Yoksullukla mücadele gününde yoksulluğu inkar ettiler

17 Ekim yoksulluk ile mücadele günüymüş. TBMM'de de bu başlıkta yorumlar yapıldı, iktidara 3Y hatırlatıldı.

Yasakları kalınlaştıran, yolsuzlukları patlatan, yoksulluğu ülke sathına yayan iktidar her zamanki gibi yoksulluğu da inkar etti.

AKP Kars Milletvekili Adem Çalkın ant içtiği TBMM kürsüsünde aynen şu cümleleri kurdu:

"Birileri ülkede açlık var, millet aç kaldı algısı oluşturmaya çalışıyor. Biz her şeyin farkındayız, ama tablo çok farklı. Böyle bir durum yok; bu bir algı operasyonu. Açlık ve yokluktan bahsetmeyi doğru bulmuyorum."

Her şeyin farkında olduklarını iddia eden iktidar, senin yoksulluğunu 'algı' olarak tanımlıyor.

Tersten gidelim! Bir kesimin algılarına girip 'yoksulluk yok' diyerek ikna ettiniz. Yoksulluk bitti mi? İnkar, hakikati değiştirir mi?

Sahi 5 milyon haneye yaklaşık 20 milyon insana neden sosyal yarım dağıtıyorsunuz? Yoksulu yani temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıkları için mi yoksa oy için mi?

Özellikle büyükşehirlerde 20 bin TL'nin altında kiralık ev yok. 1 kilo çay 300, 5 litre sıvı yap 400, artık ihtiyaç olan internet 700, indi-bindi 35 asgari ücret ise 22 bin TL.

Tek parti iktidarı diyor ki, 'yoksulluk yok, algı yapıyorsunuz'. İnkarcılara zorla ikrar ettirilemez!

2024'te mahkeme kararıyla iflas eden şirket sayısı: 465

2025 Ocak-Temmuz arası mahkeme kararıyla iflas eden şirket sayısı 553. Yani 6 ayda geçen yıldan daha fazla.

2024'te 1.723 konkordato başvurusu yapılmış, bu yılın Ocak-Temmuz arası sayı 2 bin 200 olmuş. Yani geçen yılın toplamında fazla.

Özetle istikrarlı (!) bir şekilde batıyoruz. AKP ile her gelen gün bir önceki günden daha kötü oluyor.

Pardon ya! Algı yaptım sanki!

Bu arada bir zamanların tarım ülkesi Türkiye gıda enflasyonunda dünya liderliğine yükselmiş.

Enflasyonda %292 ile yıllardır birincilik koltuğunda oturan Arjantin artık ne yapıysa enflasyonu %31'e düşürmüş. Bizde TÜİK ancak % 33'e düşürebildi.

Aynı Arjantin  %6.3 büyüme yakalarken tek parti iktidarı %4.8 büyüme ile övünüp, Almanya ile kıyas yapmaya devam ediyorlar. 

Bak yine algı yaptım!

Yoksulluğun olmadığı ülkemizde neden çocuklar okula gitmiyor?

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Eğitim-Sen gibi kuruluşların raporlarına göre son 3 yılda okula gitmeyen/öğretim dışında kalan çocuk sayıları şu şekilde:

 2022-2023'te 442 bin 643

 2023-2024'te 612 bin 814

 2024-2025'te 1 milyon 578 bin 941

Neden gitmiyorlar? Başlıca sebepler: Sosyal ve ekonomik zorluklar, çocuk işçiliği erken evlilikler, mülteci çocuklar (yaklaşık 400 bin Suriyeli çocuk okula gitmiyor) ve kalabalık sınıflar.

Suça sürüklenen çocuklar

Son 10 suça sürüklenen çocuk sayısı 95 binden 202 bine yükselerek %113 artmış.

Bu çocukların %40,4'ü yaralama, %16,6'sı hırsızlık, %8,2'si uyuşturucu/uyarıcı madde %4,6 tehdit ile ilgili suçlara karışmış.

Murat Ağırel yazdı

Bir ülkenin karanlığını anlamak istiyorsan rakamlara değil, o rakamların sessizliğine bakacaksın.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2025 Uyuşturucu Raporu yayımlandı.

Satır aralarına baktığınızda yalnızca istatistik değil; ülkenin uyuşan vicdanı, çürüyen sinir uçları görünüyor. Türkiye zehirle çevrili.

Ve en tehlikelisi şu: Zehir artık dışarıdan gelmiyor, içeride üretiliyor.

2018 yılında Türkiye'de 661 kilogram metamfetamin yakalanmıştı. 2024'te bu rakam 33 bin 833 kilograma çıktı, yani 51 kat arttı!

Üstelik Emniyet verilerine göre 19 ilde laboratuvar tespit edildi."

Hüseyin Baş

Uyuşturucu kullanım yaşı 9'a kadar düştü. Uyuşturucu suçları 4 kat arttı. Genç yaşta uyuşturucu ölümlerinde ilk 5'teyiz. Uyuşturucuya ulaşım 5 dakikaya kadar düştü...

Bu ürkütücü veriler ne yazık ki ülkemize ait. Geleceğimiz olan gençlerimiz zehirleniyor.

Bu emperyalist bir operasyondur, hedef Türk milletidir.

Gençliği kaybetmek geleceği kaybetmektir, geleceği kaybetmek vatanı kaybetmektir.

Bizim ne kaybedecek bir tane bile gencimiz vardır ne de vatanımız!

Bağımsız Türkiye Partisi hangi konumda olursa olsun, şartlar ne olursa olsun Türkiye için vardır. Bu vatan bizimdir, bizim kalacaktır."

Algı yapmadık umarım!