Yezid’i kıskandırıyorsun ey Cübbeli

Cübbeli Ahmet! Günümüz tabiriyle skandalları ile meşhur paparazzi alimi, din tüccarı, sosyal medya fenomeni. 

Siyasi olarak, 'ben AKP'li değilim. Siyasetle işim olmaz' deyip, siyasi olarak sağı solu damgalayan, ötekileştiren, içeri girince Gülen'in eteğini öpen zavallı.

Benim nazarımda ise 'kuzu postuna bürünmüş kurt, okuduğu Kuran, hançeresinden geçmeyen, gök kubbe altındakilerin en şerlileri' tabirlerinin muhatabı bir mahluk.

Neden?

Çünkü Allah'ın hükmü karşısına hüküm koymuştur. Peygamber Efendimizin sözü üzerine söz söylemiş, O'nun sünnetine aykırı şeyleri 'sünnet' olarak ortaya atmıştır. Müslümanların canlarını, mallarını, namuslarını hedef göstermiştir. 

Hucürat Suresi 10, Nisa 93, Tövbe 31. ayetlere bakabilirsiniz. Peygamberimizin (s.a.a.v) hayatına, Veda Hutbesine, Gadir Hum hutbesine, Sakife'deki büyük oyuna bakabilirsiniz. 222 Sünni eserdeki Ehl-i Beyt ve İmam Ali taraftarları ile ilgili hadisleri inceleyebilirsiniz.

İşte bu çalışmayı yaptığınızda, 'Şiilerin katli vaciptir, kadınları, malları helaldir, Ehl-Sünnetin dışındaki anlayışlar batıldır, sapıktır, kafirdir' diyen kefen satıcısının Yezid'in manevi mirasçısı olduğunu görürsünüz.

İnanç olarak Müslümanlar kardeştir. Bu kardeşliğin çatısı 'Allah'tan başka ilah yoktur ve Hz. Muhammed O'nun kulu ve elçisidir' kelime-i şahadetidir. Bu şahadeti getiren Müslüman'dır. O'nu tekfir edenin kendisi, kafir olur.

Mezhepler asla İslam'ın önüne geçemez. Bir mezhep, diğer mezhebi tekfir edemez. Peygamberimizin hayatında mezhep yoktur. Kuran ve Ehli Beyt vardır. Ehl-i sünnet anlayışı Hz. Peygamberden 80 yıl sonra ortaya çıkmış bir kavramdır. 

Bunlar gibi daha nice dini, tarihi gerçekleri bile bile inkar eden, aslından çıkaran, reddeden Cübbeli zihniyeti her fırsatta Şiileri, Caferileri, Alevileri hedef alıyor.

Nedeni tek cümledir: Eğer ümmeti Muhammed, Gadir Hum'daki gerçeği, Sakife'deki oyunu öğrenirse, İngiliz sermayesi ve ideolojisi üzerinden bir cellat tarafından kurulan malum tarikat çökecektir. 

İşte bu çöküşü önlemek, kendilerini hak, diğerlerini batıl göstermek için habire saldırıyorlar. 

Geçen gün yine sosyal medyadan zehir kustu Cübbeli.

"Caferilik adı altında İran ajanlığı yapan ecdad düşmanlarımızın tehlikesinden korumaları hatta vuku bulan birçok zararlardan kurtarmaları hususunda teşvik ediyor ve milyonlar adına onlardan ricacı oluyoruz.

Milli Eğitim kitapları Caferiliği beşinci hak mezhep olarak gösteriyorsa artık sözün bittiği yere geldik demektir. Bu hususta ya hıyanet devreye giriyor veya gaflet ve dalâlet sebebiyle bu yanlışlara imza atılıyor" diyor Cübbeli.

Yezid'i kıskandırıyorsun Ey Cübbeli!

Siyasi boyuta gelince...

İstanbul'da bir kilisenin duvarlarına birileri yazı yazdı. Bir genç yine İstanbul'da bir sinagogun üzerine çıkarak dans etti. Başta Erdoğan olmak üzere bütün siyasi partiler ve liderleri olayları kınadı. 

Cübbeli denen şahıs, aleni olarak milli ve manevi birliğimizi hedef alıyor. Neden hiç birinizden ses çıkmıyor. Keşke emperyalistlerden çekindiğiniz kadar Allah'tan da (c.c) çekinseydiniz! 

Yezid'in son temsilcisinin yaptığı açıklamalara, MHP Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ ve AK Parti İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım,  'Cübbeli Ahmet' olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, Şii/Caferileri hedef alarak milli birlik ve beraberliğimize zarar verecek açıklamalarda bulunmuştur' diyerek konunun takipçisi olacaklarını açıkladı. 

Hatta AKP İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım, Cübbeliyi, Diyanet'e şikayet ettiğini bildirdi.

Diyanet kim? Bu ülkenin yargısı yok mu? Cumhurbaşkanına hakarette anında harekete geçen savcılar, milyonlarca insanımıza ve de milli birliğimize karşı yapılan bu saldırılara karşı neden suskun kalıyor?

Ey Devlet Bahçeli! Türkiye'de, Azerbaycan'da, İran'da ve orta Asya coğrafyasında milyonlarca Şii ve Caferi Türk kardeşlerimiz var. Bu suskunluğunun sebebi nedir?

Cübbeli haddini bilsin!

Bu zihniyetin, inancımıza ve milletimize tarih boyunca kurduğu tuzaklara ve ortaya çıkardığı tefrikalara siyasi partiler sessiz kalsa da, Bağımsız Türkiye Partisi dünde, bugünde sessiz kalmadı, kalmayacaktır da.

Çünkü dün Prof. Dr. Haydar Baş, 'biz, siyaseti Allah rızası için yapıyoruz' diyordu. Bugün Hüseyin Baş, 'Niyetimiz, Allah rızasıdır' diyor.

BTP Sözcüsü Emre Polat yaptığı açıklamada, 'Piyasada, Cübbeli olarak bilinen bir şahıs çıkmış, Ehli Beyt'e laf etmektedir. Bilerek toplumda değil de 'piyasada' kelimesini kullandım. 

Çünkü kendisi tam anlamıyla kendi piyasasını yapmaya çalışan, muhalif adı altında bazı sözde muhalif mecraların pazarlamasına tabi tutulmuş, dikkatle takip edilmesi gereken bir aparattır…

Merhum Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, İslam dünyasında birlik ve beraberliği temin etmek için Ehli Beyt ortak noktasında buluşmamız gerektiğini boşuna vurgulamamıştı. 

Çünkü Ehli Beyt'i sevmek turnusoldür. Ayetle de sabittir ki, Ehli Beyt'i sevmek farzdır. Ama isminden çok, taktığı Cübbe ile anılan bu ve benzeri kişilerin yaptıklarının çok ama çok iyi farkındayız. 

Çünkü yıllarımız bunlar gibilerin İngiliz dizaynıyla yüzyıllardır nasıl İslam dünyası içinde yapılandıklarını anlatmakla geçti. 

Kalkmış hadsiz bir şekilde Caferiliğe, Ehli Beyt'e, Aleviliğe laf etmekte. Kendisini öyle bir yere konumlandırıyor ki, hangi anlayışın hak, hangisinin batıl olduğunu belirleme makamına koyacak kadar raydan çıkmış bir meczuptan bahsetmekteyiz…

Alevi, Caferi, Ehlibeyt aşığı tüm vatandaşlarımız bizim canımız, ciğerimizdir. Ehli Beyt'e olan bu düşmanlık yeni değil, asırlardır var olan bir düşmanlıktır. Biz bu yapıların nereden beslendiğini, kime hizmet ettiklerini çok iyi biliyoruz. 

Ehli Beyt yoluna aşık yurttaşlarımız müsterih olsun, bizim, yani Haydar Hocanın öğrencilerinin olduğu hiçbir yerde bunların sesi çıkamaz. Çünkü biz onların ipliğini pazara çıkarmaya devam edeceğiz."

Münafıklar kaybetmeye mahkumdur…