Türkiye siyaseti, ekonomisi Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve sonrasında oluşturulacak olan 60. hükümet kabinesine kilitlenmiş durumda.AKP işbaşına geldiğinde nasıl bir program uygulayacağını belirledi ve en geç 5 Eylül'den sonra bunu devreye koyacak.Basına yansıdığı kadarıyla, programın temelinde "Sivil Anayasa" var. "Daha çok demokrasi ve özgürlük" vurgusu yapılacağı belirtiliyor. Bölücülüğün meclise taşındığı bir dönemde, bu demokrasinin ve özgürlüğün ne anlama geldiğini, kimler için daha çok demokrasi ve özgürlük olacağını ilerleyen zamanlarda birlikte göreceğiz. Programda dikkatimizi çeken diğer önemli bir husus ise 2B düzenlemesi. Bu düzenleme, geçen dönem Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilmişti.2B düzenlemesi, yeni dönemin en büyük projelerinden biri olarak ifade ediliyor. Buna göre, orman vasfını yitirmiş olan araziler iki bölüme ayrılarak satışa sunulacak. Bu gruplardan birincisi, orman köylülerinin kullandığı orman vasfını yitirmiş araziler, ikincisi ise, İstanbul'da birçok ilçeye yayılmış olan yüz binlerce tapusuz konutların bulunduğu araziler.Hükümet 2B düzenlemesiyle yaklaşık 50 milyar dolarlık bir gelir hedefliyor.Tabii bu arazilerin hangi şartlarda ve kimlere satılacağı ve bu satış sonrası orman köylülerinin ve bu arazilerde yaşam mücadelesi veren konut sahiplerinin akıbetinin ne olacağı merak konusu. Hükümet işsizliğe çözümü de programına almış. İşsizlik Sigortası Fonu kullanım alanını genişletmeyi, istihdam üzerindeki vergi ve benzeri yükleri azaltmayı, istihdamı arttırmayı hedefliyor.Tabii, 4,5 yıllık iktidarı döneminde bunları neden uygulayamadığı, asgari ücreti bile fazla gören akıl hocası IMF'nin vergi ve benzeri yükleri azaltma konusundaki düşüncelere müsaade edip etmeyeceği merak konusu.İstihdamı arttırmak ise üretimle alakalıdır, üretim ise iç piyasadaki canlılık ve ihracatla. Kur politikası ve maliyetler sebebiyle ihracat yerlerde sürünüyor, parasızlık, maliyet ve ithalatın serbest olması sebebiyle de iç piyasa perişan durumda. Bu şartlar nasıl değiştirilecek yine merak konusu.Kişi başına milli gelirin 10 bin doların üzerine çıkarılması da hedefler arasında. 5 bin dolara çıktık ne oldu, 10 bin dolara çıkınca ne olacak merak konusu. Yeni dönemde başta Halk Bankası olmak üzere kamu bankalarının özelleştirilmesine hız verilecek. Yani babalar gibi satmaya devam.Hükümetin programında, işverenlerin vergi yükünün hafifletilmesi, teşvikler, turizmde KDV yükünün azaltılması gibi hedefler de var.Borçlarımızın faizini bile karşılayamadığımız bu dönemde alacaklı olanlar, program danışmanı IMF, vergi ile ilgili düzenlemelere müsaade edecek mi merak konusu.Velhasıl hükümetin gündeminde ifade edilen, edilmeyen, ifade edilmesi uygun düşmeyen bir çok düzenleme var. Büyük ihtimal, petrolden devlet payını yüzde 2'lere kadar düşüren petrol yasası da sıradadır. Peki, ya İran meselesi, federasyon, sözde soykırım, Kıbrıs, Patrikhane...? Hepsi merak konusu.Artık Cumhurbaşkanı vetosu da engel olmaktan çıkıyor.Sessiz sedasız birçok düzenlemeler yapılacak ve milletimiz de sadece sonuçlarını görecek, yaşayacak? Herhalde bizler için daha fazla demokrasi bu olsa gerek.Ne diyelim, hayırlı(!) olsun.
