çarpık imaj, kültürün yanısıra Din dersi kitaplarından da beslenmektedir.9

İSLAM, MODERN ÇA?A İNTİHARVARİ TEPKİLERİN KAYNA?I İMİŞ

Bu nedenle Batı'da İslam, modern çağa fanatik hatta intiharvari bir tepkilerin kaynağı"10 olarak görür. Demek ki Ortaçağ'dan bu yana değişen pek birşey olmamış. Ortaçağ'da Hıristiyanlar, ellerine düşen Müslümanları zorla hıristiyanlaştırılmış olsalar bile tam olarak yola getirmek için Engizisyon vahşeti uygularken bugün de Batı'da Engizisyon yeniden hortlatılmaktadır. Engizisyon'un sunduğu iki temel seçenek vardı: Ya sürgün ya da ölüm.

DANİMARKALI BAKAN: MÜSLÜMANLARI SINIR DIŞI ETMELİYİZ

Bakın Danimarka'nın eski Bakanlarından Svend Bergstein ne diyor: "Artık Müslümanları aramıza almamalıyız. Gerekirse Müslümanları sınır dışı etmeliyiz." Bunun adı sürgündür. Ya ölüm, onu Filistinli, Afganlı çocuklara sormak gerek! Saddam hala dimdik ayakta dururken, nahak yere canlarına kasdedilen Iraklı çocuklar, Amerika'yı tehdit eden biz miydik Saddam mıydı diye sormuyor mudur?

Ezcümle 11 Eylül süreciyle Batı'daki zaten ta baştan beri var olan İslam ve Müslüman düşmanlığını alabildiğince körüklenmektedir. Bütün bir Batı medyası bu konuda Batılı politik çevrelerle tam bir ittifak halinde hareket etmektedir. (Batıcılar hakkında söz söylemeye gerek var mı? Efendiler dururken hizmetlilerin konuşması gerekir mi? )

Tüm sekülarizasyon sürecine rağmen Batılı politikacıların bilinçaltında hala Haçlı zihniyeti egemendir. 11 Eylül sonrasında Başkan Bush'un "Haçlı seferi" çağrısı aslında böyle bir bilinçaltının kendini ele vermesi idi.

Batılı akademisyenler ve entelektüeller de dillerinden düşürmedikleri en büyük yalanları objektiflik iddilarına rağmen yangının üstüne körükle gitmektedir. Modern bilimin Batı'da nasıl da bencil bir ideolojiye dönüştürülebileceğini görmek isteyenlere uluslararası politika üzerine yazılan sözde bilimsel çalışmaları salık veririz.

AMERİKAN TERÖRÜ

Bu yüzden Batı'da kimse Amerika'nın küresel ölçekte uyguladığı devlet terörünü görmemektedir. Noam Chomsky'nin belirttiği gibi bu durum terörün olgusal olarak değil de "propagandacı bir yaklaşımla" ele alınmasından kaynaklanmaktadır. Propagandacı yaklaşım, bir eylemin terör olup olmadığını belirlemek için eylemin kendisine değil de kimin tarafından icra edildiğine bakar.11

Aktüel çerçevede örneklersek, küresel devlerin (Amerikan ve Batı) çıkarlarını zedeleyen eylemler "terör" olarak tanımlanır. Buna karışılık Amerikan ve Batı'nın küresel cücelere yönelik eylemleri "misilleme" veya "kendini savunma" olarak yorumlanır.

Bu durum Amerikan kamuoyuna da açıkça görülmektedir.. Bunun için 11 Eylül sonrasında Başkan Bush'un "Haçlı seferi" çağrısını ve ardından Amerika'da camilerin kundaklanmasını, sırf müslüman diye kimi Amerikan yurttaşlarının uçaktan zorla indirilmesini hatırlamak gerek. Hiç kuşkusuz bu türden sayısız örnek sergilenmekte Amerika başta olmak üzere Batı'da.

Terör, elbette fiziki müdahalelerden ibaret değildir. 11 Eylül süreciyle birlikte Batı ülkelerinin kendi vatandaşı olan müslümanlara dahi terörist muamelesi yapmaya başlaması "sosyal-psikolojik bir terör" olarak tarihe geçeceği muhakkaktır.

Hadi bütün bunları toplumsal bir reaksiyon deyip geçelim ya Bush'un CIA için terör örgütlerinin yöntemlerini yasallaştırmasını neyle açıklayacağız? Sanki CIA, terör yetkisi veren söz konusu yasalar çıkmazdan önce bir terör örgütünden farklı davranıyordu da!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
3 puan 3 golle geldi
Gürcistan deplasmanında kritik galibiyet
Ne görüştüler?
Erdoğan Bahçeli'yi ziyaret etti
Kritik görüşme gerçekleşti
Dervişoğlu'ndan Özel'e ziyaret
O ülkede ilginç eylem
Meclis önünde savaş tepkisi
İran'da dikkat çeken atama
Karargahın başına o isim getirildi
Fındık ihracatı göz doldurdu
Gelir 2,5 milyar doları aştı
Kritik davada karar
Hüseyin Baş'tan ilk açıklama
"Yapay zeka ürünü..'
MSB'den Anıtkabir açıklaması
UNRWA: Gazze'ye 6 aydır yardım ulaştıramıyoruz
Aileler temel ihtiyaçlardan yoksun bırakıldı
Çelik üreticilerinden ithalata karşı önlem talebi
"Haksız rekabete neden oluyor"
CHP lideri Özel'den Gürsel Tekin ile ilgili açıklama
"Biz tedbirli olarak disipline verdik"
'Acımasız savaşçılar oluruz'
Maduro'dan ABD'ye rest
Husiler İsrail hedefini hipersonik füzeyle vurdu
"Operasyon başarıyla sonuçlandı"
ABD'de kayıp Türk bilim insanı hapse atılmış
Bakanlığa ait laboratuvarda radyoaktif riskler tespit etmişti
Öldürülen Savcı Kayhan'ın cenazesi Adli Tıp'ta
Katil daha önce o restoranda garsonmuş
3 puan 3 golle geldi
Gürcistan deplasmanında kritik galibiyet
Ne görüştüler?
Erdoğan Bahçeli'yi ziyaret etti
Kritik görüşme gerçekleşti
Dervişoğlu'ndan Özel'e ziyaret
O ülkede ilginç eylem
Meclis önünde savaş tepkisi
İran'da dikkat çeken atama
Karargahın başına o isim getirildi
Fındık ihracatı göz doldurdu
Gelir 2,5 milyar doları aştı
Kritik davada karar
Hüseyin Baş'tan ilk açıklama
"Yapay zeka ürünü..'
MSB'den Anıtkabir açıklaması
UNRWA: Gazze'ye 6 aydır yardım ulaştıramıyoruz
Aileler temel ihtiyaçlardan yoksun bırakıldı
Çelik üreticilerinden ithalata karşı önlem talebi
"Haksız rekabete neden oluyor"
CHP lideri Özel'den Gürsel Tekin ile ilgili açıklama
"Biz tedbirli olarak disipline verdik"
'Acımasız savaşçılar oluruz'
Maduro'dan ABD'ye rest
Husiler İsrail hedefini hipersonik füzeyle vurdu
"Operasyon başarıyla sonuçlandı"
ABD'de kayıp Türk bilim insanı hapse atılmış
Bakanlığa ait laboratuvarda radyoaktif riskler tespit etmişti
Öldürülen Savcı Kayhan'ın cenazesi Adli Tıp'ta
Katil daha önce o restoranda garsonmuş
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.