Yeni bir yıla yeni umutlarla girmek ister her insan.
Hangi mahallede, hangi köyde,hangi şehirde, hangi ülkede ve hangi kıtada olursa olsun.
İnsanlar oldukça, insanların umutları da olacak.
Kutuplarda buzdan evlerde yaşayan eskimolar da, ekvator ormanlarındaki yerli halklar da yüreklerinde umut taşır.
Dünyanın en merkezinde de, en ücra köşesinde de umut yeşerir.
İnsan da, dünya da umutla beslenir ve gelişir.
Yüreklerinde insan beslemeyen insanların da umudu vardır; ama onlar daha çok tatmin edilemeyen egoları adına başkalarının umudunu yoketmeye adamışlardır kendilerini.
Ve diğer dünya ülkelerinin umutlarını yok etmek isteyen ülkeler kendi misyonları adına dünya milletlerine kan kusturmaktadırlar.
Yeni bir yıla yeni bir adım atmak isterken yeni acılar ve yeni umutsuzluklar da insanların peşinden ayrılmayacak.
Umutlar dünyada var oldukça umutsuzluk da varolacak.
Birileri umut arayışı için seyahata çıkarken diğer birileri o seyahatte korsanlık yapmaya devam edecek.
Korsan ülkeler, korsan milletler tarihin her döneminde oldu ve olacak.
Gemileri yakan, insanları köle yapan, kentleri talan eden barbar milletlerin yerini modern milletler almış durumda.
İçerisinde bulunduğumuz yüzyılın vandalları umutlarımızı baltalamaya devam ediyor, etmeye de kararlı görünüyorlar.
Sömürüyü önleme adına insanlık sömürülecek, bağımsızlık mücadelesi adına diğer toplumlar esir alınacak.
Bu ikilem ve ikiyüzlülük devam edecek.
Bunun ne dereceye ve nereye kadar devam edeceğini ise hiçkimse tam olarak bilemeyecek.
Dünyamızın içinde bulunduğu durumu dikkate alarak, bitirmekte olduğumuz yıla göz atarak önümüzdeki yıl için umutlarımızı yeni baştan yenileyebilecek miyiz peki?
Çevremizdeki çatışmaları, dünyamızdaki global kaosu yeni bir yılda da yaşayacağız.
Birilerinin umutları yükselirken birilerinin umutları körelecek.
Biz el yordamıyla bir yerlere tutunmaya çalışırken umut bağladıklarımız bizi karanlıklara yönlendirecekler.
Kafkaslar'da, Balkanlar'da ve Ortadoğu'da insanların umutları yok ediliyor ve bu yeni yılda da böyle olacak.
Dünyamız yaşlanmaya devam ederken yeni yeni doğal felaketler de insanların canını almayı sürdürecek.
Bir yılı bitirip yeni bir yıla girerken birbirimize umut değil; umutsuzluk aşılayacağız ne yazık ki.
2004'ten 2005'e umutsuzluklar arasında umut bulmak umuduyla giriyoruz.
Umutla...
Hangi mahallede, hangi köyde,hangi şehirde, hangi ülkede ve hangi kıtada olursa olsun.
İnsanlar oldukça, insanların umutları da olacak.
Kutuplarda buzdan evlerde yaşayan eskimolar da, ekvator ormanlarındaki yerli halklar da yüreklerinde umut taşır.
Dünyanın en merkezinde de, en ücra köşesinde de umut yeşerir.
İnsan da, dünya da umutla beslenir ve gelişir.
Yüreklerinde insan beslemeyen insanların da umudu vardır; ama onlar daha çok tatmin edilemeyen egoları adına başkalarının umudunu yoketmeye adamışlardır kendilerini.
Ve diğer dünya ülkelerinin umutlarını yok etmek isteyen ülkeler kendi misyonları adına dünya milletlerine kan kusturmaktadırlar.
Yeni bir yıla yeni bir adım atmak isterken yeni acılar ve yeni umutsuzluklar da insanların peşinden ayrılmayacak.
Umutlar dünyada var oldukça umutsuzluk da varolacak.
Birileri umut arayışı için seyahata çıkarken diğer birileri o seyahatte korsanlık yapmaya devam edecek.
Korsan ülkeler, korsan milletler tarihin her döneminde oldu ve olacak.
Gemileri yakan, insanları köle yapan, kentleri talan eden barbar milletlerin yerini modern milletler almış durumda.
İçerisinde bulunduğumuz yüzyılın vandalları umutlarımızı baltalamaya devam ediyor, etmeye de kararlı görünüyorlar.
Sömürüyü önleme adına insanlık sömürülecek, bağımsızlık mücadelesi adına diğer toplumlar esir alınacak.
Bu ikilem ve ikiyüzlülük devam edecek.
Bunun ne dereceye ve nereye kadar devam edeceğini ise hiçkimse tam olarak bilemeyecek.
Dünyamızın içinde bulunduğu durumu dikkate alarak, bitirmekte olduğumuz yıla göz atarak önümüzdeki yıl için umutlarımızı yeni baştan yenileyebilecek miyiz peki?
Çevremizdeki çatışmaları, dünyamızdaki global kaosu yeni bir yılda da yaşayacağız.
Birilerinin umutları yükselirken birilerinin umutları körelecek.
Biz el yordamıyla bir yerlere tutunmaya çalışırken umut bağladıklarımız bizi karanlıklara yönlendirecekler.
Kafkaslar'da, Balkanlar'da ve Ortadoğu'da insanların umutları yok ediliyor ve bu yeni yılda da böyle olacak.
Dünyamız yaşlanmaya devam ederken yeni yeni doğal felaketler de insanların canını almayı sürdürecek.
Bir yılı bitirip yeni bir yıla girerken birbirimize umut değil; umutsuzluk aşılayacağız ne yazık ki.
2004'ten 2005'e umutsuzluklar arasında umut bulmak umuduyla giriyoruz.
Umutla...
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005