10.000 TL asgari ücret nasıl verilir?

Eminim herkes duymuştur, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 10.000 TL asgari ücret vereceğini söylediğini… Ve yine eminim ki şöyle denmiştir: "Nasıl verecek ki? Verse ekmek 20 TL olur. O parayı insanlara verse kimse çalışmaz, vs. vs. vs."

Hadi gelin şimdi bu görüşlerin cevabını verelim Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Milli Ekonomi Modelinden.

İlk olarak biz hazinemizde para var diyoruz, para basabiliyoruz diyoruz ancak o para milli para değildir. Üzerinde ne kadar TL de yazsa Atatürk resmi de olsa o para Türk lirası değildir. Çünkü biz borç aldığımız yabancı para karşılığında para basıyoruz. Her para basmamızda borçlanıyoruz ve şuan da borç batağının içine gömülmüş durumdayız.

Kendi para basma hakkımız yok mu var ama izin verilmiyor çünkü bağımlıyız, çünkü globalleşme içindeyiz!

Ama Milli Ekonomi Modeli devrinde milletimizin ürettiği katma değer ve sahip olduğumuz kaynaklarımızın karşılığında kendi paramızı basacak, hiç kimseye bağımlı olmayacağız.

Devletimizin gelir kaynağından birisi de işte senyorajdır. Yani paramızın üretim maliyeti ile üzerinde yazılı değer arasındaki farktır ve buda devlet için çok ciddi bir gelir kaynağıdır.

Devletin ikinci gelir kaynağı vergilerdir. Yalnız burada bir fark vardır ki; MEM döneminde yıllık geliri 200 bin TL'nin altında olan kişilerden vergi alınmayacak.

Üçüncü gelir kaynağı ise yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızdır. Ülkemiz o kadar zengin kaynaklara sahip ki, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın da dediği gibi kıyamet sabahına kadar bize yeter.

İşte MEM döneminde bu hazine açılacak ve devlet-millet ortaklığı ile işletilecektir. Bu hazinenin içinde yok yok. Altın, petrol, bor, toryum, mermer, gümüş, kayagazı, linyit, demir, bakır... Var da var. Ki "Sadece Gümüşhane'deki altın rezervi ile 100 yıl bu ülke güllük gülistanlık yaşar" demişti Haydar Hocamız.

Yani elimizde bulunan para basma hakkımız, vergilerden elde edilen gelir ve yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız ile 10 bin TL'lik asgari ücretin verilebilmesi mümkün. Ama gelin görün ki şuan da çoğu yabancıların hakimiyeti altında, sattık. Neyse bu konuya girmeyeceğim bugün. Ama bilin.

Nasıl ve ne ile bu 10 bin TL'lik maaşın verileceğini artık biliyorsunuz. Ki şu anda yoksulluk sınırı 8085 TL iken 10 bin TL'lik asgari ücret hiç de çok değil.

Şimdi gelelim ikinci görüşünüze: "Ekmek 20 TL olur!"

Hayır ekmek ya da herhangi bir malın fiyatı artmayacak. Çünkü MEM'de kaynakların devreye konulması sonucu elde edilecek gelir karşılığında, üreticiye maliyetlerin artışına karşı çeşitli muafiyetlerle destekleme olacaktır. Böylelikle maliyet artışları devlet tarafından destekleneceği için tüketiciye karşı herhangi bir fiyat artışı olmayacaktır. Eğer buna karşılık bir fiyat artışı yaşanırsa üreticiye idari ceza uygulanacaktır.

Üçüncü görüş: "Kimse çalışmaz ki…"

O kadar emin misiniz? Gelin 4 kişilik klasik bir aileyi örnek verelim.

Eğer çalışmak istemezseniz sizin bileceğiniz iş, yine de MEM döneminde sosyal devlet projeleri ile geçiminizi sürdürebilirsiniz. Vatandaşlık maaşı (1000 TL) eşinize ev hanımı maaşı (1500 TL+vatandaşlık maaşı), çocuklarınızın çocuk maaşı (Kişi başı 250 TL)... Toplamda bu 4 bin TL tutuyor.

Ama eğer çalışırsanız asgari ücret 10 bin TL, vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, çocuk maaşı derken toplamda 14 bin TL'niz olacak. Hangisini isterseniz? İkincisini değil mi?

Bu konuda Peygamber Efendimizin (s.a.a) bir hadis-i şerifi vardır: "Âdemoğlunun bir vadi dolusu altını olsa bir vadi daha ister."

Şimdi anladınız mı nasıl 10 bin TL asgari ücret verileceğini... Refah içinde yaşayacağımız, hem maddi hem manevi olarak kalkınacağımız böyle günleri neden elimizin tersiyle itiyoruz?

Fakirlik, borç içinde geçirdiğimiz bu dönemleri yaşamaya neden inat ediyoruz?

Bıkmadınız mı artık, canınız istediği zaman dışarıda yemek yiyemediğiniz günlerden. Bıkmadınız mı güzel bir mont gördüğünüzde sadece önünden bakıp geçmekten, oğlunuza istediği pantolonu, ayakkabıyı alamamaktan. Bıkmadınız mı her gece başınızı yastığa koyduğunuzda aklınıza sadece o ayı nasıl çıkaracağınızı düşünmekten. Bıkmadınız mı eşinizin mutfakta köfte, pirzola pişirecek et bulamadığından. Bıkmadınız mı otobüslerde metrolarda 2 bin TL için sabah akşam yol çekmekten.

Bence de yeter artık. Biz bu dünyaya bunlar için gelmedik. Tabii ki geçimimizi sağlayacağız ama insanca. Hakkımız olanı alarak. Refah içinde yaşayarak ahiretimiz için de çalışacağız.

Hazreti Ali (r.a) Efendimizin bir sözü vardır: "Fakirlik bir insan olsaydı onu öldürürdüm" diye.

Gelin şimdi fakirlikten, borçlarımızdan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Milli Ekonomi Modeli'yle kurtulalım...

Bu modeli hayata geçirecek Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş ile olalım...