Zafer Havalimanı

Malum, 'biz yaptık, biz yaptık' dedikleri projelerden biri Zafer Havalimanı.

Kütahya, Afyon ve Uşak illerine hizmet vermek üzere yap-işlet-devret modeli ile 30 yıl işletme süresi verilerek yaptırılmış.

Üstüne birde yolcu garantisi verilmiş. Hem de her yıl artan sayıda! Ne kadar? Neredeyse Kütahya, Afyon ve Uşak illerinde yaşayan toplam insan sayısı kadar. 

Bu üç ilde 1 milyon 700 bin kişi yaşıyor. Verilen garanti 1 milyon 300 bin. Herkes uçacak, dedikleri bu olsa gerek! 

Ama kimse uçmadı. Hemen koronaya bağlamayın. Bu havalimanı Kasım 2012'de Başbakan Erdoğan tarafından açıldı ve o günden bugüne garanti edilen yolcu sayısı hiçbir şekilde tutturulamadığı için Hazine, firmaların parasını tıkır tıkır ödedi. 

Eski Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan, 2018'de Kütahya'daki Zafer Havalimanı'da 'garantili yolcu sayısına ulaşılamadığını' ve bunun için de devletin, şirkete 5 yılda (2012-2017 dönemi), iç hat giden yolcu için 5 milyon 799 bin 246 Euro, dış hat giden yolcu için de 20 milyon 892 bin 380 Euro olmak üzere, toplam 26 milyon 691 bin 626 Euro ödediğini açıklamıştı. 

2019 yılında bir milyon 232 bin yolcu garantisi verilen havalimanını sadece 82 bin kişi uçmuş.

Virüs yılının ilk 8 ayı için toplam 852 bin 900 yolcu garantisi verilmiş. Ne kadar kişi uçmuş? 7 bin 233 kişi. Aradaki farkı kim kapatacak? Hazine. Yani sen, ben, o.

2044 yılına kadar işletme sahibi firmaya ödenecek rakam 205 milyon Euro civarı olarak ifade ediliyor. 

Euro'yu 1 TL de ben indireyim olsun 8 TL. Bugüne kadar 216 milyon (trilyon) ödenen firmaya 1 milyar (katrilyon) 640 milyon (trilyon) daha ödenecek.

Son başbakan Binali Yıldırım'dan başka hiçbir hükümet yetkilisi bilerek, istenilerek yapılan bu resmi zarara bir açıklama yapmadı.

Sayın Binali Yıldırım ise şöyle bir denklem kurdu; "Yolları bu kadar güzel yapınca, insanlar Kütahya'ya gitmişken havaalanına gideceğine buradan devam edeyim İstanbul'a hemen varırım diye düşünüyor".

Ağlanacak halimize gülelim!

Gelelim bam teline

Bu trilyonluk örnek devede kulak arkadaşlar. Özelleştirme adı altında ne kurumlar, ne fiyatlara gitti! Hangi köprüler, tüneller, yollar ne fiyatlara yapıldı bir bilseniz aklınız durur. 

Tek örnek vereyim. Dünyanın en uzun köprüsü Çin'de. Tam 164 bin 800 metre. 2010 yılında tamamlanmış. Maliyeti 8,5 milyar dolar. 

Yavuz Selim köprüsü. 2016'da tamamlandı. 2 bin 164 metre. 4,5 milyar dolar.

Gelelim halk boyutuna

Birkaç ay önce 'her kim, 21'inci yüzyıl Türkiye'sinde özel sektörü düşmanlaştırıyorsa, onun ülkemizin kalkınması ile ilgili bir hassasiyeti yoktur' diyen Sayın Erdoğan, İzmir depreminden sonra da (vatandaşa) 'her şeyi devletten beklemeyin' dedi.

Özel sektöre yani zengine sahip çık! Vatandaşı ortada bırak! Anlaşılır gibi değil.

Deprem olduğu gün Van'da partililerine hitap eden Sayın Erdoğan'ın şu cümleleri de manidardı;

"Hedefimiz nasıl bu ülkedeki her bir seçmenin oyunu alabilmekse, aynı şekilde 18 yaşını doldurmuş her bir kardeşimizi de partimiz üyesi olarak görmek istiyoruz.

Telefonumuz 24 saat açık olmalı. Cevap veremediğimiz çağrıya dönüş yapmalıyız.

Milletle arasına duvar ören, insanları küçümseyen bir AK Parti üyesi varsa, haksız işgalci demektir."

Telefonunuz açık mı?