‘Yoksulluk cisim olsaydı onu öldürürdüm’

Ülke siyasetinin adeta laf ebeliğine soyunduğu, birbirlerini çekiştirdiği hatta itham ve tehdit ettiği şu günlerde Prof. Dr. Haydar Baş yine milletimiz için programlar yapıyor, programlara katılıyor ve topyekûn kurtuluş reçetesini bıkmadan, usanmadan anlatıyor.

Malumunuz bir önceki Pazar günü Sayın Baş bir halk buluşması daha gerçekleştirdi. Programa Azerbaycan'dan katılan değerli ilim adamlarından Prof. Dr. Ruşen Guliyev'in yaptığı yorum ve tanımlamaları dinleyince aynı davaya gönül açmış insanların, birbirlerinin tanımasalar, ayrı diyarlarda yaşasalar da nasıl tek yürek olduklarının, aynı cümleleri kurduklarının bir ispatıydı.

Allah (c.c) kendisinden razı olsun, Ruşen Hoca adeta kalbimi tercüme etti konuşmasında. Yıllardır sokaklarda anlamamakta ısrar eden insanımıza verdiğim örnekleri daha edebi ve çarpıcı cümlelerle dile getirdi Sayın Guliyev.  

Şöyle diyordu Ruşen Hoca; "İktisat üzerine eğitim almış bir insanın, ekonomi kitabı yazması normal bir şey. Ama ömründe hiç iktisat eğitimi almamış, Prof. Dr. Haydar Baş'ın, sosyalizmi ve kapitalizmi tarihe gömen bir tez yazması, nasıl açıklanır?

O, hangi ilimle 'Milli Para' gerçeğini buldu?

 Milli Paralarla Ticaret'i, bugüne kadar iktisatçılar, nasıl oldu da düşünemediler?

Sünni bir insanın, hiç bilmediği ve tahsilini görmediği, Ehl-i Beyt konusunda, On İki İmamı yazması ve bunu Şii dünyanın dahi yazamadığını itiraf ederek, baş tacı etmesi ne ile açıklanır?

Ve yine ömründe hiç tarih eğitimi almamış bir insan, Atatürk ile ilgili tarihçilerin yazmadığı, bilmediği gerçekleri yazması ve tarihçilerin bu eser karşısında şapka çıkarmaları nasıl açıklanır?"

Sayın Baş Milli Ekonomi Modelini nasıl yazdı?

Yıllardır Sayın Baş'tan alabildiklerimizi, anlayabildiklerimizi sokaklarda anlatmaya çalışıyorum. Şunu çok rahatlıkla ifade edeyim ki, solcu diye tariflendirilen kardeşlerimiz Sayın Baş'ı ve projelerini saygıyla dinliyor ve hak veriyorlar.

Muhafazakâr diye tanımlanan kardeşlerimiz anlamak için soruyor. Cevapları alınca susuyor. Ama birkaç dini bilgi öğrenmiş ve o bilgileri de siyasi slogana çevirmiş bir kesim var ki, bırak anlamayı, dinlemeyi o dar kafalarıyla Milli Ekonomi Modeli'ni sorgulamaya kalkıyorlar. 

İlginçtir! MEM'i sorgularken bugünkü faiz sisteminin övüyorlar. Nasipsizlik böyle bir şey herhalde!

Sayın Baş, Ruşen Hocanın da ifade ettiği gibi ekonomi eğitimi almadı ama dünyaya yön veren bir ekonomi kitabı yazdı. Nasıl? Anladığımı anlatayım;

Çünkü Milli Ekonomi Modeli iki kapak arasına sıkıştırılmış kurallar manzumesi değildir.

Milli Ekonomi Modeli, masa başında dünyadaki ekonomik sorunlar, bu sorunların sebepleri ve çözüm yolları nelerdir, şeklinde Google'den alınan bilgilerin yorumlandığı bir kitap da değildir.

Milli Ekonomi Modeli, kapitalizm ve sosyalizmin genel tanımlamaları incelenerek, ortak paydalarının bir araya getirilerek oluşturulan bir ekonomi modeli de değildir.

Nedir Milli Ekonomi Modeli?

Bir hayat biçimidir. Kimin hayat biçimi? Allah Resulü ve Ehli Beyt'inin. Bu hayat biçimini kim emretmişti? Yüce Allah (c.c).

Evet, Milli Ekonomi Modeli, Allah'ın nimetlerinin, bu nimetlerin nasıl paylaşılacağının, helal-haram çizgisinin ve bu çizgeleri hayatlarında fiiliyata geçiren Resulullah ve İmam Ali'nin uyguladığı ekonomi uygulama ve kurallarının bugünün kavramlarıyla ispatlı olarak anlatımıdır.

Birkaç örnek verirsek… Nahl Suresi 18. Ayet: "Allah'ın nimetlerini saymakla bitiremezsiniz."

Milli Ekonomi Modeli: "Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır."

Bakara Suresi 278. Ayet: "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve artık faizin peşini bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz."

Milli Ekonomi Modeli 'faizsiz bir sistem'dir.

Hz. Muhammed (s.a.a.v): "İşçinin ücretini alın teri kurumadan önce ödeyiniz."

Milli Ekonomi Modeli; "Asgari ücret yani bir insanın yeme-içme-giyinme-barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacağı ücret bugün fakirlik sınırı diye adlandırılan rakamın (6.700 TL)  üstünde olacak."

İmam Ali (a.s): "Yoksulluk cisim olsaydı onu öldürürdüm."

MEM'in sahibi Prof. Dr. Haydar Baş: "Bunlar yardım edilmiş yoksullar topluluğu istiyor. Biz ise yoksulluğu yok ediyoruz. Var mısınız?"